SELAMÜNALEYKÜM ♥.......
Hepinize iyi okumalar öncelikle. Umarım Mahru ve Bedirhan'ı seviyorsunuzdur çünkü ben çokk seviyorum onların hikayesini, yüzümde saçma gülümsemeler oluyor onları okurken :)
Bu arada her okuyan en yakın okuma arkadaşına "SEVMEYECEĞİM" kitabımızı atsa ve okumasına vesile olsa güzel olmaz mıydııı ♥
Mahru ve annesi de hızlıca bulaşıkları halledip üzerlerini değiştirmek için mutfaktan çıktıklarında Mehmet babalarının çıktığını, Mahmut amcalara gittiğini söylemeye gelmişti.
" Tamam Mehmet" dedi Mahru saate bakarak saat 20:00'dı. Köyde iyice kalabalıklaşmaya başlamıştı, camdan baktı Mahru. Aylin'lerin kapısının önü siyah arabalarla dolmuştu.
" Hadi abla" diye geldi Rabia "Hazırlansana" dedi iki dirhem bir çekirdek olmuştu kızlar.
" Bu ne Rabia, Hilal. Ne bu özen" dedi gülerek Mahru. İki kızda kıkırdayarak:
" Biz hep güzeliz abla ne varmış halimizde" diyerek kafalarını yukarıya kaldırarak hıı diye bir nidada bulundular. Mahru gülerek
" MaşaAllah size, kimsenin nazarı değmesin" dedi ve odaya geçip siyah düz bir elbise giyindi, aynı şekilde siyah düz bir şal takarak omuzlarının üzerinden dolayıverdi. Gece gökyüzünde çıkan ay'a inat genç kızın yüzü daha çok parlıyordu. Sanki gece onun elbisesi ve başörtüsüydü genç kız ise ışıl ışıl parıldayan ay.
" Bu haksızlık" dedi Hilal ablasını görür görmez. " Sen hiç süslenmesen de, renkli giyinmesen de biz senin kadar güzel olamayacağız değil mi Rabia" diye devam etti. Rabia Hilal'i destekleyerek
" Birde süslensen, makyaj yapsan abla varya televizyonlardakinden bile güzel olursun" dedi.
Zeliha hanımda gündelik temiz kıyafetlerini giyip beyaz eşarbını başına dolamıştı çenesini kapatır şekilde.
" MaşaAllah benim kızlarıma" diye övünerek girdi içeriye. "Hadi kızlar gidip gelelim geç olmadan babanız zaten gönülsüzdü izin verdi hayde" dedi. Kadınlar hep birlikte evden çıkmışlardı, Mahru dış kapıyı çekecekti ki büyük bir konvoy geçmeye başladı. Silahlar sıkılıyor, davul zurna sesleri yed köy öteden duyuluyordu. Hayvanlar ürkmüştü, köpekler uluyordu anlaşılan Turan'lar geliyordu. Zeliha hanım biraz ağırdan aldı yukarıya çıkmayı. Bu arada Mahru da Cihan'ı sordu Rabia'ya. Kız kardeşi de abisinin evde olduğunu söyleyince Mahru annesine,
" Anne siz çıkın ben bir abime bakıp geleceğim" dedi.
" Mahru yalnız gelme sakın baban duyarsa çok kızar"
" Tamam anne Ali de evde onunla çıkarım" diyerek daha uzaklaşmadığı evinin kapısından avluya geri girdi Mahru. Abisi Cihan'ın olduğu kata geldiğinde abisinin,
" Güzel gözlüm..." dediğini işitti odasının kapısına yaklaşırken. Ayakları durdu genç kızın ve büyük bir kararsızlıkla geri çevirdi bedenini. Abisini dinlemekle dinlememek arasında kalmıştı o kısacık zamanda . Nefine yenilerek geriye döndü Mahru abisinin konuşmasını duymak, dinlemek ve neler hissettiğini anlamak için. Cihan devam etti,
" Nazlım keşke sende gelebilseydin, görebilseydim o güzel yüzünü" dedi. Telefonun diğer ucundaki genç kız Nazlı ise,
" Cihan'ım nasıl geleyim bilmez misin düğünlere bile zor çıkartır babam beni, bende seni özledim. Gizlice fotoğraflarına bakmak bile artık sana olan özlemimi dindirmez oldu" diye karşılık vermişti. Cihan konuştu,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEYECEĞİM (BERDEL)
ChickLitDoğuda masal bitmez. Her masal da mutlu sonla bitmez....... Geceye Yemin Olsun "Sevmeyeceğim" diye bağırdı Mahru. Geceye Yemin Olsun ki " Sevmem, Sevmeyeceğim" diye karşılık verdi Bedirhan. İki genç, berdelle evlenirken çok övündükleri gururlarını...