Bölüm 22

2K 118 253
                                    

SELAMÜNALEYKÜM......

Bu hafta bir bölüm yayınlayabildim ama artık yine peş peşe bölümlere devam İnşaAllah ♥......

Türkü bitmiş iki gençte Mirzaoğlu konağının tam önünde durmuşlardı. Mahru Bedirhan'ın öksürmesiyle genç adamı dinlemeden arabadan indi hızla. Onunla konuşmak istemiyordu sanki yüzüne baksa ağladığı için kendini aşağılık hissedecek gibiydi.

Bedirhan kızın inişi ile arabadan kendisini attığında konağın önündeki adamlar da hemen koca kapıyı açıp saygılarını göstermişlerdi. Konaktan içeriye ilk önce Mahru girmişti. Merdivenleri hızla çıkıp odaya girdiğinde Bedirhan'ın elleri cebinde gözleri karısında kalmıştı.

Mahru kapıyı kapar kapamaz elindeki yüzüğe baktı. "İstemiyorum" dedi ovalamaya başlarken. Banyoya yürüdü hırsla "İstemiyorum hiçbir şeyinizi" diye ağladı dakikalarca ama ne ağlama. En son banyodan çıktığında eli yüzü kıpkırmızı olmuştu ne kadar soğuk su tutmuş olsa da.

"Her halde bitti gözyaşım" demişti aynadan kendisine bakarken artık yaş akmıyordu kehribarlarından.

Bedirhan ailesi gelene dek avluda oturmuştu. Sanki odaya girse farklı şeyler yaşanacak diye ödü kopuyordu. Karşısındaki kıza çekildiğinin farkına varmıştı ama hala adını öfke olarak adlandırıyordu. Ailesi gelmiş herkes odalarına dağılmıştı. Berfin hanım lafını sokmadan rahat edememişti tabii. Bedirhan umursamadan diğer tarafa bakınca dedesinin uyarısıyla herkes odalarına dağılmıştı.

Bedirhan ise merdivenleri çıkmıştı ama odasına girmemişti ne uzak köşedeki yerine gidip oturmuştu. Tüm şehir ayaklarının altındaydı. Ellerini ilk önce trabzana koyduğunda gözleriyle odasının camına baktı. "Uyumuştur herhalde" dedi içinden sonra oturdu koltuğuna. Onun oturmasıyla beraber ayak sesleri yakınlaşmaya başladı.

"Hayırlı akşamlar ağam kahve getirdim" dedi Lorin. Bedirhan kızın elindeki gümüş tepsinin üzerindeki kahveye baktığında elini sıkmıştı.

"Kim istedi senden" dedi sinirle.

"Ağam sen buraya geldiysen kahvesiz yatmazsın" dedi cilveyle Lorin ama öyle bir konuşmuştu ki Bedirhan:

"Bırak" demişti. Kaşları asla kalkmıyordu çatıktı yine. Lorin ilk aşamayı geçtiği için memnundu.

"Ah Bedirhan sen bu hallere düşecek insan mıydın? Bak halanın kızı olarak konuşuyorum benim abim yaşasa bunları hak ediyor derim ama sen..."

"Lorin sana konuş demedim. Bunu da alıyorsam kan bağımızdandır bilesin eğer ki saçma bir şey çıkaracaksan al bunu da hemen defol buradan" demişti.

Lorin bozulsa da umursamadı.

"Yok Ağam ne çıkaracağım ben sana ne desem de boş sen o zehirli yılan tarafından zehirlenmişsin çoktan" dedi sesini yumuşak tutarak. Bedirhan ayağa kalktığında Lorin'in tam arkasında Mahru ile göz göze geldi. O an tüm diyeceklerini unuttu sanki.

Lorin de adamın gözlerinin kilitlendiği yere çevirdi bedenini. Mahru tam arkasında onlara bakıyordu.

"Günaydın berdel gelini" dedi elindeki tepsiyi indirirken Lorin. Mahru o kıza öyle bir bakıyordu ki sanki bir çöpe bakar gibi. Bedirhan Mahru'ya bakıp ince bir eşofman takımıyla çıktığını gördü. Vücudu belli olmuyordu boldu kıyafetleri başında koyu yeşil bir tülbent vardı. Hızlıca etrafa baktı birisi var mı diye.

"İçeri gir" dedi sonra kıza bakıp.

"Bana da bir kahve getirir misin" dedi Mahru tüm ciddiyetini bozmadan. O an da iki gençte şaşkınlıklarını saklayamamıştı. Lorin "buyur" derken Bedirhan kaşlarını kaldırmıştı ne diyorsun sen der gibi.

SEVMEYECEĞİM (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin