Bölüm 13

1.7K 90 127
                                    

SELAMÜNALEYKÜM.......

Yorumlarınızı büyük bir mutlulukla okuyorum ve bu beni yeni bölümleri hızlı yayınlamaya teşvik ediyor ne yalan söyleyeyim ♥.......

Mahru yanağına konan eli hırsla ittirdiğinde,

" Başından beri ne çok merak ettin kim olduğumu, buyum işte ben" dedi ama sesi öyle hırçın çıkmıştı ki Bedirhan'ın sorgulayan bakışlarını yok etmeye yetmişti.

"Çek elini" derken Bedirhan'ın güçlü ellerini itmek istedi ama bu defa başarılı olamamıştı.

" Sana kim olduğunu öğreteceğim cahil kız" diye kolunu kıvırdı Mahru'nun yukarıya doğru ve kendine çekti. Mahru çekilmeyle birlikte genç adamın göğsüne yapışmıştı.

" Cahil sizsiniz hem de kara cahil" dedi ama genç adam bu kızla daha fazla münakaşaya girerse elinden bir kaza çıkmasından korkmuştu.

Bedirhan daha fazla duramadı öylece ve çekiştirdi kızı tekrardan dışarıya açılan kapıdan çıkardı.

Mahru kendisini Bedirhan'ın arabasında buldu birden, hani her şeyin başladığı o araba. Dışında sıkışıp kaldığı arabanın şimdi içinde sıkışmıştı. Bedirhan onu ön koltuğa adeta fırlattığında kendi koltuğuna binmek için yönelmişti. Yan koltuğun kapısı hırsla kapandığında genç kız irkilerek geriye çekilmişti. Yanında oturan adam kızgın boğaya benziyordu ama Mahru da kırmızıyı çok severdi.

Bedirhan gaza hızla bastığında büyük bir kopuşun yaşadığını hissetti Mahru. Ne olmuştu konakta şimdi onu ne bekliyordu, tüm bu sorular eşliğinde boş gözlerle yola bakıyordu. Dikiz aynasından arkasına baktığında kalabalık siyah bir konvoyun da onlarla ilerlediğini gördü. "Neydi bu kalabalık sadece benim için mi toplanmıştı bu kadar eli silahlı adam" diye düşünmekten kafayı yemek üzereydi.

Bedirhan gaza bastıkça ne yapacağını düşünüyordu. Nasıl evet diyecekti bu kıza, peki namusları böyle mi temizlenecekti? Kimse olup bitene neden karşı çıkmıyordu ki? Tüm bu olup bitenler onu çılgına çeviriyordu. Konağa yaklaşmasıyla birlikte silahlar sıkılmaya başlanmıştı yanında ki kız eliyle kulaklarını kapatmıştı ilk önce ama nerede olduğunu algılayınca hemen kendisine gelerek yavaşça indirdi ellerini. Bedirhan arabasını durdurduğunda arabadan inmek istemedi Mahru. Öylece bakıyordu, Bedirhan büyük adımlarla arabanın önünü dolanarak kızın kapısını açtı. Mahru son kez baktı gözlerine adamın ama bu gözlerde ne bir merhamet dilenme ne de yardım isteme vardı. Ne olacaksa olsun der gibi ruhsuz bakıyordu.

" İn aşağıya" diyerek kolundan tuttuğu gibi kalabalığın arasına çekti Mahru'yu Bedirhan. Tüm konak avluda beklerken Bedirhan kalabalığın iki yana açtığı yoldan Mahru'yla birlikte yürüyordu, ikisi de savaştan çıkmış gibiydi. Yorgun savaşçılar konağın tam ortasında durduklarında Cihan'a kaydı Mahru'nun gözleri, bacağını sarmışlardı yerde kan vardı. Birden abisine atılmak istedi ama Bedirhan öyle bir geri çekmişti ki Mahru kımıldayamamıştı. Boran Ağa girdi lafa,

" Diğer gelin de geldiğine göre başla İmam Efendi" dedi. Mahru babasına baktığında kaşlarını çattı,

" Dediklerimi kabul ettiniz mi" dedi kolunu Bedirhan'dan çekerken. Boran Ağa karşısında ki bu denli güçlü bir kızın olmasını hazmedememişti o an ama gurur da duymuştu, tam bir hanım ağa olacak kızdı Mahru. Sert ve gözü kara. Kafasını salladı,

" Ettik ama sadece sınavlarına girersin"

" Madem kabul ettiniz neden vurdunuz abimi" dedi Mahru bu kez de.

" Sen onu gelmeyerek ölüme yolladın biz sadece ayağına sıktık berdel gelini, yeter artık şimdi sus ve nikaha başlayalım"

" Ne demek...."

SEVMEYECEĞİM (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin