Bölüm 20

1.9K 98 229
                                    

SELAMÜNALEYKÜM.......

Mahru bu kez başka bir okyanus için aklını başına almaya karar verir.......

Bedirhan Ağa'nın okyanusu ise bir bataklık kurtuluşu çırpınmak değil.......

"Odaya git!" demişti bu kez de kıza iyice yaklaşarak. Mahru'nun kehribarlarında dalgalanmalar başlamıştı. Ağlamamak için arkasını dönüp gitti oradan arkasında onu izleyen göze aldırmadan. Genç kız odaya girdiğinde nefretle kapısını çarpmıştı.

"Nasıl bir eve düştüm ben" diye söylendi ilk önce.

"Halası gelir götür der, kendisi tutar kolumdan getirmeyecektin der bıktım" diyerek koltuğa attı kendisini.

Bedirhan ise genç kızın gidişini sonuna kadar izlemiş ve kendisini sakinleştirmek için de zaman kazanmıştı. Yoksa misafir dinlemeyecek evindeki namusuna yanaşmaya cüret eden o adamı öldürmekten beter edecekti. Öfkesini bir nebze de olsa bastırdığını düşündüğünde yukarıya erkeklerin yanına çıktı bu kez ağa benim der gibiydi.

Erkeklerin oturduğu alana çıktığı andan itibaren Saruhan'la arasında büyük bir savaş rüzgarı esmeye başlamıştı. Birbirlerine öyle bir bakıyorlardı ki soğuk savaşın esintisi yanlarındaki ağaları bile üşütmeye başlamıştı. İki gencin arasında ne olmuş olabilir ki diye düşünmeden edemediler yanlarındakiler.

Kadir Turan ve Boran Ağa karşılıklı sohbetlerine devam ederlerken konu buraya asıl geliş sebeplerine gelmişti. Kadir Turan elindeki iri boncukları olan tesbihini çekmeye devam ederken,

"Boran Ağa bilirsin bu haftanın sonunda düğünümüz var, torunum İbrahim'i evlendiririz" dedi.

"Hayırlı olsun Kadir Ağa bilirim elbet" diye karşılık verdi Boran Ağa kahvesini masaya bırakırken.

"Bizde aşiretimizin lideri olan Mirzaoğlu Reisini özel olarak davet etmeye geldik. Siz bizim şeref konuğumuzsunuz bilirsiniz, sizi de düğünümüze bekliyoruz" dediğinde elindeki tesbihi artık çekmeyi bırakmış imamesinden tutmaya başlamıştı.

"Ne demek konuk Kadir. İbrahim benim de torunum sayılır, biz de düğünün sahibi olarak orada olacağız tüm aile hiç meraklanmayasın" dedi.

Bedirhan gözlerini konuşan iki ağadan çekip tekrar Saruhan'a baktığında aslında yakışıklı bir adam olduğunu görünce iyice sinirlenmişti. Mahru'nun önünü kesmesi onu sakinleştiremiyordu bir türlü. Civan Ağa da Saruhan'a bakan Bedirhan'a yönelip,

"Aşiretimizin gözde ağaları evlendi artık, elimizde Saruhan var bir de peşine gelenler tabi" dedi. Bedirhan İbrahim Turan'ın babasının sözleriyle gözlerini adama çevirdiğinde bir tepki vermemişti.

İbrahim Mirzaoğlu konuşma gereği duydu bu hareket üzerine.

"Öyledir Civan Allah bekarlara da nasip etsin" dediğinde Saruhan kendisine bakan Bedirhan'a bakarak,

"Amin" dedi. Bedirhan sanki karşısında bilinçli davranan genç adamın hareketiyle dişlerini sıkmıştı, çenesi gerilince çıkan o damarları yine kendisini göstermeye başlamıştı.

Saatler ilerlemeye devam ederken artık Turan Ailesi de yavaş yavaş ayaklanmaya başlamıştı. Kadınlar ilk önce vedalaşıp avludan ayrılırken erkekler de tokalaşıp vedalaşmıştı. Bedirhan ile Saruhan ise tokalaşmadan bir yolculuma merasimi yaşamışlardı herkesin ilgisini çekecek bir tarzda. O anlık görmek istemeseler de herkes farkına varmıştı bu iki gencin arasında birtakım olayların yaşandığına.

Konağın büyük kapısı misafirlerin arabalarla uzaklaşması görüldükten sonra kapatıldığında yorulan hane halkı odalarına çekilmek için hareket etmeye başlamışları. Bedirhan öfkeyle:

SEVMEYECEĞİM (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin