Bölüm 32

1.7K 129 212
                                    

SELAMÜNALEYKÜM.......

Bayramınız Mübarek olsun inşaAllah iyisinizdir ♥. Beni soran, mesaj atan yorum yapan tüm arkadaşlarıma çookkkk teşekkür ederim hakkınızı helal edin gerçekten yoğun ve bir o kadar da stresli bir zamandan geçtim  projemi tamamladım şimdi rahatız ☺......

YKS'ye girenler olmuştur umarımm iyi geçmiştir, umarım herkes istediği puanları alır da hayallerine kavuşur. Meslektaşım olursunuz belki de (Mühendis ☺)......

Şimdi bölüme geçelim tam 1 ay olmuş valla gece 01.12 yayınlıyorum bakın sadece sizin için valla bak kızmayın bana ♥.......

"Bu kapıdan Mahru olarak girdim, Mahru olarak da çıkacağım"

Genç kızın sözleri bıçak gibi keskindi. Bedirhan kolunu tuttu hırsla kendine çekti ama derince yutkunmaktan başka bir şey yapamadı.

"Gitme"

Diyemiyordu işte, onu durduran neydi bilmiyordu ama diyemiyordu. İkisi bakışmalarını sürdürürken Mahru konuştu:

"Hadi"

Sadece bu kelime döküldü dudaklarından. Sinirden kuduran adam artık dayanamadı onu çekiştirerek merdivenlerden indirirken sabah kahvaltısını hazırlayan kadınlar onları izlemeye başladı.

Züleyha hanım odasından çıktı hızla, Mahru'nun gidişini yüzünde tatmin olmuş bir gülümsemeyle izlemeye koyuldu. Nazlı da aynı annesi gibiydi, camdan Mahru'nun gidişini izlerken gururla kafasını kaldırdı.

"Bunu hakkettin Mahru" dedi nefretle. Sanki bu yaşananlar genç kızın suçuymuş gibi bakıyordu.

İbrahim Ağa çıktı odadan, Bedirhan'ın Mahru'yu çekiştirdiğini görür görmez sinirle bağırdı:

"Bedirhan!"

Bedirhan durdu birden,  bir ses duymak istiyordu onu durduracak bir ses. Mahru da nefes almak için bir bahane gibi durmuştu. Kolu acıyordu, Bedirhan bırakmadan öylece dururken İbrahim Ağa aşağıya indi.

"Ne oluyor, ne yapıyorsun sen oğlum" dedi sinirle.

"Ne yapıyorum, senin verdiğin sözü tutuyorum. Onu götürüyorum"

"Böyle mi götürüyorsun, biz olmadan ayıp denen bir şey var"

"Bu ayıp bize mi var bir tek, kaçan kızını kabul ettin sen nerede töre nerede ayıp"

"Bedirhan"

"Bana karışma sakın, bugünden sonra bana kimse karışmayacak kimse. Şimdi götürüyorum Mahru'yu kimse gelmeyecek nasıl aldıysam öyle götürürüm ben"

İbrahim Ağa iyice çileden çıkmak üzereydi, Boran Ağa da aşağıya indi ağır ağır.

"Ne oluyor sabah sabah"

"Bir şey yok sizin verdiğiniz sözü yine ben tutuyorum, götürüyorum"

Mahru sessizce yüzü kapıya bakarken Bedirhan hırsla kıza doğru dönmüştü. Babası ve dedesine bakmaktı niyeti ama onun kehribarlarını gördü ilk önce. 

Düşünceleri bulanıklaştı, odağını kaybetti bir rüzgar esti sanki o anda.

"Ne diyorsun sen oğul, acelen ne geçin kahvaltı yağın sonra bende geleceğim sizinle birlikte gideriz"

SEVMEYECEĞİM (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin