SELAMÜNALEYKÜM.......
Dayanamadım ve yeni bölümü yayınladım sizler için, öyle bir içimden geldi :)
Bedirhan öfkesini yenememişti, silahın sesine birkaç kişi gelip neler olduğuna bakınca Bedirhan'ı görmüş Mahmut ağayı aramışlardı. Mahmut Ağa oturan babasından müsaade isteyerek kardeşinin yanına gitmişti.
" Bedirhan" diye seslendi Mahmut Ağa kardeşinin yanına yürüyüp elindeki silaha bakarak
" Ne oluyor Bedirhan iyi misin?" dedi. Mahmut kardeşinin yüzündeki öfkeyi ilk kez bu denli derinden görmüştü. Bedirhan,
" Bir şey yok abi" dedi dilini çiğneyerek ve elindeki silahı beline koydu. Mahmut,
" Emin misin Bedirhan birisi bir terbiyesizlik mi yaptı?" dedi tekrardan ama kardeşi,
" Hayır dedim abi" dedi kafasıyla da hadi gidelim der gibi bir işaret yapmıştı. Mahmut Ağa bu gece bir olay çıkmaması için kardeşinin sırtını sıvazlayarak "hadi" dediği anda ikisi birlikte istemenin yapılacağı İbrahim Ağa'nın oturduğu alana girmişlerdi. İbrahim Ağa gelen oğulları ile beraber gururlanmıştı, soylarının devamıydı bu oğullar. Bedirhan ve Mahmut selam verip babalarının yanına oturmuştu.
Mahru Aylin'leirn evine zor da olsa girebilmişti. Hemen Aylin'in yanına gidip korkusunu dindirmek istercesine sarıldı boynuna. Aylin,
" Hiç öyle sarılma Mahru valla sabahtan beri yoksun ortalarda kendini affettiremessin" dedi. Mahru arkadaşından ayrılırken,
" Aylin abimle çok önemli bir şey konuşmam lazımdı yoksa seni bu günün de görmek en büyük isteğimdi sanki bilmiyorsun" dedi kalp ritmi biraz da olsa normale dönerken.
" Seninle sonra hesaplaşacağız Mahru, baksana ellerime heyecandan titriyorum" dedi Aylin yüzünde utangaç bir gülümsemeyle. Mahru,
" Kavuştun işte ne bu heyecan Allah tamamına erdirsin" dedi yüzündeki tebessümünü büyütürken. Genç kızlar Aylin'in odasında konuşup sohbetler ederken kadınlarda takıları hazırlamaya başlamışlardı, isteme başlamıştı dışarıda. İbrahim Ağa damada dönerek,
" Adaşım İbrahim oğlumuz, Turan aşiretinin gelecekteki ağalarından olacak inşallah. Bugün burada toplanmamız hayırlı iş içindir çok şükür." Aylin'in dedesinden isteniyordu kız çünkü gelenek öyleydi, büyükler çiğnenmezdi burada. "Allah'ım emri Peygamber efendimiz (s.a.v)'in sünnetiyle kızınız Aylin'i oğlumuz İbrahim'e isteriz" dedi İbrahim Ağa yavaş ve kendinden emin bir tavırla. Bu sırada Aylin'in dedesi yaşlı adam "Allah'ın emri Peygamber'imizin sünnetiyle (s.a.v) verdik gitti" der demez gökyüzü sıkılan silahlarla aydınlandı, kadınlar bir ağızdan zılgıt çekmeye başladı. O an köy tam bir panayıra dönüşmüştü sanki. Aylin bu olanlar sırasında içeriye alınmış kayınvalidesinin ve Turan aşiretinin içinde zılgıt sesleriyle birlikte verildiğini anlayınca kadınların ellerini öpmeye başlamıştı.
Mahru bu cümbüş içinde silahların patlamasıyla biraz önce Bedirhan'ın havaya sıktığı silahın sesini işitti kulaklarında, irkildi birden annesinin koluna dokunmasıyla. Zeliha Hanım,
" Kızım ne oldu, bak sana da nasip olur inşaAllah" dedi Mahru'nun duyacağı şekilde.
" Aman anne buradaki kızları görüyorsun değil mi hepsi kendilerini bir aşiret hanımına beğendirmek için yarış içindeler hatta bazıları kıyıdan köşeden oğlanlara bakıp duruyorlar Allah onlara nasip etsin çünkü ben istemiyorum" dedi Mahru. Genç kızın bu sözlerinden sonra annesi durumu daha fazla uzatmamak için Mahru'nun koluna bir çimdik atarak,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEYECEĞİM (BERDEL)
ChickLitDoğuda masal bitmez. Her masal da mutlu sonla bitmez....... Geceye Yemin Olsun "Sevmeyeceğim" diye bağırdı Mahru. Geceye Yemin Olsun ki " Sevmem, Sevmeyeceğim" diye karşılık verdi Bedirhan. İki genç, berdelle evlenirken çok övündükleri gururlarını...