SELAMÜNALEYKÜM.......
Bu defa sizler için uzun bir bölüm yayınlıyorum oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Her okuyandan da bir Wattpad okuma arkadaşına kitabımızı hemen atmasını ve bizimle aynı yolculuğa çıkarmasını rica ediyorummm ♥.......
Bu arada karne alan tüm gençleri kutluyorum. Sonucu ne olursa olsun hayat gelip geçen bir zaman ve bizde o zamanda yolculuk yapan misafirleriz. O günler geri gelmiyor tadını çıkarın ♥.......
Sabahın ilk ışıklarında herkes uyanmış günlük rutinlerinde devam ediyorlardı Mahru'ların evi ancak bir şeylerin yaşanmışlıklarıyla tabi. Erkekler tarla işlerine gitmişti, kızlarda okullarına . Mahru evde yalnız kalmıştı, hemen yemekleri yapmaya koyuldu bu sırada dün yaşadıkları gözünün önüne geliyordu ki çalan telefonuyla irkildi. Arayan Aylin'di "Eyvah" dedi Mahru "kesin bana çok kızgın en güzel gününü berbat ettim" diye devam etti. Tüm cesaretini toplayarak açtı telefonu "Selamünaleyküm" dedi en yumuşak sesiyle.
" Aleyküm Selam Mahru hanımcım nasılsın bakalım.... Bedirhan ağaya neden öyle davrandın Mahru ya..." diye direk konuşmaya başladı Aylin.
" Vallahi benim bir suçum yok o yaptı her şeyi görmedin mi Aylin, ben senin bu güzel gününde o kalabalıkta rezil oldum asıl"
" Sana kızmak için aradım ama gerçekten de bittin Mahru herkes konuşmaya başladı bile seni, inşaAllah baban duymaz"
" Ne diyorlarsa desinler ama iftira atanlara hakkımı helal etmiyorum, babama gelirsek duyarsa bana ne yapar onu ben bile düşünemiyorum Aylin"
Mahru'nun ne kadar üzgün ve mahcup olduğunu duyunca üzerine gitmedi Aylin arkadaşının, biraz teselli etti biraz da dünkü istemesinden konuştuktan sonra kapattı telefonu. Kızlar da bu esnada okuldan dönmüştü hemen mutfağa girdiler hep bir elden hem yemekleri hazırladılar hem de Mahru'ya övgüler düzmeye başladılar. Annelerinin ayak seslerini işittiklerinde sustu genç kızlar ,
" Gülün gülün millet de bize gülüyor zaten birazda siz gülün" dedi hırsla. Kadınlar bu gün onunla iğneleyici konuşmuşlardı o yüzden sinirliydi Zeliha kadın. Mahru hemen mutfaktan çıktı,
" Ne oldu anne ne dedikodu ettiler de seni bu hale getirdiler" dedi.
" Ne olacak senin dün yaptığını anlatıyorlar yok neymiş Bedirhan mıdır nedir ona kendini göstermek için rezil olmuşsun" dedi annesi kızına bakarken.
" Anne böyle bir şey mümkün mü, ben ona mı gösterdim kendimi hepsi kızlarıyla karıştırmış beni yalancılar" dedi Mahru sesi yüksek çıkıyordu.
" Sus Mahru baban gelir şimdi çabuk kurun sofrayı" diyerek kalktı Zeliha hanım oturduğu eşikten.
Tarlada işleri yarılamış yemek yemek için eve gidecekti Hüseyin Ağa ve oğulları. Çalışanlar tarlada yanlarında getirdikleri azıklardan yerlerdi. Hüseyin Ağa saatine bakıp ağır adımlarla tarladan çıktı oğulları da babalarını takip etti teker teker. Yolda peş peşe giderlerken köyün muhtarı selam verdi adı Selman'dı. 50-55 yaşlarında anca vardı muhtar.
" Selamünaleyküm"
" Ve Aleyküm Selam"
Selam dedikodu yapmayı seven bir adamdı yüzden Hüseyin Ağa onunla çok muhatap olmazdı. Yollarına devam edeceklerken,
" Senin kız Mahru da amma cesaretliymiş doğrusu" dedi Selman pek bir keyifle. Kerim ablasının adını duyunca,
" Hayırdır muhtar emmi ne diyorsun sen" diye atıldı hırsla. Cihan kardeşinin durmasını söylemek istercesine kolunu tuttu. Hüseyin Ağa,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEYECEĞİM (BERDEL)
ChickLitDoğuda masal bitmez. Her masal da mutlu sonla bitmez....... Geceye Yemin Olsun "Sevmeyeceğim" diye bağırdı Mahru. Geceye Yemin Olsun ki " Sevmem, Sevmeyeceğim" diye karşılık verdi Bedirhan. İki genç, berdelle evlenirken çok övündükleri gururlarını...