Bölüm 7

1.8K 83 45
                                    

SELAMÜNALEYKÜM.......

Bir daha tarih vermeyeceğim ya geç olsun ama güç olmasın ama değil  mi ?☺.......

Yorumlarınızı okumak için bekliyorum bende haberiniz olsun.......

İbrahim Ağa daha fazla rezillik yaşanmaması için "Bedirhan" dedi uyarır bir tonda aynı zamanda Kübra da yere erilen tepsiyi toplamaya başlamıştı. Bedirhan ise Mahru'nun önünde duvar gibi dikiliyordu. İbrahim Ağa'nın adını söylemesiyle Mahru elbisesinin eteklerinden tutup kalabalığın ortasından çıkmak için kapıya yönelmişti. İbrahim Ağa ortamın havasını dağıtmak için yüzükleri kesmişti zılgıt sesleri bu kez daha farklı çıkıyordu. 

Mahru o kalabalığı adeta yara yara geçmişti ve annesinin onu sinirli bir ifadeyle beklediğini görmüştü salona ulaştığında. Zeliha hanım küçük kızlarını da yanına almış Mahru'yu bekliyor bir taraftan da içten içe kızının yaptıklarına öfkeleniyordu. Zeliha kadında buranın insanıydı neler diyeceklerini, nasıl dedikodular edeceklerini çok iyi biliyorlardı. Mahru hemen annesi ve kardeşlerinin yanına ulaşınca Zeliha kadın hiç beklemeden ayrıldı oradan kızlarını da peşine takarak. Dışarıda Mehmet ve Ali ikiz erkek kardeşleri annelerini görünce onlar da erkek olarak kadınları eve götürmek için peşlerine düşmüşlerdi. Yolda büyük bir sessizlik vardı, Mahru ise donmuş gibiydi sanki. Kolunu sıvazladı Rabia ablasının iyi ol der gibi. Eve girdikleri anda Zeliha kadın Mahru'yu kolundan tutup odaya çekti. 

" Gızım sen ne yapıyorsun kafayı mı yedin tüm ahali seni konuşacak, babanda duyacak seni de beni de sağ komayacak"

diye hem Mahru'ya bağırıyor hem de başörtüsünü açmış kendisine hava yapıyordu. Mahru ise iki elinin arasına aldığı başını tutmuş boş gözlerle yere bakıyordu ne yaşadığını anlamaya çalışıyordu. Ali hemen abisi Cihan'ı uyandırdı. Cihan hızla annesi ve Mahru'nun olduğu odaya gitti "ne oldu anne" dedi kendisinden geçmiş kadını görünce bir yandan da kız kardeşine bakıyordu. Kadın istemede olanları feryat figan Cihan'a anlattı Mahru'yu suçladı hatta Cihan'ı da,

" hep sen yaptın, bu kıza bu kadar yüzü sen verdin. Koskoca Mirzaoğullaru'nın oğluna laf söyledi, babanız bizi bitirecek" dedi ağlayarak. Cihan olup biteni dinlediğinde çok şaşırmıştı. Mirzaoğulları ile yaşanan bu hadise onu Nazlı'sından iyice uzaklaştıracaktı. Bir ihtimal olsa bile o da yok olacaktı. Cihan bunu düşününce aşkı ağır basmış olacak ki Mahru'ya sesini yükselterek,

" Mahru sen neden üzerine vazife olmayan işlere bulaşıp aşiretlere bizi rezil edersin" dedi. O anda sanki Mahru'nun başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Kafasını kaldırdı, üzülmüştü genç kız annesinin söylediklerini çok umursamamıştı ama abisinden beklemiyordu. Cihan kardeşinin gözlerinde ki hüznü görünce pişman oldu hemen söylediği sözler için,

" Tamam ana sen de ortalığı alevlendirme" diye toparlamaya çalıştı ama iş işten geçmişti. Mahru sabahtan beri tuttuğu gözyaşlarına daha fazla hakim olamayarak akıttı tüm yorgunluğuyla. Kalkıp odayı terk edeceği sırada abisi koluna yapışıp sarıldı,

" Ben senin arkandayım her zaman" dedi.

 Mahru'nun sessiz gözyaşları artık daha fazla şiddetlenmişti. O da Cihan'a sarılarak,

" Abi yemin ederim onlardan nefret ediyorum" dedi. Cihan'dan ayrılıp çıktı odadan genç kız ve hemen elini yüzünü yıkayarak kendine gelmeye çalıştı. Bu sırada kızlarda annelerine kolona döküyor bir yandan da su içiriyorlardı. Cihan da boştaki mindere oturmuş olanları sindirmeye çalışıyordu. 

Aylin'in istemesi bitmiş eğlenceye geçilmişti. Mustafa Bedirhan'ı dışarıya çıkarmıştı.

" Ne yapıyorsun sen oğlum" dedi sorgularcasına. 

SEVMEYECEĞİM (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin