Yavru Serçeler

77 10 0
                                    

Archer, güneşin doğuşuyla gözlerini araladı. Helena, kollarının arasında mışıl mışıl uyuyordu. Dün gece ona gitme dediğinde şaşkınlıkla hemen cevap verememiş, sonrasında kalmayı seve seve kabul etmişti. Geçen onca yıla rağmen Helena’yı sevmekten asla vazgeçmemişti. Onu bir an olsun aklından çıkaramamış hep özlem duymuştu.

Dün gece aniden onunla kalmasını istemişti. Korkmuştu, kabul etmez ve gider sanmıştı. Düşündüğü gibi olmamıştı, Helena bunu kabul etmişti. Sevdiği kadının hâlâ kendisini seviyor olmasından dolayı çok mutluydu.

Gece onlar için unutulmaz geçmişti. Birbirlerine duyduğu özlemleri doyasıya gidermişlerdi. Olanları unutmak istiyordu artık. Olan olmuştu ve hiçbir şeyin geri dönüşü yoktu. Yapılacak tek şey geçmişi unutmak ve önlerine bakmaktı.

Bunca yıldır sevdiği kadına ve kızına uzak kalmış, onlara çok fazla özlem duymuştu. Şimdiyse ikisi de yanındaydı. Sevdiği kadın ile arasını düzeltmiş, kızıyla güzel zamanlar geçirmişti ve geçirmeye devam edecekti. Uzun zaman sonra kendisini çok mutlu ve huzurlu hissediyordu. Hayatı yavaş yavaş yoluna girmeye başlamıştı.

Aklındaki düşünceleri, kollarının arasında hareketlenen Helena ile dağıldı. Archer, bakışlarını izlediği tavandan ayırıp kadına çevirdi.

Helena, gözlerini araladığında karşısında onu hayranlıkla izleyen adamı gördü. Aşk dolu bakışları onu gülümsetmişti. “Günaydın,” dedi Helena. Bir eli adamın pürüzsüz yüzünde dolaştı.

“Günaydın.” Archer, yanaklarını okşayan eli tutup üzerine bir öpücük bıraktı. “Rahat uyudun mu?”

“Evet ben rahattım. Sen?”

Archer, uzun zaman sonra ilk defa bu kadar rahat bir uyku çekmişti. Normal zamanlarda kâbus görüp uykusundan uyanırdı ama dün gece uykusu hiç bölünmemiş, aralıksız uyumuştu. “Çok rahat bir uyku çektim.”

Helena, doğrulup yatakta oturur pozisyona geldi. “Kahvaltıya inmeden önce banyoyu kullanmam gerek. Hemen hazırlanmalıyım.” Helena, yatağından kalkıp dolaptan aldığı bornozla banyoya girdi.

Archer’ında banyoyu kullanması gerekiyordu. Helena’nın çıkmasını beklemek yerine başka bir odayı kullanmanın daha hızlı olacağını düşündü. Kızı ve damadı uyanmadan aşağıya inip hazırlıkları kontrol etmek istiyordu. Dolabından kıyafetlerini ve havlusunu alıp odasından çıktı.

Yan odanın banyosunu kullandıktan sonra tekrar kendi odasına girdi. Helena, çoktan çıkmış ve üzerini giyinmişti. Aynanın karşısına oturmuş saçlarını kurutuyordu. Odada hoş bir koku vardı, saçına sürdüğü lavanta yağına aitti.

Archer, kadının yanına doğru yürüdü. Hâlâ nemli olan saçlarına bir öpücük bıraktı. “Helena.” Lafının devamını getirmeden önce kadının hemen yanına oturdu. “Benimle kalacaksın değil mi?”

Helena, yüzüne muzip bir gülümseme takındı. “Kaldım ya işte.”

“Bunu kastetmediğimi biliyorsun Helena. Bundan sonrasından bahsediyorum.”

“Bundan sonra da mı kalma mı istiyorsun? Sadece bu gece değil miydi?” Helena, Archer ile alay ediyordu.

“Elbette istiyorum Helena. O yüzden öyle söyledim sana. Kalmayacak mısın?” Archer, kendini tam olarak ifade edemediğini düşündü. Bundan sonra hep onunla kalmasını istediği için dün gece öyle demişti.

Helena, kendini tutamayarak küçük bir kahkaha attı. “Kalacağım tabi ki, küçük bir şakaydı sadece.”

Archer, rahat bir nefes aldı. Bir an için ciddi olduğunu düşünmüştü, şaka olduğu alının ucundan geçmemişti. Rahat bir nefes alıp burnunu kadının boynuna soktu, kokusunu derin derin içine çekti.

Lanetli PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin