18°Bölüm

151 8 1
                                    

Bizim 800'ü geride bırakmamız şaka mıı? Demiyeyim cringe olmaya gerek yok. Hepinizi çok seviyorum ve her bölüm başı bunu söylemekten bıkmıyorum.

Kalp, love çok siz...

Umarım kitap akışını beğeniyorsunuzdur eğer yorumlara açığım, alınmam beraber konuşuruz.

İyi okumalaaar <3

18°BÖLÜM

Anlık yaşanan şeyler bize bir etki hediye ederdi.
Bu hediyeye biz şok etkisi diyorduk. Tam da şuan yaşadığım şey gibi.
Cübbeli giydiğim andan beri evlilik konusunda yaptığım konuşmalar beynimde sinsice dolanırken yaptığım konuşmalara tezat düşen hareketlerim büyük bir kıyametin habercisi miydi?
Yoksa o kıyametin tam ortasında mıydık?

"Düşmüş, düşmüştür herhalde... bilmiyorum." Ne diyeceğimi bilemediğim anlarda dolanırken dilim dönmüyordu cevaplarıma. Bende onun kadar şaşkındım.

Nasıl fark etmemiştim?

"Bilmiyorsun? Evde unuttum da değim direkt bilmiyorsun. Deniz, ne yapmaya çalışıyorsun sen? Daha dün barışmadık mı biz, evliliğimizin ilk kavgasını yaptık." Derin bir nefes alıp sustu. Sanki diyeceği şeyi engellemeye çalışıyordu.

"Giray, belki evdedir. Adliyede düşmüştür. Özür dilerim sevgilim. Gerçekten,"

Yanağına çıkan elimden kurtarmak için yüzünü geri çektiğinde havada kalan elimi soğuk hava felç etmişti.
Elimi yumruk yapıp sakince indirdiğimde o sabah gayet yumuşak olan yüzüne karşı bu sefer duygu barındırmayan yüzüyle bana bakıyordu.

İkisi de aynı kişiydi.

"Deniz," dedi ve derin bir nefes aldı tekrardan.

"Giray, bak özür dilerim her saniye yapabilirim bunu. Yenisini alırız bulamazsam."

Burnundan dediğim şeye güldüğünde dudaklarımı ısırdım.

"Sence derdim yüzüğün tekrar alınması mı? Bu mu Deniz? Ben sana bir kuyumcu açayım, kaybet kaybet al oradan. Umrumda mı bu sence! Bak ilk tanıştığımız yıl özenle seçmedik mi onları? Sakin olmaya çalışıyorum. İnsanlık halidir diyorum ama hayır yani hareketlerin, konuşman iyice batırıyor işi. Özür dileyip durma benden. Bundan da nefret ettiğimi biliyorsun. Sevmediğim şeyleri yapma Deniz."

Oturduğu sandalyeyi iteklediğinde onu engellemek için konuşacaktım ki benden önce davrandı.

"Ben büroya geçeceğim. Gel sende, al anahtarlığı da."

Arabanın anahtarlığını önüme bıraktıktan sonra sandalyeden kalkıp hızlıca kafenin çıkışına ilerledi.

Kafeden çıktığında oflayarak önüme döndüm.

Her zaman beraber gelip,beraber gülerek çıktığımız kafe ilk kez cehennem gibi hissettirmişti bana.

Çok kötü bir ana şahit olamayacak kadar güzel anısı vardı buranın. O güzel anılar kapatılıyordu...

Onun peşinden gitmek istesem de yalnız kalmak isteyeceğini biliyordum. Hem benimde yalnız kalıp düşünmem gerekiyordu.

Yüzüğümü düşürecek kadar aklımı kaybetmiş olamazdım. Ama düşmüştü ve ben bunu bile fark etmemiştim. Bu tamamen benim suçumdu. Bu yüzden Giray'a karşı çıkamıyordum.

SAR AŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin