40°Bölüm

160 9 1
                                    

Öyle bir andayız ki, kemerleri bağlayın.
Öncelikle 40. Bölüme kadar bize eşlik eden herkese çok teşekkür ederim.
Onlar benim hayalim ve siz o hayali gerçekleştirenlersiniz. Daha neeleer neeleer göreceğiz.
Ve bir diğer önemli husus,
Artık 6 bin okumayı geride bıraktık.
Bu sizin emekleriniz sayesinde oldu... Her bölüme oy anten sevgili arkadaşlarım, hepinizi görüyorum, yorum yapan arkadaşlarım sizlere de en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Bu yolda emin adımlarla yürüyelim hep beraber... Nicelerine!
Sizi çokk seviyorum 🤍

Şimdi bunun şerefine MUHTEŞEM bir bölüm bırakıyorum buraya.
Tepkilerinizi çoook merak ediyorum.

40°BÖLÜM

Geldi ve gitti o gün. İnsan hiç geçemeyecek diye düşünse de, o andan ilerisi yokmuş, sonmuş gibi düşünse de mutluluğun sonu olduğu gibi kötü anların da sonu vardı.

Bir yelkovan ve akrebe bağlıydı hayat. Birbirini saat başı bir kere yakalayan çizgiler.

Hayatımız bir zamana bağlı olsaydı o saat asla başa sarmazdı ve biz hayatımızın güzellikleriyle sadece bir kere görüşürdük.

Çünkü başa sardığımız zaman değildi.

Hayatımızdı.

Saat kendimi durmadan tekrarlarken onu beklemeden koşan bir hayat vardı önümüzde.

Boşanmamızın üzerinden üç gün geçmişti. O adliyeden sonra kendimi üzmek yerine duygularımı dış dünyaya kapamıştım.

Ben Avukat Deniz Kutluydum.

O günün akşamında annemgili uçağa bindirmiş diğer gün üç duruşma yapmıştım.

Kendime vakit ayırıp boş kalmıyordum.

Düşünmekten kaçıyordum.
Ve bu benim için sıkıntı teşkil etmiyordu.

Her ne kadar düşünmesem bile stres olan vücudum iyice hassaslaşmıştı. Devamlı olarak dönen başım beni aniden yakalıyor, mide bulantılarım duruşma ortasında geliyordu.

Bunun için stresimle baş etmem gerektiğini biliyordum.

Yeni banyodan çıktığım için ıslak olan saçlarımdan damlacıklara yerdeki yumuşak halıyı ıslatırken saçımı güzelce taradım.

Bugün pazardı.

Evde yalnız kalmamak için Ceylin'le dışarı çıkacaktık. Ceylin önce kuaförde bakım yaptırmanız gerektiğini akşama kadar da kopacağımızı söylediğinde onu kabul ettim.

Muğla'ya gitmeden önce onunla sık vakit geçirmek istiyordum.

İnce bir çizgideydim.
Çizginin gerisi hüzündü, ilerisi mutluluktu.
Ben çizginin ortasında kalarak ikisini de reddettim.
İkisini de istemeyip düşünmemek için uğraşmaya başladım.

Hüzün biten bir şey değildi, kendi kendine şekil alır, halden hale girer ve günü gelir daha fazla yıpratırdı insanı.

Saçlarımı zaten yaptıracağım için yukarıdan bağladığımda ıslanan ellerimi havluma kuruladım.

Cilt bakımı yaptırma ihtimalimize karşı makyaj ypamazken nemlendirici krem sürmekle yetindim.

Son günlerde bulutlar her zaman İstanbul'u kapatıyordu.

SAR AŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin