33°Bölüm

132 7 0
                                    

Dikkat, an itibariyle ağlayan bölümler radarındayız.

Bölüm geç kaldı ama değdi. Çok güzel bir bölüm oldu gibi gibi...
Sizi seviyorum iyi okumalaaar ✨🤍

33°BÖLÜM

Konser gecesinden sonra her şey gayet sakin, bazı duruşmalar gergin gelip geçmişti zamanımızdan.
Bugün röportaj günüydü ve ekipten bize dün gece gelen mesajla açık renkler giymeyi tercih etmiştik.
Üstüme rahat bir bluz ile şort eteği kombinleyip giydikten sonda saçlarımı dalga halinde iki yanıma saldım. Makyajımı orada yaptırmak yerine burada kendim bir şeyler yaptım.

Hazır olan Giray’da üstüne kazağını ve koyunu giymişti. Ona dönüp baktığımda dün duruşmasına girdiğim müvekkilimin dediği sözün beni ne kadar etkilediğini şimdi daha iyi anlıyordum. Dün geceden beri aklımdaydı.

Ben onu kalbime öyle yerleştirmişim ki Avukat Hanım, kalbimden sökmeye çalıştığımda kalbim atmayı bıraktı.

Ona bakarak iç geçirdiği de bu mutluluğumuzun hiç bozulmamasını dilemek, bir yerlere yazmak belki de dua etmek istedim.
İnsan mutlu olmaktan, huzur dolu olmaktan sıkılmazdı.
Sadece bazı dönemler gelir hayatının sıkıcı olduğunu düşünürdü.
Onunla bu hayat zerre sıkıcı da gelmiyordu. Onsuz daha sıkıcıydı hayatım. Eminim ki.

Evden çıkıp oyalanmadan arabaya bindiğimizde son üç gündür Giray’daki durgunluğun, somurtganlığın farkındaydım. Şuan bile dümdüz yola odaklanmış son derece ciddi takılıyordu.
Dudaklarımda dilimi gezdirip ıslattıktan sonra konuşmaya başladım.

“Giray? Son günlerde hiç iyi gözükmüyorsun sevgilim, iyi misin?”

Bana bakmadı, kafasını kaldırdı sadece.
“Mevsim geçişleri.” Diyerek iki kelime ettiğinde çıkan soğuk sesiyle kaşlarımı çattım.

Yine de gergin anında olabileceğini düşünerek sessiz kaldım. Ardından çantamdan telefonu çıkarıp Sevda’yı aradım.
Bugünün programını düzenli bir şekilde haftaya aktardığından emin olduktan sonra yol alıp gitmişti.

Stüdyoya geldiğimizde arabayı geçen hafta geldiğimiz yere park ederek arabadan indik. Yan yana yürüyerek önlü arkalı stüdyoya girdiğimizde bizi karşılamaları çok hızlı olmuştu.

“Ceyhun! Pudrayı odadan getirsene, unuttum ben.” Sude’nin Ceyhun’a seslenişiyle Ceyhun elindeki stüdyo ışığını ayarlayarak odadan çıktı. Birkaç dakika sonra Ceyhun elinde bir pudrayla geri döndüğünde başımda dikilen Sude yanımdan ayrılmıştı.

Ceyhun bize doğru ilerleyerek başucunda durdu.

Şuan sahnedeydik ve çekimlere başlamak üzereydik. Işıklar hazırdı, sadece yüzümüzün parlamaması için pudra sürecekti Sude.

Ceyhun Sude'nin arkasından bakarak elindeki pudra ve fırçayı salladı.
“Unutkanlığa bak.” Dedi sitemle.

SAR AŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin