37°Bölüm

124 7 0
                                    

Yaklaşık bir ay oldu mu görüşmeyeli?
Zaman ne hızlı geçiyor be dostlarım... Okullar kapanıyor. Buranın eğlencesi şimdi başlıyor.

Güzel bölümler yazacağım, güzel planlar var aklımda. Zamanla heeepsini görürsünüz. Zaten yaz tatilinde böyle uzun süre atmamazlık yapmam (tatil diye daha fazla salmam yaaaani)

Sizi çok özledim ben,, hepinize iyi okumalar dilerim ballarım.

Sizi seviyorum<3

37°BÖLÜM

Bazen insanlar seslerden uzak, göz önünden uzak, kendi halinde olmak isterdi. O an kimse onu görmesin, dışarıdan gelen sesleri de duymasın. İnsanın ihtiyacı olurdu.

Yalnız kalmaya ihitiyacı olurdu. İnsan bu hayattan yorulduğu zaman izdivaca çekilirdi. Hayat temposundan yorulup kısa bir mola vermeli ve akış hakkında düşünmek için.

Benim kısa bir mola vermem gerekiyordu belki de. Şuan odamda, misafirler için alınan koltukta otururken ileri geri sallanan bedenim ve saçlarımın arasına geçirdiğim ellerimle sakin olmaya ve aynı zamanda düşünmeye çalışıyordum.

Yıllık izne ayrılmıştı, arkadaş olalım diyen, medeni olarak ayrılma kararı verdiğimiz adam.

Düşünmem o kadar zor bir hal almıştı ki, Sevda’nın bu haberi verişi, Giray’ın gözlerindeki bakışlar…

Hepsi sanki bir film sahnesinden alınmış ve senaryoya uyulması gerekiyormuş gibiydi. Kamera kayıt altındaydı, herkes oynamak zorundaydı. Bu oyunda senaryosu olmayıp figüran olan ama arka tarafta ağlayan bendim.

Başrolü olduğum hayatımın figüranıydım ben.

Sessizliğinde beni bırakmayan kapı tıktıklama sesi tekrardan gelmeye başladığında kilitli kapımın ardında kimin olduğunu bilmesem de ok n saniye arayla kapıyı tıktıklıyordu.

Ceylin olduğunu düşündüğüm için bağırmak istemiyordum ama gitmesini istiyordum.

“Ceylin…” dedim sallanmaya devam ederken. Hayatım bir gece nasıl evrilmişti benim?

“Git, istemiyorum. Beni yalnız bıraksanız. Şuan tek isteğim sonsuz bir yalnızlık. Gerçekten sessizliğe ihtiyacım var.”

Kapı tıktıklama sesi tekrar durdu. Ben konuşmaya devam ettim.

“Hem Sevda’ya söyle bugün ki randevuları iptal etsin. İyi değilim sanırım ben.” Bunları söylerken vücuduma çöken halsizlik yüzünden son derece sakin çıkan sesim benim kulaklarıma bile garip gelmişti.

Birkaç dakika geçen sessizlikten sonra oturduğum koltuktan kalkıp kapının önüne hiç yadırgamadan oturdum ve başımı kapıya doğru yasladım.

“Ceylin, açmayacağım kapıyı, çocuk gibi davrandığını düşünme ama tamam mı? Belki de o da öyle düşündü de bu yüzden bu kararı verdi.”

Ses yoktu karşı taraftan. Ama biri vardı.

“Sahi Ceylin eğer ona karşı şımarık olmasaydım şuan burada, kapı önünde olur muydum?”

SAR AŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin