39°Bölüm

140 6 2
                                    

Selam dostlarım, iki haftadır bölümsüz kaldığınız için kusuruma bakmayın. Şehir dışındaydım ve yazamadım, kalemim kilitlendi.
Ama tekrardan sahalardayız.
Öncelikle 5 bin okumayı geçtik. Bu belki de sizin için bir sayı veya okunma ama benim için beş bin değerli insan, beş bin arkadaş.
Bu hayatta yalnız değilsem şahet sizin sayenizde.
Siz benim yalnızlığıma ortak olmadınız. Beni alıp çıkardınız canlarım.
Çok hızlı büyüyoruz bir nazar duası lütfen.
Hepinizi çok seviyor, hepinizi tek tek öpüyorum. İyiki varsınız, benimlesiniz.
Siz olmasanız bu yola çıktığımda beri adımlarım bu kadar emin olmazdı.
Ama siz varsınız.
Nicelerimize birtanelerim.
İyikilerim çok seviyorum sizi çok <3

39°BÖLÜM


Kaderle bağlanırdı hayatlarımıza atılan düğümler birbirine. O kaderi kimse aşamazdı, kadere kadar olan her şey seçimdi ama yaşananlar kaderdi.
Seçimin bize bırakıldığı yerde her sonuç için ayrı kaderimiz vardı.

Ona ilk evet dediğim gün ben o seçimin kaderinden gitmiştim. Bu kaderin sonuydu ayrılığımız.
Sadece dolambaçlamıştık yolumuzu. Eğer bana evlilik teklifi ettiği gün karşıma çıkan seçeneklerden evet yerine hayır deseydim ilişkimiz o gün bitecekti. Daha fazla uzamayacaktı.
Sevmiştim, bütün sonuçlarına katlanarak evet demiştim.

Şimdi de ayrılıyorduk.
Bunu kendi içimde haftalarca kabul ettirmem bir yana artık alışıyordum sanırım.
Geçen haftalar sonrasında bir hafta sonra bugün duruşmaya çıkacaktık.
Ayrılacaktık.

Ne kadarda kolaydı bunu düşünmek fakat iş kalp düşünmesine gelince her şey tepetaklak oluyordu.
Düşüncelerimizi beynimizle yaparken beyin her zaman mantığı kullanırdı ama kalp düşünürken duyguları kullanırdı. Bu yüzden de kalbim her zaman acı içinde sıkışıyordu bu durumda.

Derin konularda duyguları hiç hesaba katmamamız ve beynimizle hareket etmemiz gerekiyordu. Kalp küçük bir çocuktu.
Pişman olurdu.
Lakin ben pişman değildim, herneyse iyiki yaşanmıştı.

Araba havalimanına vardığında frene basarak otoparka park ettim oyalanmadan.
Bugün annemgil Giresun'dan geliyordu. Saat erken saatlerdeydi daha. Gün doğarken binmişlerdi uçağa.
Duruşma için gelmemeleri gerektiğini ne kadar söylesem de ikisi de ısrar etmişti.

Annem babama olayı anlattığında nasıl bir tepki verdiğini bilmesem de babam beni arayıp arkamda olduğunu söylemişti.
İçime su serpilmişti gerçekten de.

Zor anlarda insan birilerinin ona destek olmasına çölde su bulmuş gibi seviniyordu.
En başta annem, babam ve Ceylin vardı.
Ceylin duruşmadan sonra Muğla'ya gidecekti. Duruşmada avukatım olacağını ısrarla bana ikna ettirmişti. Zaten anlaşmalı boşanma olacağı için o kadar zorlanmayacaktık.
Kalpler zorlanırdı böyle ayrılıklarda daha çok.

Benim yüzüm birkaç haftaya kadar ne kadar güldüyse aşkta Ceylin'in hiç gülmemişti. Ozan'dan başka ihtimalleri gözünü kapatmıştı. Sadece Ozan vardı. Bu aşktı belki de ama karşılıksızdı.
Onun için çok üzülüyordum. O benim her acıma ortak olurken kendi acısını içine atmasını istemiyordum.

SAR AŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin