38°Bölüm

156 7 0
                                    

Eveet, karneler nasıl canlarım.
Canınızı sıkmayın hiçbir şey sizden kıymetli değil.
Bölümü keyifle okuyun, sokmamak adına geçişler yaptım zaman aralıklarıyla.
Sizden ricam BÖLÜM SONU AÇIKLAMASINI bölümden sonra okumanız.
Kalemimi sevip sayan insanları ilgilendirir.
Sizi seviyorum minik avukatlarım, iyi okumalaar <3

38°BÖLÜM

2 Hafta Sonra

Liseden beri çoğu hocamın dediği şeye o kadar çok katılmaya başlamıştım ki şu birkaç haftada…

Sevdiğimiz mesleği yapmalıydık. Sadece severek gitmemiz, mutlu olmamız için değil; zor anlarda bize en büyük yardımı yapıp kafamızı dağıtması, enerji vermesi içindi de aynı zamanda.

Önümdeki Ayda ve Berke’nin Arabuluculuk dosyasını imzalayarak kenara koydum. Haftaya davaları vardı.

Birkaç dosya daha imzaladıktan sonra hepsini Sevda’nın alması için masanın kenarına koydum. Ardından masadan kalkıp odadan çıktım.

Üst katta olan Ceylin’in odasına çıktığımda ahşap merdivende topuklularımın sesi çıkıyordu sadece.
Şarkı mırıldanarak çıktığım merdivenleri geride bırakıp Ceylin'in kapısını tıktıkladım ve içeriye cevap beklemeden girdim.

Ceylin ve Ozan’ı yan yana otururken ve bilgisayara bakarken görünce duraklayarak geri çekildim.

Gerçekten de geleceğim vakte…

Ceylin durgunca gözlerini bana çevirdiğinde zaten bunun pek hayırlı bir iş olmadığını anlayarak kötü düşüncelerimi yok ettim. Beni gören Ozan bilgisayarını eline alarak ayağa kalktı. Düşürmemeye dikkat ederek Ceylin’in yanından geçti.

“Teşekkür ederim Ceylin yardımların için. Devam ederiz sonra, sizi yalnız bırakayım.” Ceylin’le vedalaşıp yanıma geldi.

Kapağını örtmediği bilgisayarını tek eliyle tutup diğer elini omzuma koydu.

“Hiç yanıma uğrama zaten, varsa yoksa Ceylin.”

Ona gülerek baktım. “Uğrayayım birazdan.”
“Bekliyorum ama ha.” Omzumdan çektiği eli bana doğru sallayarak odadan çıktı bende kapı ağzından çekilip arkamdan kapıyı örttüm.
Yerinden kalkmayan Ceylin’i rahatsız etmeden geçip karşısına oturduğumda durgun gözleri sehpada oyalanıyordu.

“Ne oldu benim canım arkadaşıma?” Diyerek konuştuğumda bana baktı. Gözlerindeki durgunluğu silmeye çalıştı.

“Aman, her zamanki haller. Boşver sen beni. Leyla Teyzelerle konuştun mu sen?” Dedi bana bakarak.
Şuan onu konuşmak istemediğini anlayarak üstünde fazla durmadım ve kafamı iki yana salladım ona uyum sağlayarak.

“Canım benim, yarın bir gün gelir evraklar. İstersen daha fazla ertelemeden konuşalım.”

Biraz doğrulup siyah, kumaş pantolonunun arka cebindeki telefonumu aldım ve ekranı açtım.
Oyalanmadan annemi aradıktan sonra telefonu hoparlöre aldım ve orta sehpaya koydum.

Üç dört çalıştan sonra tam kapatacakken nefes nefese annem telefonu açtı.

“He buyur uşağum, nedur bu saatte arayisun?”

SAR AŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin