8.Bölüm Yatılı öğretmen

3.1K 98 34
                                    

Annelik doğuştan gelen, varoluşsal bir içgüdüdür. Bir anne çocuğunu kucağına almadan bile annelik duygusuna sahiptir ama baba, babalığı yaşayarak öğrenir. Emek vermeden, onu kendisine ait hissetmeden babalık duygusu işlemeye başlamaz. Çocukları sevmek, babalık yapmak değildir ve tabii babalık yapmak aynı evi paylaşmak hiç değildir.

Bazı babalar soyadını verdiğinde baba olduğunu sanar,bazı babalar da parasıyla desteklediği zaman babalık yaptığını düşünür ama olay tek bunlardan ibaret değildir. Koruyan,destek olan ,seven ve sayan bir babaya ihtiyacı vardır bir çocuğun, yaşı kaç olursa olsun. Defne'nin de her çocuk gibi bir soyaddan veya lüks bir evden daha fazlasına ihtiyacı var. Sevgiyi hissetmek, derdini anlatabilmek, sırdaş olmak ve babasının her şeyi olduğunu bilmek gibi...

Defne yine yalnız,yine tek başına. Onun saçlarını seven bir el yok, sırtını sıvazlayan tebrik eden takdir eden bir baba yok. Cem'in babalığı yalnız Defne kural dışı kaldığında başlıyor, dün gece olduğu gibi. Korkak bir babaya göre fazla cesaretlice bir hareket.

Defne yarım yamalak uyuduğu uykusundan uyandı ve bir an önce bu lanetli şato(!)dan kurtulmak için kıyafetlerini giymeye başladı. Babasının dün camı çerçeveyi aşağı indirdiğini ve elini yaraladığını düşününce kalbi acısa bile ona olan öfkesinden dolayı umursamaz davranmaya çalışıyordu. Bunu hak ettiğini kendine söyleyerek canının acısını azaltmayı deniyordu. Dün gece Ege'nin onu anladığını görmüştü, sonunda yalnız olmayacağını hissetmişti ve bu ona umut veriyordu ve bu yüzden bir gecede Ege'ye karşı hisleri farklılaşmaya başlamıştı, şimdi ise ona karşı daha yakın hissediyordu. Caner'e haksızlık ettiğini farkında olsa da Caner ,Defne'yi anlayamayacak kadar güzel ve mükemmel bir ailede büyümüştü. Dün geceyi hatırladıkça ona ve ailesine ne kadar rezil olduklarını düşünüyordu ama ne de olsa bu rezillikler babasının yüzünden olmuştu.

Kapı tıklatıldığında Defne düşüncelerinden uzaklaşarak ve kapının ardındakini merak ederek seslendi.

"Gel!"

Kapı aralandığında şaşkınlık içerisinde Defne'ye bakan ve içeri giren Berfu halasını gördü. Berfu dün gece haberleri almıştı ve kahvaltı öncesi Defne'yle konuşmaya gelmişti.

"Hoş geldin Berfu hala"dedi Defne. Berfu,Defne'nin yamacına yaklaşıp sıkıca sarıldıktan sonra dudaklarını yaladı ve konuşmaya başladı.

"Günaydın Defne'ciğim. Dün gece olanları biliyorum, baban elini incitmiş aşağıda gördüm ve çok üzüldüm ama asıl üzüldüğüm kişi o değil,sensin. Evden kaçmak her gencin yaptığı bir şey sana kızmıyorum,seni anlıyorum ama sen de buna neden bu kadar tepki gösterildiğini anla. Baban senin için çok korkmuş olmalı. Yalnız hissettiğini biliyorum. Bu yaşta ve geçmiş her yaşında yalnız hissettirdiğimiz için senden özür dilerim. Bunları baban yerine ben söylememeliyim bunu da biliyorum ama baban kafasının dikine giden ve karısından sonra kendini toparlamayı başaramamış bir adam.Onun biraz daha zamana ihtiyacı var."

Defne halasının ağzından dökülen her sözü lafını kesmeden ve özenle dinledikten sonra dudağına parlatıcısını sürdü ve ona doğru dönerek gülümsemeye çalıştı. Berfu,yeğeninin bu haline üzülüyor ve yardımcı olmaya çalışıyordu.

"Berfu hala, ben on altı yaşındayım ve bence babamın bu süre içinde kendini toparlamak ve bana babalık yapmak için  yeteri kadar zamanı vardı. O bu zamanı değerlendiremediyse burada benim hiçbir suçum yok. Beni evden kaçıran onun ta kendisi,başka kimse değil. Ben bir erkek için ya da özgürlük için kaçmadım..."bunları dedikten sonra dolan gözlerini başka yere yönlendirip yutkundu ve nefes verip  konuşmaya devam etti.

"Ben babamın ilgisini bir kere olsun üzerimde hissedebilmek beklentisiyle kaçtım bu evden. Beni istemeyen babam belki vicdan azabı çeker diye düşünerek.Babamı korkutmak istedim ve istediğim de oldu.  Biliyor musun Berfu hala, babam beni merak etmedi,babam başkalarına ,anneanneme ne diyeceğini düşündüğü için korktu. Bir kıza bile sahip çıkamadı derler diye, ölen karısının,annemin,mezarına gidemez diye korktu,beni kaybetmekten korkmadı!" Defne bunları söylerken ağlamaya başlamıştı ,Berfu gözleri dolmuş bir şekilde Defne'yi dinliyordu.Defne'nin konuşması bittiğinde ona sıkıca sarıldı. Aralık kapının ardında Cem de vardı ve her şeyi duymuştu. Korkak adımlarla geri gitti. Duyduklarını duymazdan gelmeyi tercih ederek çalışanlardan birine Defne ve Berfu'yu kahvaltıya çağırmalarını söyledi. Aşağı doğru inerken Defne'yi ve nasıl bir baba olunacağı hakkında düşüncelerle boğuşuyordu.

Babamın EviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin