Caner İstanbul'dan ayrılalı iki hafta olmuştu; Defne artık bu durumu eskisi kadar problem etmese de-en azından dünyanın sonuymuşcasına- onun özlemini çekiyor ve dönmesini umuyordu. Ege, Defne'nin gönlünü kazanmak için sabırla çaba gösteriyordu. Ona baskı yapmıyordu ancak her daim yanında olduğunu hissettiriyordu. Cem ise kızına destek olmak ve daha anlayışlı bir baba olmak için uğraşıyordu.
Defne,Cem ile daha fazla vakit geçirmeye çalışıyor ve zamanında yapmadıkları her şeyi şimdi yapmayı deniyordu. Defne için bu her ne kadar üzücü olsa da bazı durumlarda da umut vadediyordu. Babasının hatalarına rağmen onu anlamaya ve sevmeye çalışıyordu, gerçek bir baba- kız olmalarını istiyordu.
Defne babasının yanına yavaş adımlarla yaklaştığında Cem kitap okuyordu. Defne kaşlarını çatıp kitabın adına bakmaya çalıştı ve kıkırdayarak sesli bir şekilde söyledi.
"Ergen çocuğumla nasıl iletişim kurarım mı?"
Cem kitabı hızla kapayıp arkasına döndü ve eliyle kitabın yazısını kapatmaya çalışarak kızgın bir ifadeyle Defne'ye baktı.
"Sen beni mi gözetliyorsun?! "
Defne babasının bu yaptığını tatlı bulup gülerek yanına oturdu. Cem ise ciddiyetini bozmamaya çalışarak koltukta kendini dikleştirdi. Defne'ye yakalandığı için gergindi ama derin bir nefes vererek kitabı arkasına koydu. Defne gülümseyerek Cem'e bakarken laf sokmayı da ihmal etmiyordu.
"Ben sana nasıl iletişim kuracağını söyleyeyim.İlk madde; Çocuğunuzu terk etmeyin. İkinci madde ; Onun üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmak yerine onu anlamaya çalışın!"
Cem, Defne'nin alaylı laflarına karşı yüzünü ekşitirken Defne kahkaha atarak gülmeye devam etti.
"Babayla dalga geçilmez." Cem sinirli surat ifadesi takınmaya çalışarak Defne'ye baktı. Defne de lafını esirgemeden cevapladı.
"Üzgünüm, uzun süre bir babam yoktu ben de dalga geçilmeyeceğini yeni öğreniyorum biraz anlayış lütfen"
Cem , Defne'nin laflarıyla daha da bozulurken Defne ona sıcak bir gülümseme yollayıp alay etmeyi bıraktı.
"Tamam tamam şaka yapıyorum. Hoşuma gitti aslında benim için bir şeyler yapmaya çalışman"
Cem de gülümsedi ve kolunu kızının omzuna koydu. Onunla böyle iki yakın arkadaş gibi olmayı seviyordu. Defne gülümsedi ve kafasını babasının omzuna yasladı.
"Sömestr tatiline mi çıktınız şimdi?" dedi Cem, kızının kafasına başını dayarken. Defne gülümseyerek kafa salladı.
"Öyle oldu birazcık.Alt tarafı iki hafta onda da bir sürü ödev var..."
"Daha iyi hissediyorsun değil mi?"
Defne, yaşananları hatırlayınca somurttu ve babasını oyalamak için başıyla onayladı. Cem de kızına fazla baskı yapmamak adına sessiz kaldı ve anın keyfini çıkardı. Defne her zaman ona bu kadar yakın olmuyordu. Onlar öyle birkaç dakika uzandılar ve sonrasında Defne telefonuna gelen bildirimle ayaklandı. Cem sorgular bir şekilde kızına bakarken Defne telefonuna bakıp gülümsedi.
"Ben biraz dışarı çıkacağım, geç kalırsam mesaj atarım."dedi ve portmantodaki montunu ve botunu giyip hızlıca çıktı. Cem arkasından bakarken kızının kiminle nereye gittiğini deli gibi merak ediyordu.
Defne dışarı çıktığında sokağın ilerisinde kendisini bekleyen Ege'yi görüp gülümsedi. Yanına yaklaştığında sarılmak için ellerini uzatmıştı ama Ege arkasına sakladığı çiçek buketini çıkartıp Defne'ye uzattı. Defne pembe-mor renkli çiçeğe bakarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Evi
Teen FictionDefne, annesini doğumda kaybetmiş, uzun yıllar boyunca anneannesi ve dedesiyle ufak bir kasabada yaşamış genç bir kız. Dedesinin ölümünün ardından, hayatının bu aşamasında babasının yanında olması gerektiğine inanan anneannesi, Defne'nin babasıyla...