Cem,Caner ile konuşup kimin Defne'yi üzdüğünü öğrenmeye çalışmıştı ama istediğini alamamıştı. Caner bilmediğini söyleyip işin içinden sıyrılmıştı, belki de Defne ile olan arkadaşlığını korumaya çalışmıştı. Cem her ne kadar ne olduğunu öğrenmeye çalışsa da o gece öğrenemeden öylece bitmişti. Ertesi sabah Cem,Berfu ile birlikte olanları konuşurken olduğu yerde volta atıp duruyordu.
"Defne çok üzgündü Berfu,hastalanmasından endişe ediyorum. Dün gece resmen ellerimde bayıldı ağlayarak. Kızıma da bir şey olursa artık ne yaparım bilmiyorum."
Berfu abisini dinlerken oturduğu yerde dikleşmiş ve ciddi bir ifadeye bürünmüştü. Defne'nin böyle bir sinir krizi geçirmesini anlayabiliyordu ve o da abisini suçlu buluyordu.
"Kusura bakma abi ama bu söylediklerine göre tek suçlu var,o da sensin. Kızına babalık yapmadın ve o sana bu kadar yakınlaşmışken hâlâ yapmamaya devam ediyorsun. Elinden geleni yaptığını söyledin ama bu ona yetmiyor demekki. Onun bir dosta ihtiyacı yok babasına ihtiyacı var."
Cem kafasını salladı ve ellerini alnına koydu. Ne yapacağını bilmeyen bir ifade ile kardeşine döndü.
"Ne yapabilirim? Ona nasıl baba olabilirim bilmiyorum... Sadece iyi olsun istiyorum, dünkü hali beni çok korkuttu.Onu sevmediğimi söylediğinde ne diyeceğimi bilemedim bile. O benim kızım Berfu,Dilan ile bizim kızımız ama onu sevmediğimi düşünüyor. Ne yapabilirim bilmiyorum..."
Berfu oturduğu yerden kalkıp abisinin yanına yaklaştı ve kollarını ona doladı.Zarif bir şekilde gülümseyerek çenesini Cem'in omzuna yasladı.
"Abi,sen bana bile baba oldun ama kızına baba olamayacağını söyleyip duruyorsun. Ona sevgini hissettir,babası olduğunu, babasının yanında olduğunu bilsin sadece... Dilan ile nasılsan kızın ile de öyle ol. İyileş artık, suçlu olmadığını kabul et! Dilan'ı ne sen ne de Defne öldürdü, kader böyleymiş buna engel olamayız ki"
Cem bunları duyduğunda gözleri dolmaya başlarken kendisine sarılan kardeşine karşılık vererek sarıldı. Ne düşünmesi gerektiğini ve ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu. Derin bir nefes aldı ve geri çekilip kardeşine baktı.
"Korkuyorum,ona da zarar vermekten çok korkuyorum Berfu. Kızım da benim yüzümden... "
"Saçmalama, o senin kızın ve ona zarar verecek bir şey yapamazsın zaten. Hem bak bana bir şey oluyor mu? Beni de seviyorsun,onu sevdin diye bir şey olacak sanma lütfen. Sevdiğin herkesi kaybedeceğini zannetme abi. Dilan olsaydı eğer bu duruma çok üzülürdü. O kızınız için ölümü bile göze almıştı."
Cem gözleri dolu bir şekilde kafasını Berfu'nun omzuna dayadı ve birden bire ağlamaya başladı.Berfu şaşkın bir şekilde bakarken Cem'in sırtını okşayarak sarıldı. Cem'in ağlayışı duvarlar ördüğü kalbini yumuşatabilir miydi bilmiyordu ama abisinin kızı için endişe etmesi ona bir umut veriyordu.
"Bence bir psikoloğa gitmelisin,psikologla bir konuş belki ne yapabileceğini sana anlatır. Defne'nin sana ihtiyacı var. Onun öfkesi aptal bir erkek onu sevmedi diye değil babası onu sevmediği için. Sen sevsen bile o sevmediğini düşünüyor çünkü hissettirmiyorsun ona bunu."
Cem kafa salladı ve burnunu çekerek arkasını döndü. Eliyle gözlerini hızlıca sildikten sonra hiçbir şey olmamış gibi öksürerek Berfu'ya baktı.
"İyi bir baba olmak kolay değil..."
"İyi bir baba olmak zorunda değilsin ama ona bir baba ol artık!"
Cem ,Berfu'nun dediklerini anlamaya çalışırken Berfu da kolundaki saate bakıp abisine baktı.
"Kahvaltı zamanı, hadi git kızını uyandır ve kahvaltıya getir. Senin gitmen ona daha iyi gelecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Evi
Teen FictionDefne, annesini doğumda kaybetmiş, uzun yıllar boyunca anneannesi ve dedesiyle ufak bir kasabada yaşamış genç bir kız. Dedesinin ölümünün ardından, hayatının bu aşamasında babasının yanında olması gerektiğine inanan anneannesi, Defne'nin babasıyla...