Yağmur damlaları cama vuruyorken Defne yatağında uzanmış annesinin ona yazdığı defteri okuyordu. Göz yaşları süzülüp yanağının kenarına aktı. Derin bir nefes alıp tişörtünün koluyla göz yaşını sildi. Defterin sayfalarını çevirirken camdan gelen 'tak' sesiyle irkilip doğruldu. Kulağını cama doğru verip kıpırdamadan ikinci 'tak'gelene kadar bekledi. Tekrar ses duyulduğunda yataktan kalkıp yürümeye başladı.Endişeli bakışlarla cam kenarına doğru ilerlerken camına kimin taş attığını düşünüyordu. Perdeyi çekip pencereyi araladığında gözleri Caner'in gözleriyle buluştu.
Rahatlayarak nefes verdiğinde anlamayan gözlerle Caner'e bakmaya devam ediyordu.Caner ise gülümseyerek yukarı bakıyordu.
"Ne işin var burada?"dedi Defne pencereden kafasını uzatarak. Caner'in neden burada olduğunu ve odasının camını nasıl bulduğunu merak ediyordu. Garip bakışlarını Caner'in üzerine yüklerken Caner gülümsemeye devam ederek konuşuyordu.
"Dışarı çıkmak istersin diye düşündüm.Hem benim sana vermek istediğim bir şey var."
Defne kaşlarını çatarak bakarken Caner sevimli bir şekilde sırıtıyordu.Defne tam nasıl geleyim evdekiler izin vermez diye söylenecekken evdeki babasının çok da umurunda olmadığını düşündü.Odasında olduğunu düşündükleri için kimse yokluğunu anlamazdı bile.
"Nasıl geleceğim Caner?Saat 12 olmuş"dedi.Caner kollarını iki yana açarak gülümsedi.Gözlerinde atla ben tutarım seni der gibi bir ifade vardı.Defne de ona bakarken gülerek pencereyi kapattı.İçinden onun ne kadar deli bir çocuk olduğunu geçirerek üzerine bir hırka aldı. Ayağına ise bir ayakkabı giyip sessiz adımlarla odasından dışarı çıktı. Kimseye görünmemeye çalışarak dış kapıya doğru ilerledi. Çalışanlar ortada yoktu,muhtemelen herkes kendi odasındaydı. Defne sessiz sessiz kapıdan çıktı ve dikkatlice kapıyı kapattı. Sessizce odasının penceresini gören tarafa gidecekken Caner ile çarpışıp korkarak irkildi.Eliyle ağzını kapatıp Caner' baktı.Korkmuştu.
"Ödüm koptu Caner!"
"Korkma,korkma gel" Caner ,Defne'nin kolunu tutarak ileriye doğru çekiştirdi.Defne ise afallayarak onun yanında ilerledi.İlk defa belkide bu saatte evde değildi.Defne tedirgin bir halde yürürken Caner onu izleyip bu haliyle eğleniyordu. Bir süre yürüyüp Caner'in ağlama mekanı olarak adlandırdığı yere vardıklarında Caner taşın üzerine oturup konuşmaya başladı.
"Sana çok şaşıracağın bir şey getirdim"
Defne merakla Caner'in yüzüne bakarken Caner elini cebine atıp kağıt gibi bir şey çıkardı. Defne de kendini ona doğru yaklaştırıp elindeki şeye bakmaya çalışıyordu.Caner gülümseyerek elindeki şeyi Defne'ye uzattı.Elinde tuttuğu şey yeni çıkartılmış bir fotoğraftı. Caner'in bebeklik fotoğrafı. Ama ufak bir detay daha vardı fotoğrafta Defne fotoğrafa bakarken küçük bebeğin ellerini koyduğu hamile bir kadının göbeği vardı. Defne gülümseyerek Caner'e baktı.
"Yoksa bu..." daha kelimesini tamamlayamadan Caner'in kafa sallamasıyla ve sözünü kesmesiyle sustu.
"Evet bu annenin karnı,içindeki de sensin.Akşam üstü evde bu fotoğrafı buldum ve gidip senin için bir tane daha çıkarttırdım.Artık ikimizin birlikte göründüğü bir çocukluk fotoğrafı var"dedi. Defne duyduklarıyla şaşırırken duygulanmış bir şekilde fotoğrafa bakıyordu.Annesinin karnını tutan minik bebeğin Caner olması onu gülümsetiyordu ve o çocuğun bu kadar ince düşünmesi onu şaşırtıyor ,gözlerinin dolmasına sebep oluyordu. Caner'in elinden fotoğrafı alıp parlayan gözlerle Caner'e baktı.
"Caner bu çok ince bir düşünce"dedi. Defne karanlıkta ışıldayan gözleriyle Caner'e bakarken Caner minik bir tebessümle onu izliyordu. Sonrasında Defne kollarını iki yana açıp Caner'e sarıldı ve elindeki fotoğrafa baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Evi
أدب المراهقينDefne, annesini doğumda kaybetmiş, uzun yıllar boyunca anneannesi ve dedesiyle ufak bir kasabada yaşamış genç bir kız. Dedesinin ölümünün ardından, hayatının bu aşamasında babasının yanında olması gerektiğine inanan anneannesi, Defne'nin babasıyla...