Ege, şaşkın bir ifadeyle Caner'e bakıyordu; Caner ise gülümseyerek Ege'ye yaklaştı, omzuna elini koyup sıkıca tutarak konuştu.
"Bilmediğimi sanıyordun herhalde "dedi. Ege kaşlarını çattı ve Caner'in omzundaki eline vurdu. Ne cüretle ona böyle davranabiliyordu?
"Kes sesini! Defne seni sevmiyor diye benden ayırmak için bu yollara mı başvuracaksın şimdi de... Sana yemin ederim acıyorum."
Caner, sinirle bir kahkaha attı ve dişlerini sıkarak Ege'ye baktı. Bir eliyle yumruk yaparken, diğer eliyle Ege'nin yakasını sıkıca kavradı. Gözlerinden adeta ateş fışkırıyordu ve Ege'nin küstah tavırları onu rahatsız ediyordu.
"Ne oldu, beni dövecek misin?" diye sordu Ege, alnını Caner'in alnına dayayıp güç gösterisi yaparcasına. O anda, sinirli bir biçimde yanlarına yaklaşan Cem, sert bir sesle bağırdı.
"Ne oluyor burada?!"
İkiside hızla geri çekilirken Ege oldukça tedirgin bir halde Caner'in yüzüne bakıyordu. Defne'nin babasına geçmişte yaptığı hatalardan bahsederse Defne ile birlikte olmak için hiçbir şansı kalmayacağını biliyordu. Caner'in eline düşmüştü fakat Caner onurlu bir düşmandı ve sessizliği tercih ediyordu.
"Hiçbir şey Cem amca, Ege ile karşılaştık da biraz laflıyorduk"
Cem ikisini de süzdükten sonra bıkkın bir nefes verdi ve Ege'ye doğru yaklaştı.
"Kızıma anlayış gösteriyorum diye seni kabul ettiğimi zannetme. Sadece onu kırmamaya ve iyi bir baba olmaya çalışıyorum; hepsi bu kadar, o yüzden seni buralarda görmesem daha iyi olur."dedi. Ege'nin çenesindeki kasları hareketlenirken Caner'in yüzünde istemsizce bir gülümseme olmuştu. Cem daha sonrasında Caner'e baktı ve sakin olmaya çalışarak konuştu.
"Bak Caner, seni severim bilirsin ama şu çocukla kapımın önünde böyle aptalca tartışmalara girmeni istemiyorum. " dedi.Caner mahçup bir tavırla kafa salladı ve geri çekildi.
"Anlaşıldı Cem amca bir daha olmaz, iyi geceler dilerim"dedi ve arkasına dönmeden hızlıca oradan uzaklaştı. Cem derin bir nefes verirken gözü onu izleyen Ege'ye takıldı.
"Sana seni görmek istemediğimi söylemiştim çocuk. Kızımdan uzak durmuyorsun anladık, bari evimden uzak dur! Hadi, güle güle!"
Ege de mahçup ve gergin bir tavırla motorsikletine bindi ve kaskı takmadan önce Cem'e bakıp kafasıyla selamladı. Cem de kaşlarını çatarak kafasını salladığında Ege kaskı takıp yol almıştı.
Cem evinin önünden herkesi kovaladıktan hemen sonra çalan telefonunu açtı ve şaşkın bir şekilde konuştu.
"Evet... buyrun benim?"
Hazel odasındaki camdan dışarıyı seyrederken Cem'in telaşlı bir şekilde telefonla konuştuğunu gördü. Meraklı bir şekilde seyrederken onun içeri girdiğini görünce kendi de odasından dışarı çıktı. Koridorda sakince Cem'in gelmesini bekledi ama gelmeyince bir terslik olduğunu düşünüp çekingen bir halde aşağı indi. Cem salonda iki elini başına koyarak yere bakıyordu. Bir terslik olduğu belliydi ama Hazel bunu anlayamıyordu.
Cem'e karşı bir şefkat beslediği aşikardı. Yine kendine karşı koyamadı ve konuşmaya çekinerek yanına yaklaştı. Yanındaki koltuğa oturdu ve Cem'in onu fark etmesini bekledi. Cem hiçbir tepki vermeden olduğu gibi durmaya devam edince seslendi.
"Cem Bey iyi misiniz?"
Cem kafasını kaldırdı ve geldiğini bile fark etmediği Hazel'a baktı.
"Ne yapacağımı bilmiyorum Hazel Hanım, "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Evi
Teen FictionDefne, annesini doğumda kaybetmiş, uzun yıllar boyunca anneannesi ve dedesiyle ufak bir kasabada yaşamış genç bir kız. Dedesinin ölümünün ardından, hayatının bu aşamasında babasının yanında olması gerektiğine inanan anneannesi, Defne'nin babasıyla...