Selammm ben geldim
Normalde gelmeyecektim ama baktım iki gündür buralar çok sessiz
Bir geleyim bölüp yazıp atayım da ses gelsin dedim
İyi okumalarrr
•••
13. Bölüm: "Bir öyle bir böyle"
●●●
(ZEHRA'DAN)
Yok ya benim aklım almıyor.
Bir insan hem bu kadar düşünceli hem de bu kadar duygusuz olmayı nasıl başarabilir?
Bir öyle bir böyle, anlamıyorum. Kafamı karıştırıyor, çözemiyorum bir türlü bu kadını. Onunla ilgili her şey çözülmesi zor bir bulmaca gibi. Tam 'tamam' diyorum 'İşte bu Hande'. Bunu dediğim an yepyeni bir özelliğiyle karşılaşıyorum.
Antalya'ya geleli iki gün oldu ve Hande ile aramıza mesafe girdi. Bir anda uzaklaştı benden, hiçbir neden yokken. İlk gün yemekte o tartışma bile sayılmayacak fikir ayrılığımızdan sonra hiç konuşmadık, konuşmayı bırak bana hiç bakmadı bile.
Yanına gidip onunla konuşmak istesem de bu tavırlarına sinirlenip gitmedim. Madem o uzak olmak istiyor, öyle olsun. Onu benimle konuşması için zorlayacak değilim sonuçta.
Sadece bu tavrı yüzünden kalbim biraz acıyor o kadar.
Birazdan ligin ilk maçını oynayacağız ve benim düşündüğüm şeye bak. Sıfır konsantrasyon, harika.
Melissa ile birlikte ısınıyorduk. Melissa ona attığım topa karşılık vermek yerine tuttu ve yanıma geldi.
"Senin moralin mi bozuk?"
Gülümsedim. Hemen de anlıyordu, çok iyi bir arkadaştı o, bu kadar kısa zamanda çok yakın olmuştuk. Kollarımı boynuna sardım ve sıkı bir sarılma verdim ona.
"Heyecanlıyım diyelim."
O da kollarını belime sardı. "Moral bozukluğu ve heyecan aynı şey değil yalnız?"
Güldüm. Tam ona cevap verecekken gözlerim bir çift çekik kahverengi göze takıldı. Hande bize bakıyordu. Yüzünde hafif çatık olan kaşları dışında bir ifade yoktu. İki gündür yüzüme bakmayan kadının şimdi bizi izlemesi garibime gitti.
"Önemsiz şeyler boş ver." diye yanıt verdim Melissa'ya, gözlerim ise hâlâ Hande'deydi. Benim ona baktığımı fark etmemişti.
Hem bize bakıp hemde benim ona baktığımı nasıl fark etmeyebilirdi ki? Dikkatini Melissa'ya mı vermişti acaba?
Sonunda gözleri bana doğru çevrildi ve benim ona baktığımı fark etti. Göz göze geldiğimizde çatık kaşları düzeldi ve yüzü tam bir ifadesizliğe bürünmüş oldu böylece.
Bilerek çekmedim ondan gözlerimi. Bakmaya devam ettim inatla. Ama o hemen çekti gözlerini benden. Gözlerini çekmekle kalmadı bana sırtını döndü ve ısınma hareketlerine başladı.
O arkasını döndükten sonra benden Melissa'dan ayrıldım. Onun yüzüne bakıp gülümsedim ve yanağını sıktım. "Hazır mısın milli formayla ilk maçına?"
Güldü. "Hazırım komtanım." deyip asker selamı verince kıkırdadım.
"Şebek."
Santarelli'nin bize "Kızlar oyalanmayın, ısının!" demesiyle ısınmaya döndük tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiirler Var Aramızda (Girl×Girl) [Hanzeh]
FanfictionHande Baladın, alışılmışın dışında bir voleybolcuydu. Fazla gülmez, maç esnasında yüzünde pek mimik oynamazdı. Elinden hiç düşürmediği kitapları ve şiirleri de kesinlikle insanlardan daha çok seviyor gibiydi. Herkes ona tarihin ilk voleybolcu robotu...