19. BÖLÜM

1.3K 162 189
                                    

Selamm

Güzel hafta sonları diliyorum efenim

Güzel bir sona sahip bir bölümle karşınızdayım :)

İyi okumalarr

•••

19. Bölüm: "Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse"

●●●

İnsan uyandığında gördüğü ilk şeyin onun üzerinde bu kadar etkili olabileceğini şimdi fark ediyorum.

Bu sabah gözlerimi açtığımda yüzümün birkaç santim uzağında duran Zehra'nın yüzü olmuştu ilk gördüğüm şey.

Hafif aralık dudaklarından dışarıya bıraktığı nefesi yüzümü sıyırıp geçiyordu. Düzenli nefes alış ve verişlerini dinlerken yüzüne baktım dikkatle. Yüzünde en sevmediği yerinin çenesi olduğunu söylemişti bana. Ama çenesi yüzüne o kadar yakışıyordu ki, bunu bilmemesi üzücüydü. Göz kapakları, kirpikleri, burnu özenle çizilmiş bir sanat eseri gibiydi. Yüzünün herbir ayrıntı dünyanın en güzel şiirinin mısralarına eş değerdi.

Onu daha önce bu kadar yakından ve bu kadar uzun inceleme fırsatım olmamıştı hiç.

Onu izlerken aklımda binlerce mısra geçip gitti. Ama ben bir şiirde kaldım. Ve neden yaptığımızı bile bilmeden onun uyuyan yüzüne karşın fısıltı gibi bir sesle mırıldandım mısraları.

"Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse

Ey sen ki-"

Devam etmeden durdum. Yaptığım şeyin saçmalığını fark ettim.

Ne yapıyordum ben? Çok mantıksız davranıyordum.

Gözlerimi çektim yanımda yatan kadından ve kalktım yataktan. Valizimden kıyafetlerimi alıp üstümü değiştirdim hızlıca.

Odadan çıkmadan önce yatağıne trafında dolanıp Zehra'nın yanına gittim ve üstündeki battaniyeyi ona bakmamaya özen gösterek düzelttim.

Sonrasında ise onu uyandıramamk için sessim adımlarla çıktım odadan.

Odanın kapısını yavaşça örterken karşıdaki kapı açıldı ve Elif çıktı odadan. Beni görünce gülümsedi. "Günaydın Hande abla'm."

"Günaydın." dedim bende ona gülümseyerek.

Yüzüme baktı dikkatle. "Yeni mi uyandın sen? Hayret, saat beşte ayakta olman gerekmiyor muydu senin?"

Saatin kaç olduğuna bakmamıştım. Omuz silkip "Saat kaçki?" diye sordum ona.

"10'a geliyor." dediğinde kaşlarım havalandı. Bu kadar geç kalkmayı nasıl becermiştim acaba?

Sanırım gece fazla geç yattığım için böyle olmuştu.

"Zehra uyandı mı?"

"Hayır, uyuyor."

Bana sırıtarak bakınca yine bir şeyler diyeceğini anladım. "Çok ayıp ama sevdiceğini yatakta yalnız mı bıraktın yani? Yakışmadı Baladın yakışmadı."

Şiirler Var Aramızda (Girl×Girl) [Hanzeh]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin