ALINTI 2

2.4K 126 24
                                    

" Yalanlar söylicekler
Sözlerinden dönecekler"

~Nil Karaibrahimgil - Benden Sana~

______________________________________

(YAZAR HAZRETLERİ ANLATIMIYLA 👑)

Albay hüzünle giydiği ünüformasını son kez ayna karşısında bakmıştı yıllardır bu işi yapıyordu yaşından daha çok şehit haberi vermişti ama bu onun için en zorlarından biriydi

Kızı gibi gördüğü kişiyi,

Yeğninin sevdiğini,

Dünürlerinin kızını,

Vatanında aşık birini,

En iyi askerini,

İyi yürekli bir insanı,

Kaybetmişti şehit vermişti gözleri hafif dolmuştu sahi ne zaman gözü dolmuştu en son kardeşinin kaybında on yıl öncesinde böyle hüzünlenmişti

Kapı çalınca düşüncelerinden sıyrılıp sandalyesine oturdu şimdi ise zorlandığı kısımdaydı

Ölüm pençesi ise yeni operasyondan gelmiş albayın kapısında 'gir' sesini bekliyordu üç aydır olduğu gibi her albayın kapısına geldiklerinde Alâ'dan bir haber varmı ümitleri vardı

Albay gür sesiyle gir dediğinde Turgut derin bir nefes alıp kapıyı açıp içeri girdi onun girmesiyle içeri girmiş temkin vermişti

-Yüzbaşı Turgut Pars BOZKURT /Mardin

-Üsteğmen Faruk atmaca/İstanbul

-Teğmen Fatih öksüz /ankara

-Asteğmen celal türk/manisa

-Asteğmen emre Demirkan/Mardin

-Başçavuş davut Dündar/Muş

-Astsubay kemal kurtulmuş/Antalya

Albay karşısına gelen yedi yiğidine baktı en çok yeğenine ve damadının kardeşine şimdi ne diyecekti nasıl diyecekti uzun zaman olmuştu böyle boğazı düyümlenmeyeli

-Rahat asker

Albay en sonda sesini derinlerden bulup çıkarmıştı ama tim albayın bu haline anlam veremeden bakıyordu bir kişi hariç Turgut 'Olmaz' der gibi bakıyordu anlamıştı birinin şehit düştüğünü ama biliyordu ki amcası soğuk kanlı biriydi sevdiği birine zarar gelmedikçe böyle tepkiler vermezdi

Tam o anda Turgut'un kalbine bir isim düştü işte o isim onun ölüm fermanı oldu

Gece Alâ Savaşcı...

O olmasını diledi Turgut yalvardı tanrıya sevdiğim olmasın o benden gitmiş olmasın diye

-Şehidimiz var ölüm pençesi

Albayın cümlesi ortama buzlu bomba misali çökmüştü etrafta büyük bir yıkım olmuş sonra yıkım dondurucu bir soğukla kaplanmıştı

Turgut beyni her ne kadar gerçeği bağırsada kalbi inatla inkar ediyordu o olmaz diye herkes olur ama o olmaz diye

-Komutanım...

Emre'nin titrek sesini duyan albay gözlerini yeğninden çekip ona bakmıştı aslında herkes duyacaklarını bildikleri halde bir ümit değildir diye bekliyorlardı

-Dik dur aslanım eğer başını eğer, sesini titretirsen bu ona yaptığın en büyük saygısızlık olur dik dur ki kuzeninin öcünü katillerinden alabilesin

...

Beş araba en önde Albay'ın arkadında ölüm pençesinin olduğu iki araba en arkada ise iki ambulansla yola çıkmışlardı

Turgut hariç tüm ölüm pençesi gelmişti ama Turgut gerçeği duyduğu gibi kendini karargahtan dışarı atmış aradan geçen üç saate ondan bir haber alınmamıştı

Şimdi ise herkes büyük konağa gidiyordu Atlas ve tüm Demirkan fertleri toplanmıştı tek eksikleri göreve giden çocukları Emre ve Alâ'ydı

Korumalar gördükleri makam araçlarıyla büyük avlu kapısını açmıştı sonuna kadar açılan kapının sesiyle herkesin meraklı bakışları oraya dönmüştü herkes avluya inerken önde makam aracı ardından iki araba ve iki ambulas görmeyi beklemiyordu

Avluya inenin ayağı yere çivileniyordu hepsini saran bir korku vardı Ayça Demirkan'ın yüreğine büyük bir yangın çıkmış oğlu için dua ederken kocası Yaman Demirkan ona destek oluyordu

Agâh bey yerinde sendeleyince kardeşi Murat Demirkan koşarak ona destek olmuştu herkes korkuyla makam aracından çıkan albaya bakarken Aras ve Arel kalplerinin sıkıştığını hissetmişlerdi Han ve Buğra onlara yardım ederken Mert Atlas ve Canın yanına gitmişti

Sağlık ekipleri ve ölüm pençesi arabadan inerken herkesin gözü bir noktada kesişti

Emre Demirkan kızarmış gözleri dağılmış saclarıyla bir eli arabanın yarım açılmış kapısında dururken onlara bakıyordu

Herkes onu görmeyle mutlu olurken üç aydır hasret kaldıkları kızlarının olmaması onları büyük bir yangına itiyordu

Albay her şeye rağmen dik duruşu ve seri adımlarıyla Agâh Demirkan'ın yanına varıp bir elini omzuna katıp destek verircesine sıkmıştı evlat acısı ne bilmezdi ama o da Alâ'yı evladı gibi görür severdi

-Kızın Alâ...Başınız sağ olsun

Ağzını zar zor açıp konuşunca bir yıkıma imza atmıştı koca bir ailenin yıkımına istemesede ilk bayloz darbesini vumuş şimdi ise yıkımına tanıklık ediyordu

______________________________________

Biraz merak iyidir diyip atıyorum 😁

Kurşuni TılsımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin