"Son oluşun kokusudur papatya yaşarken değil yaşmadan koparılırken kokar"
(It is the smell of final formation. The smell of daisy is not while it is alive, but when it is picked before it lives.)
______________________________________
(HAN DEMİRKAN ANLATIMIYLA)
İçimde tanımlayadığım bir huzur mutluluk vardı en son ne zaman böyle hissettiğimi bile hatırlamıyordum sabah babamı ailenle bu şekilde görünce bu dünyada benden mutlusu yoktu kardeşim en azından birimizle arasını düzeltmişti inanıyorum zamanla hepimizle arası düzelecekti
Pencereden dışarıya bakıp düşüncelerime dalmışken koltukta yanımda biri oturdu başımı çevirip baktığımda Buğra olduğunu gördüm o da çok pişman olmuştu fevri hareket etmiş aklı sonradan başına gelmişti
-Dalmışsın?
Sorgular bir şekilde sorduğu soruyla elimdeki kahveden bir yudum aldım soğuduğunu fark edince önümdeki masaya bıraktım
-Alâ'yı düşünüyordum biliyor musun dün gece babamla uyumuşlar?
Tepkisini ölçmek için yüzüne bakınca şaşırmadığını görmek kaşlarımı çatmama neden olmuştu
-Biliyorum babam sağolsun iki saatir bunun havasını atıyor
Göz devirerek konuşması beni kıkırdatmıştı babam Alâ'dan belli çocuk gibi olmuştu o kadın bizi terk etmeden önceki neşeli haline dönmüştü Alâ'nın yanımızda olmasına gerek kalmadan varlığı bile ailemizi toparlıyordu yaralarımızı sarıyordu ama bizim onun uaralarımızı sarıp sarmadığımızdan emin değildim bize kapalı kutu gibiydi hiçbir zaman tam anlamıyla bize açılmıyor güvenmiyordu...
-Bu sabah kahvaltıda masum suçlu gibi şeyler dedi ne anlamında söyledi anlamadım söylesene
Aklıma gelen detayı sorunca Buğra'nın yüzü sıkıntılı bir hal almıştı onu tanıyorsam yolunda gitmeyen birşeyler var demektir
-Hatırlıyor musun Can'la birlikte bir gün geçirmişlerdi
Söyledigi günü hatırladım konuşmaya çalışmıştık ama yine de bir sonuca bağlayamamıştık
-O gün evden çıktıktan sonra arabasının önünü kestim onu uçurumun oraya konuşmaya götürdüm istese benden kolaylıkla kurtulabilirken o bunu yapmamıştı sanırım ne konuşacağımı merak etmişti
Derin bir nefes alırken bende çatık kaşlarıyla onu dinliyordum ne konuşmuş olabilirdi ki
-Şimdi merak ediyorsun ne konuştuk diye ona bir anlaşma teklif ettim Urfa'da olanların benim suçum olduğunu sizin masum olduğunuzu eğer birine ceza çekeceksen bana çek istersen bir daha karşına çıkmama dedim o da bu sabah kabul etti o kadar yani sizi affetti
Sonlara doğru sesi kısılmıştı yaptığı büyük bir fedakarlıktı küçüklüğünde Asel ile anlaşmaya çalışan oydu sürekli bir kız kardeş isterdi herkes ondan ümidi kesmesine rağmen o kesmemişti takı onun polisliğiyle oynamaya kalkana kadar o zamandan belli bir daha asla bir kız kardeş istememişti
Elimi omzuna koyup destek verircesine sıktım yaptıgı yanlıştı ama geç de olsa fark etmiş ve telafi etmeye çalışıyordu işi zordu ama imkansız degildi
-Merak etme bir gün senide affedicek sadece sabret biliyorsun dedem de böyle inatçıydı bu yönden ona çekmiş zaten Asım ağanın torunundan ne beklenirdi ki
![](https://img.wattpad.com/cover/359441350-288-k563466.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşuni Tılsım
Roman pour AdolescentsBaştan aşağı gece olan o adam Ve ay ışığı ile gölgeyi var eden o kadın'ın hikayesi~ ~asker kurgusu ve karıştırılan bebekler