Kediii

1.9K 44 16
                                    

Dehşetle ona baktım...

"Hazır mısın bebeğim?"

Geriye doğru minik bir adım atıp korkuyla gözlerim dolduğunda testerenin arkasındaki ipi çekmesiyle yüksek bir gürültü yükseldi. Ellerim titriyordu. Gerçekten yapacak mıydı? Siktir.

Yanıma doğru bir adım attığında kesinlikle korkudan bayılmak üzereydim. Vücudum deli gibi titriyordu fakat şoktan ağlayamıyordum bile. Dolu gözlerle dönüp kalmıştım...

Elindeki minik fakat oldukça keskin testereyi yavaşça kaldırıp ürkütücü bir sırıtış ile bana baktığında korkuyla çığlık atıp kaçmaya çalışsam da kapı kapalıydı.

"DUR!! DUR HAYIR! ÖLDÜRME BENİ!"

Sırıtarak kaşlarını kaldırdığında yutkunup başımı hafif aşağı eğdim.

"Tamam...yapacağım...öldürme beni...korkuyorum...."

"Seçtiğim tatlı kurbanı öldüreceksin yani?"

Yavaşça başımı salladığımda testereyi kapatmasıyla sonunda ağlayacak gücü bulmuştum. Yere çöküp yüzümü tutarak sessizce ağlamaya başladığımda testereyi yerine geri koyup saçımı hafifçe tutmuştu.

"İzleyeceğim seni.."

Burnumu çekerek ellerimi hafifçe kenara çektiğimde kahkaha attı.

"Amma korktun."

"Kim...kimi öldüreceğim?"

"Biraz merak katalım,değil mi? Belirleriz onu rahat ol."

Göz kırptığında hafifçe kızardım.

"Dizlerinin üzerinde tatlısın."

Gözlerimi kaçırıp iç geçirdim. Birini öldürmem gerekiyordu...daha doğrusu zorundaydım. Korkmuştum...hala olayın şokunu yaşadığıma yemin edebilirim. Üstünüze elektrikli testere ile bir katil yürüdüğünü düşünün. Hayali bile kalbimi titretmeye yeterken az önce gerçek şekilde yaşamıştım.

"Charles...."

"Hm?"

"Ben...korkuyorum..."

Yanağımı tuttuğunda dudaklarım titriyordu. Dolu gözlerle ona bakarken bana garip bir şekilde bakmıştı ama duyguyu anlamamıştım...gurur? Baktığı şekil gurur muydu? Değişik bakıyor...

"Nerede görülmüş bir katilin kurbanını öldürmekten korktuğu, miniğim?"

"Ben...katil değilim ki.."

Sertçe tokat attığında anlık korkuyla çığlık attım. Şokla ona baktığımda çenesini sıkıyordu.

"Kes sesini ve sinirlerimi bozmayı bırak."

Korkuyla ona bakarken beni umursamadan bodrum kapısının kilidini açarak bodrumdan ayrıldı. Yavaşça ayağı kalkıp iç geçirdim. Ellerimi saçlarıma geçirip başımı eğdiğimde berbat hissediyordum. Katil....korktuğum kişi olacaktım. Gördüğümde korkudan ağlayıp yalvarmaktan bir hal olduğum kişiyle aynı sıfata sahip olacaktım. Ellerim...artık temiz olmayacaktı. Kendimden iğrenecektim...

Belki..Belki acısız bir yöntem kullansa kabul ederdim...fakat beni testereyle parçalamasını kabul edemezdim!

Minik adımlarla kapıya ilerleyip kapıyı açtım. Ne yapmalıyım? Yanına mı gitmeliyim? Burada mı kalmalıyım? Hiç bir şey bilmiyorum! Çekingen bir şekilde salona ilerledim. Koltukta yayılarak oturmuş telefonuna bakıyordu...beni bu hale soktuktan sonra!

En azından şimdi değildi...belki unutur? İmkanı var mıdır ki? Lütfen unutsun...boğazım kurumuş. İlgisi bana çekmemeye çalışarak sessiz adımlarla mutfağa ilerledim. Konuşmak istemiyordum...mutfağa parmak uçlarımda girip dolaptan aldığım bardağı buzdolabından aldığım su şişesi ile doldurup suyu kafama diktim. Boğazımı ıslatan serin su ile az da olsa sakinleşmiş hissetmiştim. Şişedeki suyun kalanını bardağa tekrar döküp ikinci bardağı da bitirince şişeyi çöpe attım.

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin