Smut again

2.4K 34 36
                                    

"Ne sikim sanıyorsun lan sen kendini? Ölmek mi istiyorsun? Siktiğimin cesaretini başkasına sakla! Ben istediğin zaman istediğin şekilde davranacak biri değilim çocuk! Bu salak gibi affedip durmam ben!"

"Ben...özür dilerim...istemeden oldu! Çok özür dilerim gerçekten..."

"Özürmüş."

Başımı merakla Charles'a çevirdim tepkisini görmek için. Yüzünde gördüğüm geniş sırıtış resmen kanımı kaynatıyordu. Neye sırıtıyordu?

"Sakin ol minik kaplan. Kıskanmıştır..."

"Sikerim onu da kıskançlığını da be. Onunla mı uğraşacağım? Köşede ağlayabilir!"

"Benim için kavga etmeyin."

"Hay senin ben..."

"Gel buraya Chris sakin ol hadi. Sinirlenince yavru civcivden başka bir şeye benzemiyorsun."

Chris gözlerini gözlerime diktiğinde kesinlikle onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Farklı bakıyordu...çok farklı bakıyordu. Bütün rahatlığı ve samimiyeti gitmiş yerine resmen başka biri gelmişti.

"Sürtük ne olacak."

Yüzüme yediğim sert tokatla yere düştüm. Elimle yanağımı tutarken başımı kaldıramıyordum. Acımıştı...çok sert vurmuştu. Ağlamak istedim...isteyerek yapmamıştım. Pişman hissediyordum...ama garip bir his daha vardı içimde. İçimdeki bir taraf nefret besliyordu...diğer tarafım ise çok üzülmüştü. Sadece odaya koşup ağlamak istiyordu. Kapıyı kilitleyebilmeyi diliyordu...sabaha kadar ağlamak istiyordu. Başımı sonunda kaldırabilsem de gözlerim deli gibi yanıyordu. Yanağımdaki ıslaklığı hissederken Charles ayağı kalkıp hala gözleri bana nefretle bakan kardeşine arkadan sarılarak kollarını beline dolamıştı...bana yaptığı gibi. Chris dişlerini sıkıyordu...sanki Charles onu bıraksa üzerime atlayıp benim üzerimde tüm vahşi isteklerini deneyecekmiş gibi bakıyordu. Bunun onu bu kadar sinirlendireceğini bilmiyordum,hiç tahmin etmemiştim. Fazla vahşi bakıyordu. Eski aurası uçup gitmiş gibiydi. Şaka bile yapmıyordu...yüzünde gülümseme veya sırıtışı yoktu. Yüz ifadesinde nefretin yanında iğrenti seziyordum...ağzımdan minik bir hıçkırık kaçtı. Yanağımı tutarak ayağı kalkmaya çalıştım odaya gitmek için...başım dönüyordu. Önümü göremiyordum resmen...sadece ağlamaktı isteğim. Yaşamak bile gelmedi içimden...son defa başımı çevirip ikisine baktım dolu gözlerle. Charles yüzünden düşmeyen sırıtışı ile Chris'in yanağına öpücük kondurmuştu. Yutkunup gözlerine baktım duygularını anlamak ister gibi. Duygu göremiyordum...kullandı beni. Sadece oyuncak,gözünde sadece bir oyuncaktım. Becerip kenara attığı...sinirini üstümde boşalttığı. Resmen boks torbası gibi kullandığı...onun için hiçbir şeydim. Gözümdeki yaşları elimin tersiyle silip uzaklaştım mutfaktan. Üst kata gitmeden önce son gördüğüm Charles'ın Chris'i kucağına alıp gülerek bir şeyler demesiydi. Beni de kucağına alıyordu...artık Chris'i alır. Buradan nasıl kurtulabilirdim? Kaçmak istiyorum...daha fazla burada kalmak istemiyordum. Katilime kırılmak ne kadar mantıklıydı? Duygularım benim elimde olan bir şey değildi. Kaçmayı denemeliyim...Derin bir uyku çektikten sonra tabii.

                               *********

Başımda hissettiğim ağrıyla gözlerimi karanlığa araladım. Yatak odasında tektim. Gelmemişti...neden gelmemişti ki?...Chris ile mi uyuyordu? Gözlerimi ovarak yataktan ayrıldım hızlıca. Geniş esnememden dolayı gözlerim dolmuştu,kim bilir kaç saat uyumuştum. Minik adımlarla odadan çıkıp Charles'ı bulmak için etrafa bakındım. Nerede bu..? Göremiyorum. Merdivenin yanındaki düğmeye basmamla üst kat aydınlanmıştı. Etrafa bakındım fakat kimseyi görememiştim...hangi odadalar ki? Kızgın mıydı bana? Ama sırıtıyordu...sinirli gözükmüyordu ki! Aklıma gelen şeylerle gözlerimi devirdim. Chris...ne sanıyordu kendini? Charles'a yaklaşarak ne yapmaya çalışıyordu? Bir anda hayatına girerek böyle davranamazdı! Charles bana ilgi vermiyordu onun yüzünden! Beni öpüp belimi sarsın istiyordum,Chris'in değil! Sinirle ayaklarımı yere vurarak odalara bakındım. Tek tek banyodan lavaboya kadar bütün odalara baktım öncelikle üst kat olmak üzere. Üst kat boştu...koskoca katı bana bırakmışlar. Oflayarak somurtkan bir yüz ifadesiyle aşağı kata indim. Neyin tribiydi bu? Saçma sapan davranıyorlardı. Chris'ten nefret etmiştim. Bütün odağı kendi üzerine çekip resmen Charles ile aramıza duvar örmüştü! Sadece bir günde nasıl tüm odağı üzerine çekebilir? Üstelik gevşek herifin tekiydi! Daha cüretkar olduğu için mi onu seviyordu? Flörtöz yapısı için mi? Bende öyle olabilirdim! İstersem utanmaz arsız biri olabilirdim onun gibi! Söylemesi yeterliydi,beni yalnız bırakması gerekmiyordu! Üst kat yetmez direkt evi bana bırakın isterseniz! Gözlerimi kaç kere devirdim sayamadım bile. Sonunda açtığım odada aradığımı bulmuştum. Karanlık odada gözlerimi kısarak önümdeki iki bedene baktım. Chris önde uzanmış Charles'a arkasını dönerek uyuyordu. Charles yüzünde hafif bir gülümseme ile onun saçlarını okşuyordu. Kaşlarımı çatarak kollarımı çarprazladım sinirle. Bu muydu yani? Bunun için mi ben yalnız kalmıştım koskoca katta? Piç kurusu! Charles'ın gözleri beni bulduğunda yüzümdeki sinirli ifadeye karşın kaşlarını kaldırmıştı. Chris'in yanağına bir öpücük bırakarak kollarını bedenine sarmasıyla göz devirdim. İğrenti ile bakarken sessiz adımlarla yanlarına doğru ilerledim.

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin