1.9K 40 11
                                    

Esneyerek uyandığımda gözlerim kocaman açıldı. Belimden tutup vücudumu vücuduna yaslamamı sağlamış,nefesi dudağıma değiyordu. Gözleri dudağımda durmuştu. Hareket etmiyordu...resmen gözlerini bile kırpmadan dudaklarıma bakıyordu. Yutkunup geri çekilmeyi denediğimde dudağımdaki bakışları yukarı çıkıp gözlerimi buldu. Yüzüme daha çok yaklaşıyordu..

"Günaydın..."

"G-günaydın..."

Gözlerimi kaçırıp kendimi çekmeye çalışıyordum. Ne yapıyordu böyle? Sabah sabah!

"Bırakır mısın?"

Masum bir ses tonunda konuştum. Gözlerine bakamıyordum...bakışlarım odada geziniyor,o hariç her yere bakıyordum.

"Gözlerime bak."

Başımı hafifçe iki yana salladım. Bakamazdım...yapamıyorum! Çenemi tutarak yüzümü yüzüne çevirerek ona bakmamı sağladı...dudaklarımı birbirine bastırarak başımı kurtarmaya çalıştıkça çenemdeki tutuşu sıkılaşıyordu.

"Leo gözlerime bak dedim çekip durma kafanı!"

Sesi yüksek çıktığında yerimden sıçrayıp korkuyla ona baktım. Nefesim huzursuzca hızlanıyor,gözlerim korkuyla doluyordu. Ağlamak üzere olduğumu görünce duraksadı. Gözümden düşen yaş yanağımdan süzülüyordu.

"Sikeyim gerçekten bebeksin sen."

Dudağıma derin bir öpücük bırakarak beni kollarının arasına sıkıca çekti. Başımı göğsüne bastırıp burnumu çekerek iç geçirdim. Çabuk sinirleniyordu. Sadece utandığım için çekilmek istemiştim,bağırmak zorunda değildi!

"Şşhh..."

Bir eli belimi okşarken diğer eli altımda kalçamı sarmıştı.

"Bak ne diyeceğim."

Başımı hafifçe kaldırarak yüzüne saf merakla baktım. Yüzüme baktığında güldü.

"Meraklı bebek. Düşündüm de,tekrar dışarı çıkmak ister misin? AVM ya da vibratör olmadan? Hmm?"

Yüzümde geniş bir gülümseme oluşurken heyecanla yerimden fırlayarak yatakta oturdum.

"Olur!"

"Gitmek istediğin bir yer var mı miniğim?"

Elimi çeneme koyarak kaşlarım çatık bir şekilde düşünmeye başladım. Nereye gitmeliydik? Lunapark? Aletlerden korkardım...bazıları fazla korkunç! Herhangi bir yürüyüş parkına mı gitmeliydik? Ahh sıkıcı. Hmm....buldum!

"Şey...hayvanat bahçesine gidebilir miyiz?..."

"Olur bebeğim. Yolda ufak bir şeyler alır kahvaltıyı öyle hallederiz."

Heyecanla elimi çırparak ayağı kalktım.

"Hayvanları çok seviyorum!"

Yerimde zıplayıp aşağı koştum. Arkadan gelen kahkaha sesine hafifçe gülümsedim. Kapının önünde dikilip aşağı inmesini beklemeye başladım. Merdivenlerden inerken bana bakıp göz kırptı. İyi davrandığı zaman kesinlikle güzel bir ilişkimiz vardı. Vahşi davranıp korkutmuyordu...düşünmenin sırası değil şuan!

Kapıyı açtığında dönüp bana bakarak elini uzattığında sıkıca tuttum.

"Seni oradaki bebek maymunların yanına atıp kaçmalı mıyım?"

Elimden çekerek yürümeye başlarken konuşmuştu. Hafifçe kaşlarımı çatıp dudağımı büzdüm.

"Maymun mu diyorsun bana yani?"

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin