Katil

784 25 19
                                    

Gözlerimi yavaşça açtığımda isteksizce geri kapattım. Bayılmışım sanırım...ellerimi yüzüme koyarak başımı yana doğru çektim.

Adeline...çığlıkları kulağımda çınlıyordu. Keşke onun yerine ölmeyi kabul etseydim. Beni yavaş yavaş canavara dönüştürüyordu. Üçüncü sefer tekrarlanır ise kendi canımı umursamayacaktım. Zaten her şey başıma korkaklığım yüzünden gelmedi mi? Onun yerine ben olmalıydım ölen. O adam hak etmemişti. Çocuğu vardı...üç tane miydi? Kim bilir ailesi ne haldedir...hepsi benim yüzümden. Tanrı cezamı versin...tanrı canımı alsın.

O kız benden daha çok yaşamayı hak ediyordu,en azından üç çocuğu ve karısı olan masum bir adamın canını almamıştı. Kendi suçumu hiçe saymam fakat her şeyin başlangıcı bu katildi. Ben de kurbanıydım...fakat bu suçlu olduğumu değiştirmiyor işte! Az önce masum bir genç kızın canını acı çektire çektire aldım! Hemde kendi ellerimle! Ardından yetmezmiş gibi kızı parçaladım,kızın ölü bedenine bile saygı duymadım!

Kafamın içindeki sesleri yaptığım her haltı beynimin içine zehir gibi enjekte ediyordu resmen. Kafamın içinde dönen düşünceler kız yerine ben ölmeyi kabul etsem ne olurdu diye düşünmeden edemedi. Kızın ailesi vardı,benim yoktu. Kızın arkadaşları ve güzel bir çevresi vardı,benim yoktu. Belki kardeşi veya abisi/ablası olabilirdi,benim yoktu. Ölmeyi hak eden bendim. Suçu yoktu...flört etmek istemesi veya sevgi beklemesi kötü bir şey değildi. Belki o da ailesinden görmediği ilgiyi erkeklerde arıyordur,nereden bilebilirdi ki böyle bir psikopatın onu öldüreceğini? Bilemezdi.

Saçlarımı ellerimin arasına alıp kafamdaki gürültülü sesleri susturmaya çalıştım. Susmuyorlardı. Sanki bir şeyi ezberlemeye çalışıyor gibi aynı şeyin üzerinde binlerce kez gidip geliyorlardı. Tek tek,harfi harfine beynimin içine kazınıyordu suçluluk duygusu. İçimdeki doluluk hissi boyumu geçmişti. Çığlık atarak ellerimin arasında tuttuğum saç tutamlarımı çekiştirdim. "Katil...ondan bir farkın yok! Sende gebermeyi hak ediyorsun! İkisi de suçsuzdu! DOĞMAN HATAYDI ZATEN!" İçimdeki suçluluk duygusu nefesimi elimden alıyordu.

Kendim bağırıyor olmama rağmen kulaklarımı kapatıp duymamaya çalışıyordum fakat bende biliyordum ki düşüncelerim gürültü kafamın içinde sürüyordu. Kalabalık bir yerin ortasında herkes tarafından yargılanıyormuş gibi hissettiriyordu. Keşke idam edip kurtulmama yardım etseydi o kalabalık...bununla yaşamak istemiyordum. Ölümden mi korkuyorum? O adam da korkmuştu! Adeline de korkmuştu! BENİM NE FARKIM VARDI Kİ? İKİSİ DE KORKTUĞU ŞEYLE İSTEMESE BİLE BENİM YÜZÜMDEN BULUŞTU! BELKİ TOPRAĞA BİLE GÖMÜLMEDİLER! Yüzüm uyuşuyordu.

Gözlerimden düşen yaşlar önce yanağıma,sonra da kulaklarımı tutmaya devam ettiğim için koluma doğru yol alıp kayıyordu. Kim ölmek isterdi ki? Kimse istemezdi. Ben de istememiştim! İçinde insanlık barındıran biri bunu yapmazdı,yapamazdı! Başımı iki yana sallayıp hızlıca ayağı kalktım. Hayır,olmaz. Bu duyguları yaşamaya devam edemeyeceğim! Onların sesini duymaya devam edemeyeceğim! Beynimin aynı şeyi her harfi sanki gözüme sokmak ister gibi tekrarlanmasını daha fazla kaldıramam. Eğilerek çekmeceleri kontrol ettim.

Ellerim deli gibi titriyordu ve gözümün önü kararıyordu. Dolapta aradığım bu iğrenç canı bedenimden çıkarabileceğim bir şey bulamayınca tekrar çığlık attım. Tanrının bana bahşettiği bu bedeni de ruhu da sonuna kadar hak etmiyorum. Bu elleri yaşamam için vermişti,can almam için değil! Bu kadar mı bencildim? İki kişinin hayatı benim yüzümden bitti! Sadece iki kişi değil...o kişilerin ailesinin ve sevenlerinin yaşama hakkını da almış oldum! Dökülen bir sürü göz yaşına sebep verdim.

Edilen binlerce isyana sebep verdim. Belki bir annenin bedduasına sebep verdim! Başımı iki yana sallayarak kulaklarımı sıkıca kapattım. Ses kafamın içindeydi ama sanki algılama yetkim kaybolmuş gibi kulaklarımı sıkı sıkı kapatıyordum. Belki de bunları dinlemeyi hak ettim? Belki de bu acıyı çekmeyi hak ediyorum? Elimi bacağıma bastırıp kırığı kontrol ettim.

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin