Oops

3.5K 62 15
                                    

Dirseğimle kapı kolunu indirdim....

Kilitli...Siktir!

Bacağımda hissettiğim keskin acıyla çığlık attım. Arkamı döndüğümde elinde gördügüm bıçakla korkudan titremeye başladım. Bacağıma saplamıştı ve şuan kanıyordu. Acıdan gözlerim dolarken saçımdan çekip kafamı kapıya vurmasıyla acıyla çığlık attım.

"ÖZÜR DİLERİM!! LÜTFEN DUR!! ÖLDÜRME BENİ! SÖZ BİR DAHA YAPMAYACAĞIM YALVARIRIM!!"

Parmağını kanayan yarama bastırdığında acıyla tısladım. Parmağını yaramın iç kısmına doğru itmesiyle çığlık atıp bacağımı çekmeye çalıştım. Parmağı yaramı yakıyordu...Dayanılmaz acıyordu!

Parmağını sıkıca bastırmaya devam edip oynatmasıyla ağlamaya başlayıp dizlerimin üstüne düştüm. Gözleri....duygusuz bakıyordu. İnsan değilmiş gibi. Sanki içini bir canavar ele geçirmiş gibi.

Karnıma sertçe tekme attığında kollarımla kendimi korumaya çalışıyordum ama yetersizdim. Ağlıyor bağırıyor ve yalvarıyordum.

Saçımdan sertçe çektiğinde acıyla inledim. Gözlerindeki şeytani parıltı beni korkudan titretiyordu. Beni duymuyor gibiydi.

Boğazımı tasmanın üstünden sertçe sıkmaya başladığında ölüm korkusundan bayılacak gibiydim.

"ÖZÜR DİLERİM ÇOK ÖZÜR DİLERİM DUR!! YEMİN EDERİM BİR DAHA YAPMAYACAĞIM SÖZ VERİYORUM SİKTİR APTALIN TEKİYİM N'OLUR ÖLDÜRME BENİ ÇOK KORKUYORUM!!"

Ağlamam şiddetlendiğinde öksürdüm. Oksijen almıyordum. Kesinlikle bitti. Ölecektim. Hemde anlık gelen bir aptal cesaret yüzünden!

Gözlerim kararırken konuşmak için enerjim kalmamıştı. Yavaşça gözlerimi kapattığımda yanağıma yediğim sert tokatla gözümden bir yaş düşse de karşı koyabilecek güce sahip değildim...

               ****************************

Gözümü açtığımda boynumda hissettiğim acıyla tısladım.

Başımı hafifçe kaldırıp etrafa bakındığımda görmediğim bir odada koltuğun üzerindeydim.

YAŞIYORUM!

Derin bir nefes alıp boynumu ovarken titrediğimi fark ettim. Soğuktu. Hemde çok. Üzerimde hala sadece tişört vardı.

O nerdeydi...? Charles'tı adı,değil mi? Umarım karıştırmamışımdır.

Hafifçe öksürüp olduğum yere oturduğumda yaşadıklarımı düşündükçe bayılacak gibi oluyordum.

Yavaşça ayağı kalkmaya çalışırken gözümün kararmasıyla kendimi yerde budum.

"Siktir!"

Acıyla inleyip başımı tuttuğumda hatırladığım şeylerle sertçe yutkundum. Başım acıyor...Ah! Bacağım?

Yarama bakmak için başımı eğdiğimde gördüğüm bandajla yutkundum. O....yaramı mı sarmıştı? İyi de...Neden? İnsan neden acıttığı yarayı sarar ki...?

Karnım guruldayınca oflayarak ayağı kalktım. Yiyecek bir şeyler bulmalıyım....Acıktım!

Kapıya ilerleyip umutsuz da olsa dirseğimle açmayı denediğimde açılmasıyla kaşlarımı kaldırdım. Benim için bir tür oyun oynuyor olabilir mi? Kandırmak için?...

Yavaşça dışarı adım attığımda açlıktan önümü zor görüyordum. Onu çağırmalı mıyım? Belki duyar beni...ya tekrar döverse? Ya bu sefer öldürürse...?

Eğer yemek yemezsem şurada bayılacağım! Dayanamıyorum.

"C-charles...?"

Hafifçe seslendiğimde ses gelmemesiyle yutkundum. Beni buraya kilitleyip gitti mi? Ya içeri bomba falan koymuşsa...? Siktir anksiyetenin sırası değil!

"Charles! Charles!!"

Tüm gücümle bağırdığımda tekrar ağlamamaya çalışıyordum. Ses yok...Neden? Gitti mi? Gidebilir ama beni buraya kilitlememiş olsun lütfen!

Hızlıca dış kapıya ilerleyip açmayı denedim. Kilitli! Siktir. "Charl-" Nefesini ensemde hissettiğimde yerimden sıçradım.

"Charles Charles. Çok mu özledin?"

Yutkunup ona döndüğümde üstünde sadece alt vücudunu kapatan bir havlu vardı.

"Ben...şey....a-acıktım da...biraz...."

Delici gözleriyle bana baktığında başka yere bakıp korkudan ağlamamaya çalışıyordum.

"Ne yemek istiyorsun?"

Duyduğum soruyla heyecanlanıp yüzümü tekrar ona döndüm.

"Ben....Köfte yiyebilir miyim? Şu paketler olur ya kola patates köfte..."

Göz devirdiğinde vurmasından korktuğum için hafifçe geri çekildim.

"Restorant mıyım ben?"

Sertçe yutkundum. Fazla mı abartmıştım?

"Ben...özür dilerim....sadece yemek? Ne olursa...olsun...lütfen."

Çenemi tuttuğunda yerimden sıçramamla yüzüne hastalıklı bir sırıtış yayıldı.

"Korkuyorsun."

Geri çekilmeye çalıştığımda saçımdan tutmasıyla çığlık atsam da ağzımı kapattı. Sesim boğuk geliyordu. Gözlerime baktığında acıdan gözlerim dolmuştu bile.

"Söyle."

Ne dediğini anlamaz bir şekilde baktığımda tişörtümün altında bıçağın soğuk demirini hissedince ağlamaya başladım. Ağzımı hala tutarken bıçağı bastırınca boğuk bir çığlık attım.

"Söyle dedim."

Ağlamaya devak ederken boğuk da olsa konuşmaya çalışıyordum.

"N-neyi?"

Bıçak karnımı sıyırdığında yüzümü buruşturdum. Ne istediğini anlamıyordum! Açıkça söyleyebilirdi! Bıçaklamasına gerek yok!

"Benden korktuğunu."

Gözlerim kocaman açıldı. Bu muydu? Sadece bunun için mi beni kesti? Tanrım inanamıyorum!

"S-senden....korkuyorum! Beni çok korkutuyorsun! Dur lütfen...sadece açım dedim! Yapma..."

Bıçağı çekip baktığında gördüğüm kanla karnımı kontrol ettim. Kanıyor. Yanıyor da...bir dakika....ne yapıyor o...? Gördüğüm iğrenç şeyle kusacak gibi oldum. Sanırım bayılacağım!

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin