.

1.1K 29 3
                                    

Leo'nun gözünden

Bilmem kaç defadır uyanmama sebep olan acıdan ötürü tekrar gözlerimi araladım bıkkınca. Her gözümü açtığımda acı geçsin diye biraz bekleyip sinirden yanımdaki kış uykusuna yatmış varlığı yastıkla boğmamaya çalışıyordum. Her acıyla uyandığımda,acıyla inlememe rağmen nasıl hala bu kadar derin uyuyabilir ki bir insan? Nefesini falan kontrol etmem gerektiğini düşüneceğim artık! Oflayarak yerimde huzursuzca kıpırdandım. Acıyordu. Kendi yapmıştı ve acısını çeken bendim! Beyefendi mışıl mışıl uyuyor! Kaşlarımı çatarak ölmemek adına nazikçe omzunu dürttüm. Beklediğim tepkilerden en azını bile alamayınca sinirlenip tokadı yüzüne geçirdim.

"Uyansana be adam!"

Yerinden sıçramasını falan beklerken sadece yavaşça gözlerini açmıştı. Yüzündeki sakin ifade ikinci tokadı geçirmem için bağırıyordu resmen. Tokat attığım yanağında iz bile yoktu,ne iz ne de kızarıklık. İç geçirerek bıkmış şekilde yüzümü tavana çevirdim. Tam olarak görmesem de başını iki yana sallayıp hafifçe güldüğünü fark ettim. Komik miydi? Acıdan geberiyorum burada! Gidip tıp öğrenirken gerçekten sadece acı verici yerleri falan mı öğrendi acaba? Beklerim ondan. Sadece sinir noktaları...hangi kemik daha çok acıtır? Tam ona göre! Düşüncelerime göz devirdim. Bacağımda bir gidip bir gelen ve bana cehennemi dünyada yaşatan acı tekrar geldiğinde acıyla çığlık attım. Hayır çok fazla acıdığı için çığlık atmadım,uyuyamadığım için delirmek üzereydim. Gözlerim çoktan dolmaya başlamıştı ve içimde kontrolsüz agresiflik büyüyordu. Charles kadar zarar verici bir yapım olup olmadığı tartışma konusu tabii. En fazla tokat atıp bağırırdım. Başka ne yapabilirdim ki? Gidip birilerini falan mı deşeyim? Kolunun belime aniden dolandığını hissettiğimde ani hareketinden dolayı yerimden sıçradım. Yerimden sıçramam bana acı olarak dönüş yaptığında artık acı sesleri çıkarmaktan bıkmıştım. Saatin şafak vaktine yakın geldiğine emindim ve ben hala sadece bir saat uyku bile çekmemiştim. Neredeyse dakika başı uyanıp bu acının geçmesini bekliyordum. İlk yaptığında bile bu kadar acımamış olması ayrı sinir bozucuydu. Hayır yani acı vereceksen neden geceyi seçiyorsun ki? Gündüz vakti istediğin kadar canımı acıtabilirdi! Bu da benim şansım oluyor işte. Eli incecik belime dolanıp oradan tişortümün altına kaymıştı. Başını bana doğru hafifçe sürünerek omzuma yasladı. Omzumda bebek gibi durmuş olması yüzümde hafif bir gülümseme yayılmasını sağlamıştı. Vücudundaki sıcaklık,vücudumdaki soğukluk ile uyum içerisinde gibiydi. Bel kenarımı okşamaya başladığında bedenime minik bir titreşim yayıldı. Yüzümdeki genişleme bacağımın acısını gizlemeye çalışıyor gibiydi. Elimi uzatarak sanırım ilk defa saçına dokundum. Daha önce dokunmadığımı düşünüyorum çünkü bu kadar yumuşak bir saça sahip olduğunu tahmin bile edemezdim. Buraya ilk geldiğim günden beridir kesmemiş olduğu belli oluyordu. İlk halinden daha uzun görünüyordu ve bir an bağlamak istedim. Pembe bir toka takarak onu hello kitty mi yapmalıyım? Aklıma dolan hayal gücüm kahkaha atmamı sağladı. Dudağımı ısırıp gülmemi durdurmaya çalıştım tekrar bir yerlerimin kırılmasını istemediğim için. İlgisini çekmiş olacağım ki başını kaldırıp yorgun gözlerle bana baktı.

"Neye gülüyorsun?"

"Şey...Ben..."

Aklıma tekrar dolan hayal gücüm yüksek kahkahama yansıdı. Odada gülüşüm resmen duvarlara çarpıp kulağıma doluyordu ve karnımın yanmaya başladığını hissettim. Gülüşümden dolayı sallanan bacağım vücuduma ani bir acı gönderdiğinde acıyla inleyip gülmeyi bıraktım. Yüzüm mutluluk ve eğlenceli bir ifadeden huysuz ve bıkmış bir yüz ifadesine saliselik geçiş yapıp acı yüzünden tüm moralim düşmüştü. Charles'a yaptığı şeyden ötürü sinirli sinirli bakıp dudağımı büzüştürdüm gram umursamadığı sinirimi daha da açığa çıkarmaya çalışarak. Yüzümde ciddi bir ifade olduğuna adım gibi emindim şuan tatlı veya onun değişiyle bebeğe benzeyemezdim fakat yüzünde eğlenen bir ifade oluşması tam tersini söylüyordu. Sinirimi göstererek onu rahatsız etmek istemiştim...yaptığı şeyi anlasın istemiştim! Eğlensin değil yani. Gözlerimi devirerek alışkanlık olarak sağ yanıma döneceğim sırada acımın tekrar gelişiyle nefesimin altından sinirlice bir küfür mırıldandım. Sadece uyumak istiyordum! Bu acı hiç mi gitmezdi? Tanrım. Hissettiğim sinirden dolayı gözlerim tekrar ve tekrar dolmaya başlamıştı. Artık gerçekten sinirimin zirveye ulaştığına emindim. Uykusuzluk yüzünden ağlamak istiyordum. Onun hiç acı hissetmeyip istediği zaman uyuyabilmesi haksızlıktı.

"Ağrı kesici getireceğim,sabaha kadar çekemem senin ağlamanı. Uslu uslu bekle beni burada,tamam mı miniğim?"

Yüzümde umut gülümsemesi anında yer edinmişti. Hafifçe başımı sallayıp yanımdan ayrılıp odayı terk edişini izledim...

                                   *****

Dakikalar sonra elinde bir bardak su ve ağrı kesici hap ile gelmişti. Gözlerim uykusuzluktan önümü görmeme engel oluyordu. Kızardıklarına adım gibi emindim. Halsizce elimi uzatıp bana verdiği hapı elime aldım. Hapı ağzıma atarak üzerine getirdiği ılık suyu içtiğimde yüzümde geniş bir gülümseme oluştu. Ilık...soğuk yerine ılık getirmişti. Benim için özel olarak ılık su mu getirmişti yoksa su mu ılıktı? Boğazıma tıkanan ilaç bana hayatımın cevabını verirken öksürüp elimdeki bardağı hızlıca kafaya diktim tamamen. Acıyla tıslayarak ağlamak üzere olan yüz ifademle ona baktım. Elimdeki bardağı ve ilacı yatağın yanındaki çekmecenin üzerine özensizce resmen fırlatıp hafifçe esnedi. Bana göre tatlı olan esnemesine hafifçe kıkırdayıp arkama iyice yaslandım. Bacağını dikkatli bir şekilde diğer yanıma atarak yanıma uzandı az önce olduğu gibi. Bedenini bana daha yakın hale getirerek elini tekrar yerine,tişörtümün altındaki bel kenarıma bıraktı. Başını omzuma tekrar bırakarak bel kenarımdaki eliyle hafifçe tenimi okşadı. Gözlerimi kapatarak sıcaklığına odakladım kendimi. Yorgun gözlerim daha fazla açık kalmaya katlanamazdı. En azından belki bu sefer uyuyabilirdim. Uykulu bir şekilde esneyerek kolumu boynunun üzerine attım. Yana dönmek benim için ne kadar refleks haline gelmiş olsa da hissettiğim acı resmen refleksime refleks katmıştı. Aynı anda hem yanıma doğru dönme hem de tam dönmek üzereyken acıyı hatırlayıp duraksama refleksine sahip olmuştum. Boynunun üzerine attığım elimi yumuşacık saçlarında gezdirdim hafifçe. Verdiği ilaç çabuk etki eden kaliteli bir ilaç olacak ki bedenim uykuya hızlıca yenik düşmüştü...

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin