Sürpriz

1.6K 39 8
                                    

Göz kapaklarımı yakan güneşe doğru gözlerimi yavaşça araladım. Charles yan bir şekilde yatmış,güneş omzunun üzerinden bana vuruyordu. Elimi gözümün önüne siper ederek güneş ışığını engelledim. Sonunda önümü görebilirim.

"Charles..."

Sızlanarak yana döndü. Sanırım uyanmak istemiyordu. Ne kadar psikopat hareketleri olsa da kesinlikle uykucu biriydi. Bıraksanız günde 17 saat bile uyuyabilir,o derece yani. Elimi kolunun üzerine bırakarak nazikçe bedenini salladım uyanması için.

"Charles!"

Rahatsız etmek veya korkutmak istemiyordum. Sesim kısık,dokunuşum nazikti.

"Hay sikeyim."

Söylenerek gözlerini sırtına doğru vuran sıcak güneş ışınları ile açtı. Elim hala alnımda,gözlerimi koruyordum. Hafifçe dudak büzerek kıkırdadım. Uyurken çok fazla dağılıyordu. Uyanık hali ile uykulu halini karşılaştırsak aradaki fark dağlar kadardı. Uykulu halinde yüzü daha şişik ve tatlı görünüyordu,uyanık halinde ise tam tersi. Yüz hatları daha keskin,bakışları daha sertti. Yaklaşarak dudağıma günaydın öpücüğünü armağan ettiğinde hafifçe gülümsedim.

"Günaydın güzelim."

Duraksadım. O sürekli bana isimler takıyordu,ben neden ona tatlı bir şeyler demiyorum? Diyebilirdim...ama ne demem gerekirdi? Aşkım mı demeliyim? Fazla yapışık da görünmek istemiyordum...tatlım? Hayatım? Fazla klişe...

"Günaydın gün ışığım."

Kaşlarını kaldırıp şaşırarak baktı. Beklemiyor muydu? O hep bana diyordu ama. Ben bu kadar şaşırmıyorum.

"Sevdim bunu."

"Öyle mi gün ışığım?"

Kahkaha attığında onunla beraber güldüm. Sanırım zorbalıklarına alışmaya başlamıştım. Dediğim gibi,kimse kötü doğmazdı. Zorbalık onun savunma mekanizması olabilirdi. Bunu ona sormayı düşünmüyordum. İçinde iyi bir yerin olduğu,dövüp ağlatmasına rağmen sakinleştirmesini bilmesiydi. Hangi kötü insan ağlattığı kişi ile aynı yatakta uyur ki? O yapıyordu. Bana mental olarak da,fiziksel olarak da acı veriyordu. Bunu engelleyemezdim. Sadece tek yapabileceğim şey pozitif bakmaya çalışmaktı.

"Bugün benim biraz işim var. İdare edersin miniğim."

Hafifçe başımı salladım. Kimi öldüreceği veya kimi parçalara böleceğini umursamıyorum. Bu onun seçimiydi. Kimsenin zevkine karışmaya hakkım yoktu,sonuçta ucu bana dokunmuyordu bile. Gitmek için ayağı kalkarken alnıma derin bir öpücük kondurdu. Öpüşü neden ruhumu okşuyordu? Ona sinir hissedemiyordum. İlk başta zordu,çok zordu. Fakat zamanla psikolojisini anlamaya başlamıştım.

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin