"Düş önüme bebeğim."
Sinirli sinirli bakarken ayağı kalkıp ayaklarımı yere vurarak onu takip ettiğimde kahkaha atmıştı. Ne kedisi ya?
Kaşlarımı çatmış adımlarına yetişmeye çalışıyorken hızlı hızlı üst kata gidiyordu...
Odaya vardığımızda sırıtıp kapıyı arkamızdan kapattı.
"Soyun."
Dudağımı buruşturup sinirle bakarken oflayıp üzerimi çıkarmaya başladığımda gardroba ilerleyip içeriyi karıştırıyordu. Elindeki kedi kuyruğunu yatağın üzerine attığında kuyruğun arkasında gördüğüm gümüş rengi plug'la resmen nefesim kesilmişti. Gözlerim kocaman açık ona bakarken beni fark etmemiş gardoptan aldığı kedi kulaklarını yatağın üzerine atmıştı.
Gerilerek üstümde kalan son parça kıyafeti de çıkardığımda yatağın üzerinde kuyruk,kedi kulakları ve kedi kostümü vardı. Kostüm pofuduk görünüyordu ve pembe/siyah karışımıydı. Kuyruk gri renkte ve kulaklar da kostüm gibi siyah/pembe karışımıydı.
Bana döndüğünde vücudumu gözleriyle süzdü. Utanarak bacaklarımı birbirine bastırıp ellerimle vücudumu gizlemeye çalıştığımda bakışları gözlerime çıktı.
"Giy hadi."
Bakışlarımı kaçırıp yatağa doğru ilerleyerek kostümü aldığımda yakından baktım. Fazla yumuşaktı. Biraz kalındı fakat terletecek kadar değildi. Yutkunup kollarımı kaldırarak kısa minik kostümü üzerime geçirdikten sonra ona bakmadan kedi kulaklarını da hızlıca taktım. Kuyruk...
"Islatayım seni kolay alırsın."
Eğlenen bir seste konuştuğunda ona döndüm. Masum gözlerle bakarken sertçe yutkunup vücudumu süzerken nefesinin altından sessizce bir küfür mırıldandığını duydum.
"Ah...tasmayı unutmuşuz. Zincirli olanı takacağım...önce kuyruk bebeğim."
Kuyruğa tekrar baktığında elime alarak gümüş plug kısmına baktığımda kızarıyordum. Yanıma yaklaşarak arkadan sarıldığında sertçe yutkundum. Sıcak nefesini ensemde hissediyordum.
"Aç ağzını."
Gözlerimi kapatıp yavaşça ağzımı araladığımda iki parmağını ağzıma itmişti. Parmağını dilime sürttüğünde ufak bir mırıltı çıkardım.
"Sadece iki parmağımı alırken bile ağzını kocaman açmak zorunda kalıyorsun....sikeyim gerçekten miniciksin sen."
Boyun kenarıma yumuşak bir öpücük kondurup parmağını ağzımda ıslattığında göğüs kafesim yerinden fırlayacak gibi hızlı hızlı inip kalkıyordu. Parmaklarını yavaşça ağzımdan çıkardığında eli arkama doğru gidiyordu. Islak parmağını kalçamda hissetmemle dudağımı ısırdım. Elindeki ıslaklığı deliğime nazikçe yayarken eğlenceli bir sesle fısıldadı.
"Kedi...minik kedi..."
Parmağını sürtmesiyle ufak ıslak sesler çıkmıştı. Ellerimi dirseklerime koyacağım sırada elini uzatarak elimdeki kuyruğu aldığında korkudan kasıldım.
"Şşhh bebeğim..."
Soğuk gümüşü yavaşça belimden sürterek kalçama doğru getirdi. Hafifçe titrediğimde boynumu hafifçe ısırıp plug'un ucunu itmesiyle acıyla tıslayıp ileri doğru gitmeye çalıştığımda boynumu daha sert ısırıp diğer eliyle belimden yakaladığı için kaçamıyordum. Plug'u hafifçe bastırıp ileri geri oynatınca acıyla inleyip kurtulmaya çalışıyordum. Sertti...fazla sertti. Acıyordu...henüz tamamen almamış olmama rağmen acıyordu...
