🎀Şaheser🎀

780 24 1
                                    

"Ee bay katil? Çay kahve falan da ister misiniz? LAN BU NE? ADAMI GEBERT DİYE Mİ İKİNİZİ İÇERİ TIKTIM BEN?" Duyduğum bağırma sesiyle yerimden sıçrayıp huysuzca gözlerimi açtım. "Ne bağırıyorsun sabah sabah?" Diye söylendim sinirle.

Gözlerini kısmış yerde yatan adama bakıyordu. Gözlerimi devirerek umrsamazca esnedim şaşkınlığına inat. "Hani katil değildin?" Dedi sanki bir açığımı yakalamış gibi bakıyordu fakat bu bir açıklık değildi,yanıma sapığın tekini bırakmış olmaları kendi suçlarıydı.

"Hala değilim. Ne bekliyordun ki? Öyle direk gibi durup bana tecavüz etmesini mi bekleseydim?" Diye bağırdım sinirle. Sabahın köründe de böyle bir saçmalıktan bahsetmezsin bir zahmet ya. "O ŞEREFSİZ POLİSİNİZ DE OTURUP İZLEDİ SİNEMA DÖNÜYORMUŞ GİBİ!" Dediğimde kaşları çatıldı sinirle.

"Polisim hakkında doğru konuş,katil bey. Suçunu da kanıtlamış olduğuna göre hapse gidiyorsun. Daha fazla seninle burada uğraşamayacağım!" Kaşlarımı kaldırıp güldüm. "Ya? Gitmeden annene uğrayacaktım bende. Fazladan kondomun var mıydı? Genişlikten hissetmiyor ama olsun." Evet sanırım artık aklımın son raddesine falan gelmiştik.

Bu siktiğimin karakolu iyice benim sinirlerimle oynuyordu. Kafayı yitirmiş gibi niye önüme gelene saldırıp duruyordum? Charles yüzünden deliriyorum sanırım. "NE DEDİN SEN?" Diye gürledi parmaklikların arkasından. Charles'ın neden bu kadar güldüğünü şimdi anlıyordum sanırım. Sen beni görmezden gelirken sorun yok muydu,bay sahte amir? Gözlerimi devirerek yavaşça ayağı kalktım.

Bir anda içeri giren polisle yerimden sıçradım fakat yüzümdeki korku ifadesi polisin yaptığı şeyle şoka dönüştü. Dün akşam boş boş izleyen polisti bu. Nezarethanenin kapısını açarak amiri içeri itti hızlıca kapıyı kapatmadan önce. "İyi eğlenceler." Ağzımı açmıştım ki koşarak odayı terk etti sanki gitmesi gereken acil bir yer varmış gibi. Kaşlarımı çatarak yere düşmüş adama baktım. "Ee?" Dedim eğlenerek.

Yüzünde korku vardı. Benden mi korkmuştu? Bunun bu kadar mükemmel ve tanrısal hissettirdiğini bilmiyordum. Zorlanarak ayağı kalktı karşımda dikilerek. "Hay sikeyim...güvenmemeliydim..." diye fısıldadı nefesinin altından. Gülerek elimi kaldırdım ki yerinden sıçrayıp geri çekilmesiyle kahkaha attım. Emniyet amiri değil miydi bu herif? Ne diye bu kadar korkuyordu ki? Daha cesur bir şeyler beklemiştim.

"AÇ ŞU KAPIYI SENİ ORUSPU ÇOCUĞU!" Korkuyla demirlere doğru bağırması işin eğlencesini arttırıyordu. Kendimi önüme av konmuş bir aslan gibi hissettiriyordu,garip bir histi. Fakat güzel hissettiiriyordu. "AKLIN YERİNDE DEĞİL SENİN!" Sözlerini algılamak istemedim. Kafasını tutarak demirlerin arasına doğru sertçe bastırdım.

"Ha siktir,bir burada zorbalığa uğramadığım kalmıştı." Diye mırıldandım kafasını demirlerin arasından geçirmeden önce. Bağırarak ellerimi tutmuş kurtulmaya çalışıyordu fakat ben beynimi kafamın içinde hissedemiyordum. Charles...onu da böyle öldürmek istiyordum. Daha fazlasını hak ediyordu. Her boku yiyen o olmasına rağmen nasıl beni bu şekilde satabilir ki? Her şeyi yapan oydu.

Sinirle önümdeki adamın başının iki yanındaki demirleri birbirine doğru çekmeye çalıştığımda adam bağırarak gözleri geriye doğru kaydı. Bu zevk ifadesi değil miydi? Belki de zevk alıyordu. Onu öldürüp canını acıtmamdan zevk alıyordu,değil mi? "Zevk mi aldın?" Diye sordum belirsiz bir gerginlikle. Nefesi kesik kesik çıkarken zorlukla fısıldadı. "Ö-öldürme be-" öksürerek gözleri kapandı.

Son sözleri öldürme beni olacaktı sanırım...bu günlük noel babacılık oynamıyorum fakat. Yanlış zamana denk gelmişti. Kendi kendime gülüp demirleri salladım. "Suçlu değilsin! Hak ettiler." Diye tüm gücümle bağırdım. Artık beynim buna inanmaya başlamıştı. Suçlu değildim. İnsanlar bunu hak ediyordu. Pişmanlık duyulacak bir şey yapmıyordum.

Eğer zarar veren ben olmazsam zarar gören ben oluyordum. Rahat bir nefes alarak kokmak üzere olan cesede baktım. Üzerindeki kanlar kuruyup pıhtılaşmıştı. Yerdeki kanlar da aynı şekilde pütür pütür olmuştu. Charles bu kanın neyini bu kadar seviyordu? Gerçekten bu kadar güzel bir tadı olabilir miydi?

Gözlerimi devirip tiksintiyle öğürdüm. Gebersem de o iğrenç şeyi denemezdim. Cesetlerin üzerinde göz gezdirdikten sonra oflayarak önüme dönüyordum ki arkadan gelen alkış sesiyle yerimden sıçradım. "Sana demiştim,miniğim. Benim minik şaheserim..."

Obedience and painHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin