42. Bölüm

74 4 1
                                    

Sabah kapının üst üste çalması ile yerimden sıçrayarak uyandım. Koşar adım kapıya gittiğimde geçen gün sipariş verdiğim bahçe takımı falan gelmişti. Onlara nereye koymaları gerektiğini gösterdim. Gelmeden önce aramaları gerekmiyor muydu? Oğuz da patırtıya aşağı indi. "Nasıl aşkım?"
"Senin seçtiğin bi şeyin kötü olma ihtimali yok güzelim." Diyip beni kolunun altına alıp saçıma öpücük kondurdu. Adamlar eşyaları bırakıp gittiğinde biz de Oğuz ile jelatinleri söktük ve minderleri yerleştirdik. Tahmin ettiğimden daha tatlı olmuştu. Diğer dekoratif eşyaları da yerleştirdikten sonra tamamdı. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra çay suyu koydum. Oğuz "Melis ile hiç konuşuyor musunuz?" Dediğinde olumsuz anlamda kafa salladım. "Ben abim yüzünden aramak istemiyorum belki tartışırlar diye o da hiç arayıp sormuyo." Dedim. Oğuz da kafasıyla onayladı beni.
"Gelecekler mi hafta sonu?" Dediğinde
"Melis'e yazacağım bugün kendileri bilir sonrasını." Dedim. Çay olurken Oğuz da bir yandan omlet yapıyordu. Ben de kahvaltılıkları tabaklarımıza koydum. Omlet olunca Oğuz da bölüştürüp tabaklara koydu. O sırada çay da olmuştu. Çaylarımızı da alıp bahçeye çıktık. Minderler falan da rahattı beğendim bayağı. Sohbet ede ede kahvaltımızı yaptıktan sonra Oğuz "yavrum bugün Kuzey abilerle şu bahsettikleri yere bakacağız gelmek ister misin?" Dediğinde heyecanla kafa salladım. Bu halim ona keyif vermiş olacak ki yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Mutfağı toplama işini Oğuz'a bırakıp hemen odaya çıktım ve hazırlanmaya başladım.

Oğuz da takım olmamız için kot şort beyaz tişört giydi ve evden çıkıp Kuzey abinin evine gittik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oğuz da takım olmamız için kot şort beyaz tişört giydi ve evden çıkıp Kuzey abinin evine gittik. İçeri girip biraz Arya ile vakit geçirdik. Çok özlemiştim cimcimeyi. Beni görünce hemen yanıma gelip sıkıca sarıldı bana. Yürümeyi öğrenmiş eşek sıpası. Biraz da sohbet ettikten sonra evden çıktık. Zaten çok uzak değildi o yüzden yürümeye karar verdik. Sohbet ede ede ofise gittik. Bize gösterecek adam ordaydı. Onunla tanıştıktan sonra içeri girdik ve etrafı gezdik. Çok büyük bir yer değildi zaten ama ufak bir mutfağı ve dinlenmek için oda yapılabilecek küçük bir oda vardı arka tarafta. Baya beğenmiştim enerjisi falan da güzeldi. Kafamda hemen tasarım canlandı. Satın alacaklardı. Aralarında bölüşüp ödemeyi yaptılar. Ve resmi olarak bir ofisimiz vardı artık. Tabiki bu kadar basit değildi. Bir sürü evrak işi vardı ama beni ilgilendiren tek kısım dekorasyondu. Telefonum çalınca hemen açtım. Arayan Melisti.
"Hayırsız hiç arayıp sormuyorsun hadi beni geçtim insan yeğenini özler." Dediğinde buruk bir gülümseme ile
"Sen de arayıp sormuyorsun ben abim sorun çıkarmasın sana diye çok aramak istemiyorum." Dedim. Melis sinirle
"Saçmalama Ela çocuk değilim kimse karışamaz hafta sonu yapacak mısınız istemeyi?" Dediğinde
"Tabiki yapacağız bugün konuşacaktım bu konu için seninle. Davet beklemiyorsundur umarım kapımız hep açık abim gelir mi bilmiyorum ama sen istersen gel." Dedim. Melis
"Tabiki geleceğim biri çocukluk arkadaşım diğeri abim sence yalnız bırakır mıyım? Mert'i de sorun etme gel konuşuruz anlatmam gereken şeyler var." Dedi. Biraz daha sohbet ettikten sonra telefonu kapattık. Kuzey abi kartını verip "bütün dekorasyon işini bu karttan yap her şey sende." Dediğinde sevinçle elindeki kartı alıp zıplamaya başladım. Bu halime hep birlikte güldüler.
"Evrak işlerini beklememe gerek var mı başlamak için?" Diye sordum. Hayır anlamında kafa salladı. Ege abi "o zaman bi kutlama yapalım." Dediğinde "Melis'e de haber vereyim onu da alalım." Dediğimde beni onayladılar. Hep birlikte toplanıp bir kafeye gittik ve tatlı kahve yaptık. Erkekler kendi aralarında sohbet ederken biz de Melis ile son olayları birbirimize aktarıyorduk. Melis ve abimin arası da bir süredir bozukmuş sürekli tartışıyorlarmış abim eve çok geç geliyormuş bazen gelmiyormuş bile sürekli babamlaymış Melis'in düşüncesine göre o da pis işlere bulaşmış ve Melis çok tedirgin olduğunu söyledi. İyice sinirlenmiştim. Yoldan çıkmıştı bunlar. Oğuz'a dönüp "arabanın anahtarını verir misin?" Dediğimde anlamaz gözlerle bana baktı. "Ufak bi işim var halledip geleceğim." Dedim. Sinirden deliye dönmüştüm Kuzey abi Oğuz'a anahtarı verdirtmedi. Beni oturtup "ben halledeceğim sen karışma ufaklık." Dediğinde tamam demekten başka şansım yoktu zaten. Oğuz beni kolunun altına alıp "ya çen büyüdün de çinirlendin mi bebeğim benim." Dedi ve saçlarımı karıştırıp öpücük kondurdu. Ufak bir isyandan sonra ben de yanağından öptüm. Oğuz Ege ve Kuzey abiye bakıp "ikinize de teşekkür ederim gerçekten kendime geldiğimi hissettim ofis işi olunca sanki 50 yaş yaşlanmışım gibi hissettim şu bir ayda." Dediğinde gülümseyerek ona baktım. Biraz daha sohbet ettikten sonra yavaştan kalktık ve evlere dağıldık. Eve gelince kendimi hemen duşa attım. Duştan çıkınca mutfağa geçtim. Oğuz yemek hazırlıyordu. Yardım etmek için yanına gittiğimde "sen içeri geç keyif yap hanımım bugün yemekler bende." Dediğinde gülümseyip dudağına öpücük bıraktım ve salona geçip telefonumla ilgilenmeye başladım. Bir süre sonra Oğuz yanıma gelip "güzelim masa hazır." Dediğinde ayaklanıp mutfağa gittim. Mum bile yakmıştı benim yakışıklı kocam.

Sohbet ede ede yemeklerimizi yedik şaraplarımızı içtik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sohbet ede ede yemeklerimizi yedik şaraplarımızı içtik. Masayı toplamak için ayaklandığımda "sen içeri geç bize film seç yavrum ben toplarım." Dediğinde gülümseyip içeri geçtim ve filmlere bakmaya başladım. Aksiyon filmi bulmuştum bir tane. Oğuz da elinde büyük bir meyve tabağı ve patlamış mısırla geldi. Onları sehpaya bırakıp içeri gitti ve yarım kalan şarabımızı getirdi. Birlikte keyifle filmimizi izledikten sonra saat 3 e gelirken odaya çıkıp uyuduk...

Abimin ArkadaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin