Yazar'dan;
"Ne diyorsun lan sen?" Öfke ile Feryat'ın yakasına yapıştı Ali.
Yüzüne bir tane yumuruk indirirken, kanayan dudağına bakıp güldü Feryat."Ne dediğimi duydun. Eşyalarını toplayıp, bize geçmen için sadece yirmi dört saatin var."
"Gebertirim lan ben seni! Gebertirim, ölümün benim elimden olur!"
Öfke saçan bakışları ile yakasına yapıştığı Feryat'tan, güvenlikler ayırdı Ali'yi.
Feryat ise hastaneyi terketti, Ali ve ailesinin durumu sindirebilmesi için."Yok öyle kaçıp gitmek lan duydun mu beni? Elbet görüşeceğiz tekrar. İşte o zaman sana yemin olsun yüzünde sağlam tek bir yer bırakmayacağım!!!"
"Tamam oğlum gel otur şöyle! Ne bakıyorsun sen onun dediklerine. Daha bu sabah borcu taksit taksit ödersiniz merak etmeyin diyen kendisiydi."
"Sen de inandın mı o manyağın söylediklerine? Hep anlattım size, normal değil bu adam dedim ama dinlemediniz beni."
"Ne yapsaydım oğlum patronlarım onlar benim. Ne diyebilirdim ki? Ayrıca en zor anımızda kardeşini kurtardı."
"Ha bunun karşılığında da gidip onunla beraber mi yaşayayım yani bunu mu demek istiyorsun baba?"
"Şuan çok sinirlisin ve ne dediğinin farkında değilsin o yüzden. Böyle birşey olabilir mi sence? Kanun var hukuk var en iyi sen biliyorsun. Seni alıp öylece gidebilir mi hiç? Parayı verdiği için ona gebe olduğumuzu düşünüyor ama ben arayacağım şimdi Fuat beyi. Kardeşinin yaptıklarını öğrenince bakalım hala böyle konuşabilecek mi Feryat efendi karşımıza geçip."
"Dur sen Murat. Ben konuşacağımız kişiyi çok iyi biliyorum."
"Nereye Asiye? Poyraz taburcu olacak birazdan."
"Siz onu alıp eve geçersiniz çantasını sabah toplamıştım zaten. Ben de geleceğim arkanızdan. Daha fazla da birşey sormayın."
Söylediklerinin ardından çantasını almak için girdiği odadan çıktı. Hastaneden ayrılıp bindiği taksi ile Bolat ailesinin yaşadığı villanın önüne geldi. Bahçe kapısından geçip ilerledikten sonra diğer kapının zilini çaldı.
"Fadime abla kapı çalıyor." Seslenişine herhangi bir cevap gelmeyince ayağa kalktı Kumru.
"Çalışan siz misiniz ben miyim anlamadım ki." Israrla çalmakta olan kapıyı açtı. Karşısında gördüğü kırk beş yaşlarında ki kadını çıkartamadığı için kaşları çatıldı.
"Buyurun kime bakmıştınız?"
"Nerde kızım senin anan?"
"Kimsiniz ya siz? Bu ne biçim ses tonu ayrı-" Lafını tamamlamasına izin vermeden Kumru'yu bir kenara itip içeri doğru ilerledi Asiye.
"Aa napıyorsunuz siz ya kendinize gelin, dağ başı mı burası?"
"Emine hanım! Neredesin Emine hanım gel hele, çık ortaya!"
"Bağırıp durmayın uzanıyor annem rahatsızlandı. Ayrıca burayı hemen terketmezseniz polisi arayacağım."
Dediğinde karşsında duran kadın üzerine doğru yürümeye başladı.
"Bana bak. Senin o saçını başını yolar, sonra da bu evi başınıza öyle bir yıkarım ki..bugüne kadar tanıdıklarınızı mumla ararsınız."
O sırada merdivenlerden inen Emine hanıma yöneldi ikisinin de bakışı.
"Bu deli kadın seni sorup duruyor anne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Çiçeği - Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Feryat, Trabzon'da ailesi ile yaşayan otuz bir yaşındaki genç bir adamdı. Sekiz senedir kalbi tek bir isim ile, Ali ile çarpmaktaydı. Öyle ki Feryat'ın bu sevgisine sadece ailesi değil, tüm çevresi, tanıdık tanımadık herkes şahit olmuş...