Yazar'dan;
8 yıl önce.
"Sana da zahmet oldu, kendim gidebilirdim gerçekten."
"Ohoo sen hala orada mısın? Yola çıktık bile. Ayrıca rahat ol lütfen kendini kasmana gerek yok."
"Biraz önce tanıştık normal değil mi kasmam?" Dedi, Feryat'ın, sanki kırk yıldır tanışıyorlarmış gibi rahat tavırlarına şaşırarak bakıp.
"Ee üniversite hayatı nasıl gidiyor? Alışabildin mi, var mı arkadaşların?"
"Çok fazla arkadaş sevdiğim söylenemez. Bir tane var, onunla da dönem başı ısrarla katıldığım bir doğum günü partisinde tanıştık."
"Sizin okuldan mı?" Dedi, dikkatini yoldan ayırıp yüzüne bakarak.
"Değil, Polis akademisinden o. Zaten bu dönem son senesi sonra da İstanbula gidecek."
"Anladım. Kız arkadaşın falan peki?"
"Yok. Henüz o tür konular düşünmüyorum." Diyerek konuyu kısa yoldan kapattı, eşcinsel olduğunu, ve bahsettiği arkadaşının da aslında sevgilisi olduğunu bilmesine gerek olmadığını düşünerek.
"Anladım. Benim de yok, hiçte olmadı zaten."
"Şaşırtıcı."
"Nesi şaşırtıcı?" Bir yola, bir Ali'ye bakıp sordu. Söylediği her cümleyi, ağzından çıkacak her sözü merak ediyor, daha yakından tanımak istiyordu yanında oturan genci.
"Yani tam yaşını bilmiyorum ama benden büyük olduğun kesin. Birde işini gücünü de almışsın eline, üstelik maddi manevi sıkıntıların yok. Hayatında birinin olmaması şaşırttı sadece."
"İyi bir iş, iyi bir hayat standartları mı belirliyor bunu? Sevmek peki, o nerede kaldı?"
"Yani işin o tarafı da var tabii ama. Ben daha çok hayatımı kurtarma odağı ile yaşadığım için maddi manevi tamamlandığımı hissetmeden evlenmeyi de düşünmem."
"Eminin okulunu bitirdiğinde çok başarılı bir avukat olacaksındır."
"Teşekkür ederim. Senin mesleğin ne?"
"Bizim aile yıllar boyu hep gemicilikle uğraşmış. Babam da dedemden sonra liseyi bitirir bitirmez işlerin başına geçmiş o yüzden. Abim de aynı şekilde. İşte sonrasında formaliteden muhasebeyi bitirdi açıktan. Hani elinde diploması olsun diye."
"Hala kendinden bahsetmedin."
"Kaptanım ben. Yani tam olarak değilim tabii ama okulu bitirebilirsem eğer olacağım."
"Nasıl yani, okulunu bitirmedin mi?"
"Henüz değil. Bazı aksilikler oldu. Elimde olsa motor galerisi falan açardım herhalde motor sevdalısıyım da. Ama işte babam izin vermedi! Önce şirket işlerimizle ilgili bir bölüm bitir, sonra ne yaparsan yap dedi."
Dediğinde güldü Ali. Kahkaha atışına dudakları kıvrılarak baktı Feryat.
"Neden güldün?"
"Sen de kaptan olmaya mı karar verdin?"
"E ne yapayım. Üzerinde motor olan her şeyi kullanıyorum neredeyse bir gemiyi bilmiyorum, onu da öğreniyorum işte. Hem baba mesleği ile ilgili mi? İlgili."
"E peki nasıl hala mezun olmadın? Sonuçta
ciddi bir mesleğe hazırlanıyorsun derslerini aksatman sorun olmuyor mu?""Oluyor da. Rektör babamın tanıdığı olduğu için sağolsun idare etti beni bir süre. Gerçi şu son bıçaklanma olayından sonra artık babam acıma dedi, o yüzden derslerime giriyorum bir yandan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Çiçeği - Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Feryat, Trabzon'da ailesi ile yaşayan otuz bir yaşındaki genç bir adamdı. Sekiz senedir kalbi tek bir isim ile, Ali ile çarpmaktaydı. Öyle ki Feryat'ın bu sevgisine sadece ailesi değil, tüm çevresi, tanıdık tanımadık herkes şahit olmuş...