15.Bölüm

833 48 7
                                    

Yazar'dan;

Arabasına tekrar oturdu Ateş. Ali ise birkaç adım kenara çekilip gitmesine izin verdi.

O an anladı..

Ateş ile aralarında zaten bitmiş olan duyguların bir daha yeşeremeyeceğini. Ateş'in kendisinden çoktan vazgeçmiş olduğunu. Duyduklarını bir süre daha kendine saklamayı ve ne yapacaksa bu yolda yalnız başına olduğunu düşünüp tekrar geçti eve. Yatağın ucuna oturarak düşündü..

Feryat'ın şuan bulunduğu odada  söyledikleri aklına gelirken yapacağı şey kafasında şekillenmeye başlamıştı bile.

Birkaç gün önce.

"Korkuyorum, çünkü bana dokunursan, sana dokunursam bu aşk benim sonum olur artık anlıyor musun? Zaten yanmışım yanacağım kadar. Bir daha da iflah olmam bunu yaparsan. Seni buraya zorla getirebilirim, aşkıma senelerce karşılık aramış olabilirim, ama sana kendimi zorla sevdiremem anlamıyor muyun sanıyorsun? Buradasın, bu evde benim yanımdasın! Çünkü benimkisi günde bir kere bile görsem yeter hali anlıyor musun? Ve sen; buna bile razı gelmediğin için buradasın şuan."

"............"

"Bana her şeyi yap; Bağır, çağır, küfret, ağzına geleni söyle. Hatta istersen vur hastanede yaptığın gibi. Ama sakın kıvırcık! Sakın oynama duygularımla. Sevmiyorsun eyvallah! Ama lütfen bana bunu yapma."

Günümüz.

Düşüncelerinin arasında kaybolup uykuya daldığını kapının açılması ile anladı. Karşısında gördüğü bedene karşı kalktı uyuduğu yerden.

"Hay Allah uyandırdım mı? O kadar da sessiz olmaya çalışmıştım halbuki."

"Sorun değil. Söylemiştim daha önce de. Bu eve taşındığımdan beri uykumun daha hafif olduğunu." Dedi, Feryat'ın arkasına geçerek. Ellerini omuzuna atarken ceketini çıkarmasına izin verdi.

"Üstünü değiştirmemişsin?"

"Seni beklerken uyumuşum farkında olmadan."

"Beni mi bekledin neden? Mesaj atmıştım oysa tekrar çıkmam gerekti diye."

"Biliyorum ama yine de beklemek istedim geçte olsa gelirsin diyerek."

"İşler baya uzadı o yüzden ancak bitirebildik. Sen niye bekledin peki? Yani birşey mi söyleyecektin?" Bir yandan üzerinde ki gömleği çıkarırken diğer yandan meraklı bakışlarını Ali'ye göndererek bir cevap bekledi sorusuna.

"Sen önce bir duş al istersen. Baya yorgunsun gibi duruyor. Bu arada- sormayı unuttum. Problem halloldu mu?"

"Oldu oldu merak etme. Biraz uğraştık ama çözüldü sorun çok şükür."

"İyi bari sevindim. Hadi sen al duşunu, ben de aşağı ineyim kahvaltımızı getirmeye. Zaten çok yoruldun birde aşağı inme hiç." Dediğinde Feryat'ın takıldığı ve ilgisini çeken tek nokta kahvaltımız kısmı oldu.

Ali'ye pek belli etmese de dudakları kıvrılarak girdi duşa. Birkaç dakika sonra işini bitirip çıktığında ise kanepenin önünde ki sehpanın üzerine özenle dizilmiş kahvaltılıklara baktı.

"Bu kadar zahmete ne gerek vardı? Tek başıma yiyemem ki ben bu kadar şey." Dedi, Ali'nin de oturup oturmayacağını merak ederek.

"Tek başına yiyeceğini kim söyledi? Ayrıca dikkat edersen orada iki tane meyve suyu bardağı var. Çayı da getirecek şimdi Fadime abla."

İki dakika sonra kapı çaldı. Tepside gelen çayları alıp sehpaya bıraktı ve kendisi de Feryat'ın yanına, kanepeye oturdu.

"Hadi neyi bekliyorsun?" Omleti ikiye bölüp yarısını Feryat'ın tabağına bırakırken yaptıklarına hayranlık ile baktı Feryat.

Yaban Çiçeği - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin