[TAMAMLANDI]
Feryat, Trabzon'da ailesi ile yaşayan otuz bir yaşındaki genç bir adamdı. Sekiz senedir kalbi tek bir isim ile, Ali ile çarpmaktaydı. Öyle ki Feryat'ın bu sevgisine sadece ailesi değil, tüm çevresi, tanıdık tanımadık herkes şahit olmuş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yazar'dan;
"Dünya ve ahiret hayatı için Emine Bolat kardeşimize hakklarınızı helal ediyor musunuz?"
"Helal olsun!"
"Helal ediyor musunuz?"
"Helal olsun!"
"Helal ediyor musunuz?"
"Helal olsun!"
Cenaze namazının ardından mezarlığa geçtiler. Emine hanımın cansız bedeni toprağa verilirken Toprak, hala tükenmiş bir şekilde ağlamaya devam ediyor, annesinin artık hayatta olmayışını bir türlü kabullenemiyordu.
Cenaze son bulup insanlar dağılmaya başlarken Toprak, annesinin mezarı başından ayrılmak istemedi ve eve gitmek istemediği için Feryat ve Fuat da kardeşini yalnız bırakmamak için onunla beraber birkaç saat daha beklediler.
Ardından Toprak'ı zor da olsa ikna edip eve götürdüler. O annesinin yatağına uzanıp acısını yaşamaya devam ederken diğerleri taziye için gelen insanlar ile ilgilendi.
"Ne yapıyor uyudu mu?"
"Annesinin yatağına uzanınca daldı hemen ara ara bakmayı unutmayın."
"Sen gidiyor musun?
"Kusura bakmazsan ve eğer benim yapabileceğim bir şey yoksa karakoladan acil bekliyorlar çıksam ayıp olmaz değil mi? Toprak zaten uyuyor şuan. O dinlensin, ben de işlerimi hemen halledip dönerim zaten."
Ateş'in sorusu üzerine elini omuzuna attı Feryat.
"Cenaze işlemleri için elinden geleni yaptın zaten sağolasın. Bizim kolumuz kanadımız öyle kırıldı ki hiç bir şeyi düşünemedik başka."
"Aileler birbirlerine böyle günlerde destek olurlar. Mutlu günlerde bir araya gelmek kolay asıl olan zorlukları beraber aşmak ve bunun için teşekküre gerek yok."
Feryat'ın yanından ayrılıp evden çıktı Ateş. Giderken babasını da aldı eve bırakmak için..
"Geldik."
"Böyle mi olacak hep?"
"Nasıl olmasını istiyorsun?"
"O kız sana uygun değildi ki bunu hep beraber gördük. Ne yapsaydım bağrıma mı bassaydım sizi?"
"Sence bizim tüm sorunumuz Kumru'yla evlendiğim gün bizi kapıdan kovman mı? Sen senelerce koca bir yalanı yaşattın baba bana! Niye? Sırf annem ile iyi bir ayrılık yaşamadınız diye."
"Bilmediğin şeyler var."
"Ne mesela? Emine hanım seni terketti diye annemi kullanman mı? Ben onunla konuştum ve her şeyi biliyorum."
