Yazar'dan;
Ali'nin gidişinin ardından şoför koltuğuna geçip, arabayı çalıştırarak her zaman gittiği uçurumun kenarına gitti Feryat. Cebinden çıkarıp yaktığı sigarayı dudaklarının arasına alırken sert rüzgarın yüzüne doğru vurmasını umursamadı. Gözlerinden akan yaşlar yanaklarına doğru ilerledi. Kulaklarında Ali'nin yurtdışına gideceğine dair söylediği sözler defalarca çınladı.
"Benim yüzümden- benim yüzümden gidiyor."
Aklına gelen şey ile tekrar geçti arabasına. Motoru çalıştırıp ilerlerken kırk dakika kadar süren yoldan sonra Ali'nin yaşadığı ilçeye varıp, arabasını evlerinin yakınlarına parkederek beklemeye başladı.
Hava kararmaya başlamış, akşam olmuştu artık. Kafasını direksiyondan kaldırdığında uzaktan gelen bedenin Ali olduğunu anlaması uzun sürmedi.
Kıvırcık saçlarını, çekik gözlerini, yüzünün her zerresini aklına kazıdığı gibi; Yürümesinden bile tanıyordu sevdiğini. Sanki kimse onun gibi yürümüyormuş, her şey ona özelmiş gibi geliyordu Feryat'a.
Arabadan aceleyle indi. Ali, Feryat'ı farketmesiyle adımlarını daha da hızlandırınca, Feryat'ta aynı şekilde yürümeye başladı arkasından.
"Ali!"
Feryat'ın arkasından defalarca kez seslenişini duymazdan geldi.
"Ali dur lütfen."
Sonunda yetişebildiğinde kolundan tutup durdurdu.
"Ne yapıyorsun dokunma bana!"
Kendini hızla geri çekti. Bu yaptığına hayretler içerisinde baktı Feryat.
Gerçekten bu kadar mı tiksiniyordu ondan? Veya bir zarar verebileceğini mi düşünüyordu, Feryat onu bu kadar çok severken?"Özür dilerim."
Ellerini ürkekçe havaya kaldırdı Feryat. Ali, tekrar hızlıca yürürken peşinden gitti.
"Gerçekten gidecek misin?"
"Seni ilgilendirmez."
"Eğer benim yüzümden gidiyorsan ilgilendirir"
Duyduğu şeyin ardından durdu Ali. Alaycı bir şekilde gülmeye başlarken kaşları çatıldı Feryat'ın."Sen kendini dünyanın merkezi falan mı sanıyorsun?"
"Benim yüzümden mi gidiyorsun Ali, cevap ver!"
"Ben, sevdiğim adam ile mutlu olmak için gidiyorum. Her şeyi kendin ile ilgili sanma sen çokta."
Dedi, sevdiğim kelimesinin üzerine özellikle vurgu yaparak.
"Bak tamam. Karşına da çıkmam artık, yolunu da kesmem."
"Biliyor musun? Seni sevmesem de, zamanla nefret etsem de en azından sözüne güvenecek, dürüst biri olduğunu düşünmüştüm. Ama sen, benden uzak durmayı beceremedin. Yoluna çıkmayacağım dedin, söz verdin ama sözünde duramadın. Bundan sonra da dediğin tek bir lafa inanmam artık. Hoş, önemli de değil söylediklerin benim için."
"Gitme Ali...gitme lütfen. Hayalet olurum, varlığımı bile unutursun. Yüzünü bile görmeden, uzaktan öylece sevmeye devam ederim seni. Yeter ki aynı şehirde, aynı havayı soluduğumuzu bileyim."
"Keşke olsan Feryat. Hayalet olsan, yok olsan keşke! Yok olsan da görmesem yüzünü bir daha."
Ali'den duydukları ile dolan gözlerini belli etmemek için kafasını diğer yana çevirdi Feryat. Bu sırada Ali ise arkasına bakmadan ilerleyerek eve girdi.
Gitmeden söyledikleri kalbine saplanan zehirli bir hançer gibi; içeriden Feryat'ı parçalamaya devam ederken çaresizce arabasına geri döndü.
Evinin yolunu tutarken düşündü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Çiçeği - Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Feryat, Trabzon'da ailesi ile yaşayan otuz bir yaşındaki genç bir adamdı. Sekiz senedir kalbi tek bir isim ile, Ali ile çarpmaktaydı. Öyle ki Feryat'ın bu sevgisine sadece ailesi değil, tüm çevresi, tanıdık tanımadık herkes şahit olmuş...