2.Bölüm

1.2K 69 8
                                    

Keyifli okumalar :)

• • •


Yazar'dan;

"Liman'dan aradılar, baban daha hava aydınlanmadan çıktı evden aceleyle. Cüzdanını da evde unutmuş. Kimliği falan içinde biliyorsun lazım olur şimdi..kahvaltını bitir de götür oğlum tamam mı?"

"O lanet limana gitmek istemiyorum anne kaç sefer söylemem gerek daha?"

"Oğlum, alt tarafı cüzdanı babana teslim edeceksin. Yatıya kal demedik ya"

"Olmaz! Hem Ateş ile buluşacağım ben bugün. Yeni gelmiş zaten, görmezsem olmaz. Ayrıca cüzdanın aciliyeti olursa, liman'dan bir arkadaşını yollar aldırır babam."

"Ben niye gitmek istemediğini çok iyi biliyorum da hadi neyse."
"Evet doğru tahmin. Feryat ile karşılaşmak ve ona daha fazla umut vermek istemiyorum."

"İyi peki oğlum ısrar etmeyeceğim ben götürürüm sen git, bekletme arkadaşını." Çayından son bir yudum alarak ayağa kalktı Ali.

"Seviyorum seni Asiye sultan." Dedi annesine, gülümseyerek yanağına bir öpücük kondururken.

"Tamam hadi şımarma." Gülerek karşılık verdi annesi de.
Evden çıkmadan önce kardeşinin odasına girdi. Yanına ilerleyip yatağın kenarına oturdu.

"Nasılmış bakalım paşam?"
Oksijen tüpünün maskesini indirdiğinde birkaç kere öksürdü kardeşi.

"İyiyim abi."

"Daha iyi olacaksın. Yakında bu maskeye gerek kalmadan, yatmana gerek kalmadan istediğin gibi koşturacaksın."

"Biliyorum abi. Sen söz verdin mi hep tutarsın."

"Tutacağım paşam. Yine eskisi gibi olacaksın bana inan."

Alnına kondurduğu öpücüğün ardından odadan çıktı. Ciğerlerinde iki sene önce başlayan rahatsızlıktan dolayı zamanla nefes almakta bile sorun yaşamıştı. Ameliyat için çok yüksek bir meblağ istendiği için ve bu parayı karşılayacak durumları pek olmadığından parayı denkleştirmek için bekliyordu Ali ve ailesi.
Avukatlıktı Ali'nin mesleği. Ancak daha önce hiçbir dava almadığından haliyle kimse güvenipte iş emanet etmiyordu.

Dolayısıyla kiraladığı ofisi de dava alamadığı ve kirasını ödeyemediği için kapatmak durumunda kalmış, adam akıllı bir yerde iş buluncayadek farklı farklı bir sürü işte çalışmıştı.
Üniversitenin ilk senesinde tanışmışlardı Ateş ile. Ali üniversite ilk sınıfa başlarken, Ateş de son senesini okumaktaydı o yıllarda. Okulunu bitirmiş, başarılı bir polis olarak İstanbul'da görevini yaparken çok az görüşmüş ama buna rağmen aralarında ki bağı koruyabilmişlerdi Ali ile.

Zaten Ateş'in İstanbul'a gittiği dönemlerde Ali'ye olan duygularından bahsetmişti Feryat da. Başta babasının ısrarları üzerine Feryat ile yakınlık kurmayı kabul ederken onun hisslerinin çok başka bir noktada olduğundan habersizdi Ali.

Çünkü babasına göre oğlunun patronu ile arkadaş olabilmesi çok güzel bir gelişmeydi ve iş arkadaşlarına sürekli övünebileceği bir konu geçmişti eline.
Duygularından bahsettiğinde ise nazikçe geri çevirmişti Ali, Feryat'ı. Ama buna rağmen Feryat hiç vazgeçmemiş, gerek mesajları, gerekse de her an karşısına çıkışları ile aşkına bir karşılık bulabilmeyi ümit etmişti. Fakat zamanla bu davranışları Ali'yi rahatsız etmeye başlamış ve sırf o rahatsız olmasın, o üzülmesin diye geri adım atmıştı Feryat.

Öyle ki belki vazgeçer diye düşünerek en sonunda Ateş ile arasında olanları bile anlatmıştı Ali. Ama yine de vazgeçmesi için yeterli bir sebep değildi bu Feryat için. Ali'yi rahatsız etmiyor, ama onu uzaktan öylece sevmeye devam ediyordu.
Tabii Ali'ye göre bazı yerlerde karşılaşmaları asla tesadüf değildi ama yine de ses etmemeye çalışıyordu bu durumla ilgili. Çünkü bazen onu vazgeçirebilmek için canını yakacak şeyler söylese bile bir yandan da üzülmeden edemiyordu bu haline.

Yaban Çiçeği - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin