11. Bölüm "İnkisar"

160 24 11
                                    

Ölümü içinde öldürmüş bir orduyu Allah'tan gayrısı korkutamaz!

Bölümler geç gelebilir, şu sıralar derslerime ağırlık vermem gerekiyor. Ve üniversite sınavına hazırlık yapmam gerekiyor. O yüzden şimdiden kusura bakmayın, gecikebilir.

İyi okumalar❤

...

Birge'den...

Sabah uyandığımda onu yanımda bulamamıştım. Beni uyandıran şey alarm sesi olmuştu aslında. Saat sabahın altısı ve ben alarm kurmadığıma yemin bile edebilirim. Başımı yeniden yastığa uyku mahrumluğuyla attım. Çok fena uykum vardı. Bu lanet şeyi kim kurmuştu ki, hazır uykumdan olmuştum.

Daha kargalar bile kahvaltısını bile yapmadan bu saatte uyanmak yürek isterdi. Ben ise saat on ikide uyanmayı. Belime dolanan kollar olmadığı için kendimi bir an boşlukta hissetsemde yorganı tekrardan boğazıma kadar çekmiştim. Sıcaklık arıyordum kendi kendime.

"Daha uyanmadın mı sen?"

Sungurun sesi odada yankılanırken onu tanımadım bile. Şu an zevkini sürmem gereken bir uyku vardı ve ben bundan mahrum kalmak istemiyordum.

"Hmm?"

"Uyan artık, koşuya geç kalıyorum senin yüzünden." Ona hâlâ tepki vermediğimi fark edince sesli bir küfür savurdu. "Hadisine kızım!"

"Hıhım."

Sıkıntıyla nefes aldığını duysamda şu an uykumdan olmaya hiç ama hiç niyetim yoktu. Nasıl ki onun için yemek herşeydi, benim için de uyku öyleydi.

Alaycıl sesini duydum. "Pembe külotunda çilek mi var, yoksa bana mı öyle geliyor minik kuş?"

Anında ışık hızıyla yataktan kalktığımda yaptığım ilk şey külotuma bakmak olmuştu. Ama gerçektende dediği gibi külotum pembe ve çilekliydi. Kafamı sallayarak ona döndüğümde sert çehresinde küçük bir alaycıl tebessüm vardı. Bekle. NE?

"SENİ LANET SAPIK, BENİM ORAMA MI BAKIYORSUN SEN?" Diye çığlığı basmam bir olmuştu.

Aşırı derecede utanıyordum. Normal bir kız olsa belki normal karşılayabilir ve ya benim kadar tepki vermezdi. Ama ben fazlasıyla muhafazakâr büyümüş bir kızdım, hiçbir erkekle bu derecede şeyler konuşmamıştım. Haliyle bu tepkimi kontrol edemiyordum.

"Evdekiler hâlâ uyuyor, bağırma." Dedi beni uyararak. "Uyandığına göre üzerine birşeyler giyde bir an önce koşuya gidelim."

Evde biz hariç altı kişi daha olduğunu unutmuş olmam kesinlikle benim suçum değildi. Külotumu görmüştü! Benim. Külotumu. Görmüştü.

Çilekli ve pembe külotun olmasın o Birge'ciğim?

"Allah'ın sapığı." Dedim homurdanarak yataktan kalkarak.

Deli gibi utanıyordum. Bunun sebebi elbette ona çilekli ve pembe külotumla Sungurun radarına yakalanmış olmam değil. Asıl neden, lanet herifin benim külotumu görmüş olmasıydı.

Oflaya puflaya yatağı düzelttim. "Ayıp denen birşey Sungur abicim, hiç haberin var mı bu kelimenin karşılığından?"

"Ben özellikle gidip senin pembe donuna bakmadım mini minnacık kız çocuğu, artık nasıl bir yatma şekline sahipsen kıçının yarısı zaten ortadaydı." Ellerini ceplerine yerleştirerek duvara yaslandı. "Ben manzaradan şikayetçi değilim ama sen çok bağırtlaksın. Uzun süre boyunca çok fazla sesli silah kullandım, çoğu kez bomba patlamaları gördüm. Lakin hiç biri senin şu sesin kadar kulaklarımda arbede yaratmadı."

GÜL KOKAN BARUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin