17. Bölüm "Kör Kuyu"

160 22 39
                                    

Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince, çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince.

~Hüseyin Nihal Atsız~

💗

"İki elimde toplam on paymağım var aşkısım," Dedi Elfida ellerini Asaf'a uzatarak. "Sende kaç dane var?"

Yaşı henüz dört olmasına rağmen çok çabuk kavrıyordu. Bu yüzden Çiçek ona sayıları öğretiyordu. Murat ise ikiliye dik dik bakmakla meşguldü. Asaf'ı Akif'ten ayırmazdı ama kızından ayırırdı. Asaf ona çilekli dondurmasını yedirirken Kalendar'da Murat yüzünden ikisini izlemek zorunda kalıyordu.

"Yok," Dedi Akif kendi dondurmasını yerken. "Asaf'ta on üç tane var."

Murat oğlunun boynuna indirdi tokadı. "Kızımla düzgün konuş, kırarım o boynunu."

"Ya baba ya, o senin kızınsa ben neyinim? Bende senin evladın değil miyim? Beni sevmiyor musun sen?"

"Elbette seni seviyorum oğlum. Elfida doğana kadar evde çocuk değilde hayvan beslediğimizi bilmiyordum. Sağ olsun kızım gözlerimi açtı."

Kalendar Akif'in omzuna vurdu. "Uğraşma çocukla yaşlı kurt, yediği lokmayı mı sayıyorsun sen?"

"Asaf'ta ki ilgi birazcık bizim keratada olsaydı kızım oğlunun elinden dondurma yemek zorunda kalmazdı." Akif'e tip tip baktı. "Aç kurt."

Asaf yine gözlerini devirmeden edemedi. Konu her ne olursa olsun Murat amcası konuyu kendisine bağlıyordu. Elfida kucağına tırmanarak Asaf'ın elinden kaşığı aldı. Kızıl çilleri onu çirkin göstermiyordu. Aksi gibi çok tatlı gözüküyordu. Dondurma tabağına kaşığı batırarak Asaf'a uzattı.

"Sende ye aşkısım," Dondurmayı Asaf'ın dudağının her tarafına sürdürdü. "Yoksa aç abiyim yey."

"Ne o devrem? Kızını oğlum kapar diye mi korkuyorsun? Babasının oğlu tabii," Gururla Asaf'a baktı. "Yakışıklı çocuk, dayanamıyor diye mi kızın bu endişen?"

Sağ olsun Elfida Asaf'ın ağzı hariç yüzünün her yerine yediriyordu dondurmayı. Çiçek ve Meyra kenarda oturmuş bir yemek tartışıyorlardı. Çiçeğin asıl mesleği öğretmenlikken, Meyra  hemşireydi.

"Ben varken sence oğlun kızımı alabilir mi Bozok?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

"Lakabımla da konuşmaya başladığına göre senin sinirler zıpladı." Tesbihibini kenara koyarak dostuna baktı. "Fena mı olur be devrem, ne güzel dünür oluruz işte."

Sorun o değildi Murat'a göre. O kızını hiç kimseyle paylaşmak istemiyordu. Biricik kızıydı. Daha önce üç evladını kaybetmişti, birinde düşük olurken diğer ikisi ölü doğmuştu. Düşen bebeğin cinsiyetini bilmeselerde ölen iki bebekte kızdı. Bu yüzdendi kızına bu kadar düşkünlüğü.

"Git işine Bozok, benim damarımı attırma."

"Kızın bir gün evlenecek, biliyorsun değil mi Yaşlı Kurt?"

Murat huzursuzca yerinde kıpırdandı. "İç güvesi alırım damadı, çözüm mü yok?"

"Ben oğlumu iç güvesi vermem!"

Asaf her ne kadar öyle bir şey olmadığını söylemek istesede saygısızlık etmek istemedi. Zaten öyle bir şey mümkün olamazdı.

"Oğlunu alacağımı kim söyledi?"

Kalendar Elfida'nın saçını okşadı. "Sen kiminle evleneceksin kızım? Kiminle canlı bebe yapacaksın?"

GÜL KOKAN BARUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin