5.Bölüm "Gerçek Acıdır"

218 25 86
                                    

Bakma bana böyle kırgın gül kokulu kadın, yazık değil mi bana da? Unuttun mu benim de senin her kırgınlığında kalbime bir hançerin saplandığını?
~Oyunbozan~
...

Helogünoaleyküm mümin kardeşlerim. Valla bu lanet waty bölümlerimi silip duruyor. Çok sinirim bozuldu valla. 6100 kelime yazmıştım ama ben, hepsi uçtu gitti.

Bir daha olursa artık kitap yazmayı da bırakmayı düşünüyorum, emeklerim çöp oluyor çünkü.

Arkadaşlar ben sizin yorumunuz kötü diye kitabı bırakın diye bir şey asla demem. Her nasıl olursa olsun siz beni düşünüp yorum yapıyorsunuz. Ben sizi kötü yorum yapıyorsunuz diye yargılayacak değilim😉

Ve son olarak artık sınır koyacağım, çünkü bölüm okunuyor ama kimse ne yorum yapıyor ne de beğeniyor. Emeklerimin boşa olduğunu hissediyorum.

Sınır: 15 oy, 15 yorum.

👉❤👈

Birge...

Benden bas bayağı kaçıyordu. Gecenin üçünde tavana bakarak yatarken aklımda binlerce şeyle uzanıyordum. Ve bu düşüncelerimin arasında asıl aklımı kurcalayan kişi Sungurdu. Tam bir haftadır yüzüme baktığı yoktu. Aramızda geçen diyalog 'günaydın' ve 'iyi geceler' denen iki kelimeden ibaretti. Sorunun ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.

Yatağın içinde bir sağa bir sola dönerek uyumaya çalışıyordum ama nafile. Kafamda resmen bir kentsel dönüşüm vardı. Duygularım, düşüncelerim ve gerçeklerim hepsi birbirinin içinde yok oluyordu. Ne yapmam gerektiği hakkında bir çözüm yolum yoktu. Aslında benim hiçbir şeyim yoktu. Sadece küçük bir bavulum ve boynumda ki abimin künyesi. Biraz da ağlayarak uyandığım rüyalarım.

On üç martta annemi, babamı ve ablamı kaybettim. Yirmi dört aralıkta abimi. Yağız ailesinden kalan tek kişi bendim, herkes ölmüştü. Benim de artık bir 'Yağız' olduğum söylenemezdi ya, neyse.

Kucağımda ki abimin tişörtünü geçirdiğim yastığımı bıraktım. Onun kokusu olmadan bir gün bile uyuyamamıştım ben iki ay boyunca. Ama bu yatakta yalnızca abimin kokusuyla uyumuyordum ben. Bir şey daha vardı. Biraz denizimsi.

Sungurun kokusu.

Hani böyle çok güzel kokan ama genzinizi yakan kokular olurdu ya, işte tam olarak ondan bahsediyorum. Güzel ama canınızı acıtıyor. Öfkeyle yatağa vurdum. Adam benim yüzüme bakmaya tenezzül dahi etmezken ben burada onun korkusunun ne kadar güzel olduğu hakkında kendime nutuk çekiyordum.

Başlardım ben böyle işe ama ha!

Sinirlerimle oynuyordu lanet adam! Bu da yetmezmiş gibi hem uykularımın çalınmasında rol oynuyor hem de yatak da onun gibi kokuyordu. Şeytan diyor in aşağıya, yastıkla boğazla. Ama ben Allah yolunda bir kızım tabi, uymuyorum şeytana. Şeytan da benden yapabileceğim şey istemiyor ki! Nasıl boğazlayayım ben iki katımdan fazla adamı? Ayı gibiydi mübarek!

Ama beli tutulmuştur şimdi o küçük koltukta. Gerçi koltuk küçük değilde o büyüktü ama neyse. Ben o kadar dedim ama, dinlemiyordu ki beni! Ben koltukta uyurum dediğimde beni sırtına çuval gibi atıp odaya bırakmıştı. İstediği olmayınca bir de kaba kuvvete başvuruyordu beyefendi! Ama çoğu zaman gözlerinin altı mosmor görüyordum. Ya çok uyuyordu ya da hiç uymuyordu. Ki burada söz konusu Sungursa çok uyumak hayalden ibaret olurdu.

Canım tatlı da istiyordu, hatta dondurma. Dışarıda bir metre kar varken dondurma yemek pek akıllıca değildi ama canım istiyordu. Hem Sungura bakmış olurum hem de buzlukta gördüğüm çilekli dondurmayı alırdım. Daha ben gidip gitmemek konusunda kendimle tartışırken ayaklarım benden bağımsız hareket ederek ev botlarıma uzanmıştı bile. Üzerime kalın örgülü ceketi alarak yavaşça kapıdan süzüldüm. Ev botlarıma rağmen parmak uçlarımda yürüyor oldukça sessiz olmaya özen gösteriyordum.

GÜL KOKAN BARUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin