18.Bölüm "Can Kırığı"

122 22 16
                                    

"Ölüm o kadar güç değildir, unutulmak yamandır."

~Hüseyin Nihal Atsız~

Ruh Adam kitabı bana göre oldukça yanlış anlaşılmış bir kitap. Baş karakter Selim yalnızca iftiraya kurban gitmiş bir adam. Orada krallığı savunmuyor ki, disiplini ve saygıyı savunuyor. Ah Ayşe'm, üzümlü kekim.

Her neyse, yeni bölümle karşımızdayım. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn

🍓💗🇹🇷⚘
(Kitabı dört emojiyle anlatasım geldi sjsjsjsjsj)

Yazarın anlatımıyla, Gölge Timinin eğitim zamanları...

"Bir asker olmanın temel ilkelerini bilir misiniz?" Dedi Oğuz Binbaşı dokuz çocuğun önünde adımlarken.

Murat Kundakçı, yaş on üç. Alınan yer, Şanlı Urfa Yetimhanesi.

Fetih Alasırt, yaş on dört. Alındığı yer, Ankara Yetimhanesi.

Fırat Canpolat, yaş on üç. Alındığı yer, Trabzon Yetimhanesi.

Yaren Karahan, yaş on iki. Alınan yer, Adana Yetimhanesi.

Keskin Yavaş, yaş on üç. Alınan yer, İstanbul Yetimhanesi.

Aybars Cebeci, yaş on üç. Alınan yer, Bursa Yetimhanesi.

Alim Büyükkoç, yaş on bir. Alınan yer, Osmaniye Yetimhanesi.

Akif Yağız, yaş on dört. Alınan yer gizli bilgi.

Temur Asaf Yaman, yaş on dört. Alınan yer gizli bilgi.

Oğuz Binbaşı elinde ki dosyaları yanında ki Çavuşa verdi. Bunlar bildiği bilgilerdi. Zaten onları bu tesise getiren bizzat kendisiydi. Akif ve Temur'un bilgilerinin gizli olmasını bizzat kendisi istemişti. Yetimhaneden kaçmış iki çocuğun sicili temiz lazımdı ona.

"Vatan uğruna canını feda etmek mi?" Diye bir önermede bulundu Fetih.

"Başka?"

Murat elinde ki kolyeyi sıkıca kavradı. "Masumları korumak için yapılan fedakârlık."

Oğuz Binbaşı onlardan elbette büyük cevaplar beklemiyordu. Onlar daha çocuktu. Ama ümidi bu çocuklardı. Onları kimsesizlerden seçmişlerdi çünkü gidecekleri menzil belliydi. Kimin yüreği buna dayanırdı?

"Vatan," Dedi Temur hafızasında ki babasının bölük pörçük anılarıyla. "Ve yanında ki adam."

Akif'in içi 'cız' etti. Daha dün gibi hatırlıyordu Kalendar amcasının nasihat verişlerini. Kendisi herşeyi hatırlarken Temur'un zihninde kaybolmaya yüz tutmuş bir kaç anıydı.

Binbaşı memnuniyetle ellerini arkasında bağladı. Bu sert bakışlı çocuğu seçmekle iyi ettiğini anlamıştı.

"Bende size bu iki şey için nasıl can alınıp verilir onu öğreteceğim."

Hepsinin getirildikleri zaman ki elbiselerini bir tenekeye koydurtmuştu. Elinde ki zippoyu çevirdi. Hepsi de alnı pak çocuklardı. Nasıl onlardan bir Bomba yapmaya gönlü el verecekti ki? Bilakis söz konusu vatandı, ne onun gönlünün el vermemesine bakar ne de bu çocukların temizliğine bakardı.

"Bundan önce kimseniz unutun. Yaren yok, Fetih yok, Murat yok, Aybars yok, Keskin yok, Fırat yok, Alim yok, Akif yok, Temur yok!" Yüksek sesi surlarla çevirili tesiste yankılandı. "Adlarınız önemsiz, çünkü ölülerin adının önemi yoktur! Gençiliğiniz olmayacak, milletiniz yegâne vârlığınızdır. Aşktır, sevgidir, unutun siz o işleri şimdiden! Ölüler sevmez! Ben sizden asker veya bu devlete hizmet eden bir personel yetiştirmeyeceğim! Sizden birer bomba, şayet bir ölü yaratacağım. Şimdi söyleyin bana. Siz kimsiniz Gölge Timi?!"

GÜL KOKAN BARUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin