Jayda son hazırlıklarını tamamlayarak yola çıkmıştı. Atının eyerinin arkasından sarkan deri çantanın içine yolculuğu için biraz yemek ve istenmeyen bir karşılaşma yaşanırsa kullanmak üzere merhem ve bandaj yerleştirmişti. Atının da dayanabildiği şekilde, mümkün olduğunca hızlı ilerlemeye çalışıyordu fakat son gerçekleştirdikleri pusuda aldığı darbeler vücudunda morluklar oluşturmuş ve aradan günler geçmesine rağmen hala sızlıyordu. Jayda atı ufak bir tümsekten atlayarak geçince yüzünü ekşitti.
Erken saatlerde yola çıkmıştı. Yavaş yavaş aydınlanmaya başlayan gökyüzü ağaç yapraklarının arasından Jayda'nın yüzüne gelen sarı ışıklar yayıyordu. Yaklaşan kışla birlikte havada keskin bir kar kokusu vardı. Muhtemelen Jayda güneye yaklaştıkça bu kar kokusu giderek yok olacaktı çünkü havanın bu dönemlerde Uglen civarında kuzeydeki kadar soğuk olmadığını duymuştu. Serin havaya alışan biri için kesinlikle farklı bir deneyim olacaktı. Önce Jayden'ı bulalım da. Jayda hep yeni yerleri keşfetme arzusuyla uyurdu, özellikle küçükken ama bu keşif yolculuğunun böyle bir olay yüzünden gerçekleşeceğini hiç düşünmemişti. Ne dilediğine dikkat et. Üzüntüyle boynundaki zincire geçirdiği yüzüğü tuttu. Jayden'ı kurtardığında ona vereceği yüzüğü.
Jayda birkaç saat daha yol aldıktan sonra atını yavaşlattı ve ağaçların düz bir araziye doğru azalarak ilerlediği bir patikada durdurdu. Biraz mola vermek iyi olacaktı. Ve yemek yemek. İleride uzanan Kuzeykök ormanı ve arkasındaki dağlara baktı. Artık Aspan'dan çıkmak üzereydi. Muhtemelen yaklaşık üç günlük bir yolculuğun ardından gitmek istediği yere, Palon'a varacaktı. Umarım yolda yağmur bastırmaz. Bu varış süresini biraz daha uzatacak bir şanssızlık olurdu. Atından inip eyerinden deri çantayı çıkardığında atı dinlenip bir şeyler yemek üzere kıpırdandı. Jayda da çantasının içinden bir elma ve şimdilik taze kalmış bir ekmek çıkardı. Sırtını dev gövdeli ağaca yaslayarak oturup ekmeğin etrafına sarılı bezi açtığında yabani ot kokularına karışan taze çavdar kokusunu içine çekti. Fazla iştahı yoktu ama midesi bu yiyecekleri gördüğüne sevinmişti. Ekmekten bir parça koparıp ağzına attı ve gözlerini kapadı. Artık tepeye gelmiş güneş etrafı daha da ısıtmaya başlamış, ağaçların dallarında dans eden kuşların daha yüksek sesle cıvıldamalarını cesaretlendirir şekilde çevresine enerji dalgaları yayıyordu. Jayda bacaklarına vuran ışığın vücudunu ısıtmasına izin verdi. Hava fazla terletmese de hızlı ilerlediği için su kaybetmiş olmalıydı. Çantasından çıkardığı su matarasından birkaç yudum aldı. Palon'a varana kadar bazı göletlerin yanından geçtiğinde doldurmuş olsa da geriye kalan yolculuğundaki tek su kaynağı bu matara olacaktı. Oturduğu yer yüzünü güneşten koruyabileceği bir konumdaydı. Ekmeğinin yarısını yiyip örtüsüne sardıktan sonra elmayı doğramak için bıçağını çıkardı. Elmanın ağzında bıraktığı tatlımsı ve sulu tat eşliğinde ilerideki dağları izledi. Yüksek dağlar ardında kalan kenti, Ventios'u gizliyordu.
Ventios hem doğu hem batı yakasına giden ticaret gemilerinin uğradığı bir ticaret noktasıydı ve Assulon'un başkentiydi. Altın çağı zamanında Albis'lerin tahtının korunduğu saraydan tüm şehrin izlenebildiği söylenirdi. Kimseden bir şey saklayamazdınız, özellikle kraliyetten. Asillerin doğuşundan beri çoğu kurulun merkezi de ya burada bulunmuştu ya da taşınmıştı. Kraliyet askerlerinin eğitildiği savunma ve saldırı birliklerini yetiştiren örgütler dahil. Bu yüzden Jayda oraya elini kolunu sallayarak giremezdi, önce Palon'a uğrayacak olmasının sebebi de buydu.
Palon, Ventios'un biraz daha batısında kalan, balık ve tahıl ticaretiyle uğraşan bir yerleşkeydi. Başkente çok yakın olsa da kasaba az nüfuslu kalmayı başarabilmişti. Palon'a çoğunlukla ticaret yapan gezginlerin kısa süreli uğraması ikizlerin bazı işlerini buradan yürütmeleri için biçilmez kaftan olmuştu. Kasabanın merkezine yakın bir hanın alt katında çoğunlukla sponsorlarıyla gizli toplantılar düzenliyorlardı. Şimdi görmeye gittiği kişi de bu hanı kullanmalarına izin veren dostlarıydı. Kraliyetin arama ve baskınlarının arttırılmasından dolayı gelişmeleri mektuplar yoluyla aktardıkları için bir süredir görüşememişlerdi, handa yüz yüze yapılan son birkaç toplantıya da sadece Jayden katılmıştı. Jayda kasabayı bıraktığı gibi sakin bulacağını düşünmek istiyordu, uzun zamandır sadece mektuplaştıkları için ne görmeyi beklemesi gerektiği konusunda pek emin değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASSULON 1 | SORİN KARDEŞLER
FantasyKraliyete karşı çıkışları ile tanınan KarKıranlar çetesinin ünlü liderleri Sorin kardeşlerden birinin kaçırılması hem topluluklarındaki hem de saraydaki köklü değişikliklerin temelini oluşturacak bir kurtarma operasyonunu başlatır.