Bölüm 23

3 0 0
                                    

  Dövüş yeni başlamış olmalıydı. İki adam da birbirlerine tüm güçleriyle saldırıp kafalarını kafese çarptırmaya çalışıyordu. İri olan daha kuvvetli olsa da rakibinin ufak vücudu çevik hareketlerle sürekli kendisine meydan okumakta kararlı gibiydi. Ufak adamın art arda birkaç kez tellere fırlatılmasıyla basamaklarda gezen çocukların başında toplanan kalabalık da artmıştı.

  "Bahis oynuyorlar." Çocukların soylu olduğu tüm bakışlarından belli olan bir çifte bilet satmasını izledi. Turun sonlarına yaklaştıkça bahis değeri de artıyor olmalıydı.

  Ufak adam artık darbelerden başta yaptığı gibi hızlıca kaçamıyordu. Ağzında toplanan kanı tükürmek ve ayakta durmak dışında pek gücü kalmamış gibiydi. Tam o sırada kafesin arasındaki seyircilerden biri önüne doğru metal bir şey fırlattı. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki Jayden bir an doğru görüp görmediğinden bile şüphe duydu. İri adam da bir şey fark etmiş gibi görünmüyordu. Çevresindeki seyircileri gaza getirircesine ellerini kaldırmış kahkaha atıyordu. Seyirciler kendilerinden geçmiş gibi haykırıyor, neşeyle gülüyorlardı. Ufak adam sanki dengesini kaybetmiş gibi yere eğilip metal parçayı aldığında da kimse bir şeyden şüphelenmedi. İri adam artık daha da yaklaşmıştı ama rakibi hızla yerden kalktığında göğsüne doğru yönelen bıçağı durduramadı. Ufak adamın bu beklenmedik saldırısı karşısında seyircilerin bir kısmı suspus olmuş olsa da zevkten dört köşe olanların bir anda başlattığı alkış dalgası yeniden tezahüratları canlandırdı. Adam bıçağı sapladığında kuma sıçrayan kanlar her hareketinde derine gömülüyordu. İri cüssesiyle yere gömülen adam çoktan ölse bile diğerleri bunu önemsemiyor gibiydi. Adamın göğsüne inen her bıçak darbesinde vahşi haykırışlar daha da arttı. Basamakların arasındaki çocuklar taşıdıkları biletleri yeni turda dövüşeceklerin isimleriyle değiştirmek için uzaklaştığında Jayden kafesin içinde göğsü kanlarla kaplı adamın üç kişi tarafından çıkartılmasını izledi. Ufak adam saldırgan kahkahalarla kafesin içinde dolaşarak seyircilerin kendisine fırlattığı çiçekleri topluyordu. Yüzünü bulunduğu yere döndürdüğünde Jayden o adamı önceden madenlerde gördüğünü fark etti. Adamı tanımıyordu. Hatta İlos ile diğer mahkumların suçlarından konuşurken yanlış hatırlamıyorsa bu adamın tecavüzden dolayı içeri girdiğinden bahsetmişti. Birkaç saat sonra yemek alanına girdiklerinde adamın ufak vücuduyla kendisinin önünde sıraya girmesini izlemişti. O an hapishanede herkesi kendisi ya da İlos gibi düşünmemesi gerektiğini hatırlatmıştı. Ceza alanların bir kısmı sonuna kadar bunu hak ediyordu.

  Yanında bir hareketlenme olduğunda muhafızlardan birinin bileğindeki kelepçeyi açmak için eğildiğini fark etti. Lanet olsun ben çıkacağım. Tamam, bu durumdan kesinlikle kaçamazdı. Her halükarda oraya çıkmak zorundaydı. Az önce izlediklerini sindirmeye çalıştı. Ölümüne dövüş olacak. Yani ne olursa olsun oradan kendisi çıkmak zorundaydı. Seyirciler yasaksa bile silah yardımında bulunabiliyor. Zor durumda kalırsa kendisine gelen yardıma hayır demezdi ama dövüşeceği kişiye yardım edilme olasılığı da vardı. Buna hazırlıklı olmalıyım. Gözünü rakibinden ayırmamalıydı. Son olarak da seyirciler şovu seviyor gibiydi. Yani ne kadar kan o kadar iyi. Dövüşeceği kişinin ölümü hak eden biri olmasını umdu. Oradan canlı çıkmaya mecburdu. Bileğindeki kelepçeler çıkarıldığında kafesin girişine doğru ilerlemeye başladı. Yanındaki muhafız Jayden'ın üstündeki tişörtü çıkarmasını söylerken arkadan sunucunun yankılanan sesi duyuluyordu.

  "Ne dövüştü ama!" Sunucunun sesi de aynı seyircilerin kahkahaları gibi vahşi çıkıyordu. "Az sonra ikinci turun dövüşçülerini izleyeceğiz!" Taşıdıkları biletlerle çocuklar yeniden basamakların arasında dolaşmaya başlamıştı. "Para yatıracağınız dövüşçü hakkındaki bilgileri ve bahis açılış fiyatlarını aranızda dolaşan bilet temsilcilerinden öğrenebilirsiniz."

ASSULON 1 | SORİN KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin