Bölüm 6

12 0 1
                                    

  Jayda, ekibiyle birlikte pusu planlarını yeniden gözden geçirmiş ve üç günlük yolculuklarının ardından saldırılarını gerçekleştirecekleri yere varmışlardı. Hava şanslarına fazla soğuk olmadığından yanlarında bir de kat kat kaban ve battaniye taşımalarına gerek kalmamıştı ama Jayda yaklaşmakta olan kışı hissedebiliyordu. Muhtemelen birkaç gün içerisinde aylar süren yağmurlar başlardı.

  Verna kampta kalmış, ekip dönene kadarki idari işlerle ilgilenmesi için görevli olmuştu. Jayda sahada olduğu zamanları seviyordu. Ormanın içinde olmayı, ok atmayı. Tabii okuyla hedef aldığı kişilerin kötü tarafta olması da işin artısıydı. Kardeşi kadar olmasa bile Jayda da eğlenceden anladığını düşünüyordu. Eğlenceyi baskın tutacak planlar yapmazdı ama istese yapabileceğinden emindi. Şimdi, akşam olmaya ve hava daha fazla kararmaya başlamadan kraliyet arabalarının geçeceği yolun biraz ötesinde kamplarını hazırlıyorlardı. Pusu yolunu incelemiş ve hava durumundaki ani bir değişiklikten oluşabilecek olumsuzluğa karşı yolu hazırlamışlardı. Kraliyet genelde arabasını geçireceği yolu sabahtan kapatır ve o alana giriş çıkışları engellemek için elinden geleni yapardı. Ama çoktan içeride olan birini fark etmezseniz bu konuda hiçbir şey yapamazdınız. Darfin, Llarm ve Haldir dışında kendi kamplarından dört kişi daha Jayda ile gelmişti. Jayda aldıkları istihbarattan kraliyetin beş altı kişiden oluşan bir asker grubu yolladığını öğrenmişti. Taşınan sandıklarda yaklaşan kış için kamplarının ihtiyacı olan aparatlar olmasa Jayda bu pusuyu bu kadar öncelikli tutmazdı aslında ama kışın sıcak kalmak hayati bir önem taşıyordu, özellikle ormanın kuzeyinde yaşaması gereken bir topluluksanız. Ormanda sıcak banyo yapma fırsatları zaten olmuyordu ama en azından saldırı sonunda ellerine geçirecekleri taşınabilir ısıtıcı aparatlar ellerini sıcak suyla yıkamalarını sağlayacaktı. Ayrıca bu arabalardan ele geçirecekleri hijyen malzemeleri de fazladan avantajdı. Sarayda yaşayanlar için vazgeçilebilecek bir şeydi belki bu, çünkü sürekli önünüzde olan bir şeyin değerini ancak onu kaybedince anlardınız ama fakirleşen halk için ufacık bir ekmek parçası bile son birkaç yılda çok daha değerli hale gelmişti.

  Üç yabani bile bu saldırı için yeterdi aslında ama Jayda sürekli kazanıyor olmalarının rahatlığına kardeşi kadar kapılmak istemiyordu. Her an rüzgar tersine esebilirdi. Bu konuda fazla garantici olmasıyla Jayden'ın kendisiyle dalga geçmesine neden olsa da kararında pişman değildi. Kraliyetin arkasından iş çevirerek kendilerine yardım edenler zamanı gelince KarKıranlar'ın da arkasından iş çevirmeye başlayabilirdi. Hepsi olmasa da, Jayda yatırımcılarına güven duymuyordu. Jayden da içten içe güvenmiyordu ona göre ama kendisine göre daha az dışa vuruyordu bu güvensizliğini.

  Jayda hala kendisini biraz stresli hissediyordu. Pusularının bir terslik olmadan hızlıca biteceğinden emindi ve iki saatlik bir şey için bu kadar gerilmesi ona mantıksız geliyordu ama Jayda ikizinin de dediği gibi kontrolü hep sevmişti. Ona haklı olduğunu söylemiyordu sadece. Bu onu daha da çok şımartırdı. Yolculukları boyunca ikizinin nasıl olduğunu birkaç kez düşünmüştü ve en başında Yule'ye neden gittiklerini bilmiyor olmaktan duyduğu rahatsızlıkla geri kalan süreçte düşünmeme kararı almıştı. Zaten ne iş peşinde olduklarını illa ki öğreneceğim.

  Küçük bir kamp alanı içerisinde, merkezdeki ateşin çevresine toplandıklarında sekiz kişi de bir süre ortadaki alevlerin çevrelerine yaydığı sıcaklıkla sessizce bekledi. Kamp ateşlerinin çevreden geçen biri tarafından görülmemesi için Sando özel bir kafes hazırlamıştı. Aparat kafese benzediği için ikizler böyle demişti ama Sando anlaşılmaz bir şeyler söyleyerek bunun sadece bir kafesten daha fazlası olduğunu söyleyip durmuştu. Kafes ya da alev kapanı, yaktığınız ateşin çevresine yerleştirdiğinizde dumanları filtreleyerek dışarı veriyordu ve bu sayede o yoğun tabaka havaya karışmıyordu. Üzerindeki isin sonradan yıkanabileceği aparat içindeki ateş yanarken sıcağı da dışarı veren bir malzemeden yapılmıştı ve üzerindeki delikler sayesinde üstünde bir şeyler pişirmenize fırsat veriyordu. En son da bir yay gibi büzerek çantanıza atıp taşıyabiliyordunuz.

ASSULON 1 | SORİN KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin