Hep birlikte akşam yemeği yiyorduk. Her kes çok sessizdi. Aylin ve Hazarın yüzü beş karışdı. Tartışdıklarına eminim.
Arada Ateşle göz göze geliyorduk. Böyle anlarda gözlerimi kaçırsam da aslında bende yarattığı keşke daha fazla izleye bilsem yüzünü düşüncesi oluyor.
Yemeğimizi bitirdikten sonra Hazar işi olduğu söyledi
" Siz gidin ben biraz daha kalıcam . Bir kaç telefon görüşmesi yapıp öyle gelirim "
Aylin kaşlarını çatsa da bir şey demedi.
Ona bakınca omuz silkti.
Ateş gözlerini kısıp Hazara baktı. Ardından bize döndü.
" O zaman şöyle yapalım kızlar siz gidin Aylin de bizim odaya gelsin .Hem sizin de konuşacaklarınız vardır .Ben de Hazarla birlikte gelirim sonra."
Bana bakıp göz kırptı.
Başımı salladım.
Aylinin koluna girip asansöre doğru yol aldık.
Aylin hiç bir zaman olmadığı kadar sessizdi.
Odaya varıncaya kadar da konuşmadı.
Sonunda odaya girince kendimi koltuğa attım. O da sessizce oturdu.
Dayanamayıp söze başladım.
"Aylinim neyin var?"
Omuz silkti.
"Hiç bir şey"
Ayline ters bakış attım..
" Aylin , anlat hadi"
"Senin de keyfini kaçırmak istemiyorum "
Kaşlarım çatıldı.
"O ne demek öyle?!"
" Günün zaten aksiyonlu geçti. Şimdi Ateşle çok güzelsiniz. Yüzündeki bu şapşal aşık ifadesine kıyamıyorum"
Dedikleriyle dona kaldım.
" Aylin ,ben"
" İnkar et ,yine inkar et "dedi bıkkınlıkla,ardından devam etti.
" Narin yüzünüzden anlaşılıyor işte. Aşıksın ,haraketlerin,tavrın, o yanındayken ona olan bakışların,yüzündeki ifade ,her şeyi açıklıyor.Sen enişteye fena kapılmışsın. Ama ya haberin yok. Ya da kabullenmek istemiyorsun "
Annesine yakalanmış çocuklar gibi hissediyordum.
Başımı önüme eğdim.
" Ben bilmiyorum "mırıldandım.
Elimi tuttu.
"Bil o zaman şapşik arkadaşım,aşıksın. Hissettiğin şey aşk"
"Aslında "derken artık Aylinin derdini çoktan unutmuştum.
" ne aslında?"sordu merakla.
"Ben bu gün bana kızdığını düşünmüştüm ama o beni merak ettiği için delirmiş. Yani bana karşı çok şefkatli. Üstüme titriyor resmen. Sonra kıskanmaları falan. Hoşuma gidiyor. "Dedim yanaklarım kızarırken.
"Yani sana yanık?"heyecanla söyledi.
Şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi açıldı.
" N-nasıl yanık?"
" Narin adam sana aşık , senin söylediklerini sadece aşık biri yapar" sözleriyle boğazımın kurduğunu hissettim.
Aylin bir şey söyleyemeyeceğimi anlayıp elini alnına vurdu.
" Saftirik arkadaşım benim, ikinizde aşıksınız bir birinize "
Daha bir şey diyemeden beni kendine çekip sarıldı.
"Senin adına o kadar mutluyum ki, sevmeden evlendin ama evlendiğin kişiye aşık oldun. Ayrıca o da seni seviyor. Umarım bir ömür mutlu olursunuz "
Elini belimden çekip uzaklaştı.
Sonunda yutkunarak yüzüne baktım.
" Galiba haklısın,Ateşi bilmiyorum ama ben ... ben aşık olmuş ola bilirim " dedim güç bela.
Yüzünde sırıtma oluştu.
"O da aşık "diyip göz kırptı.
" Kızım anlarım ben, aşığın halinden aşık olmuş anlar. Hazarla benim ilk halimiz gibisiniz "dedi. Ama sonra yüzü düştü.
O an konuşmaya nasıl başladığımızı hatırladım.
"Tamam Aylin bizi boş ver de , siz aşıklara ne oldu onu anlat."
Aylin derin iç çekdikten sonra dalgınca anlattı.
" Resepsiyondaki adam ona verdiğim kağıt parçasını Hazara vermiş."
Kaşlarım çatıldı.
"Ee ne var ki bunda? bize gerekli cümleleri Fransızcaya çevirip yazmıştın zaten?"
Aylin suçlu çocuklar gibi başını eğdi.
" Öyle değil , numaramı da yazmıştım "
Anlamamıştım.
"Numaran ne alaka?"
Ofladı.
"Tamam baştan anlatayım"
Başımı salladım.
"Anlat"
" şimdi biz google-dan hani kadının oda numarasını sormak için cümleyi çevirip kağıta yazdık ya"
"Evet?"
"Ha işte ben bize bilgi vermeyeceklerini bildiğim için oraya numaramı da yazdım. Yani... anla işte yardım edersen görüşürüz anlamında."
Gözlerim irileşti.
" Ne yaptın ne yaptın?!"
Yüzünü buruşturdu.
" Narin gerçekten adamla görüşecek değildim ya işimizi halledecekti sonra yazarsa da engelleyecektim"
Ters ters baktım.
" Ben adam numara için yardım etti sanarken meğersem adam zaten bizi tanıyormuş. Ondan yardım etmiş. Sonra da Hazarlar bizi arayınca yerimizi ordakilere sorarken o söylemiş yerimizi. Kağıt parçasını da Hazara vermiş.Tabi Hazar da delirdi. Adam kötü niyyetli olmadığı için ona bir şey yapmamış ama bana demediğini bırakmadı"
" Bizi nereden tanıyormuş ki?"
" Malesef Aksoylar bizim sandığımızdan da ünlüymüşler" diyerek cevapladı beni.
Çok kötü olmuştum. Sonuçta Aylin kötü niyyetli değildi ve ne yapmıştısa benim için yapmıştı.
"Çok kötü mü kavga etdiniz?"
Başını salladı.
"Konuşmuyor benimle."
Sarıldım.
"Tamam üzme kendini. Çok seviyor seni. Düzeliceksiniz" diye teselli ettim.
"Ben de onu çok seviyorum. Onunla aramın kötü olmasına dayanamıyorum. Ama inat işte adam." Ağlamaklı sesi beni de üzmüştü.
Aradan geçen bir saat sonra Aylin koltukta uyuya kalmıştı. Bense olanları düşünüyordum. Ateşle Hazar hala gelmemişlerdi. Sonunda dayanamayıp onların yanına inmeye karar verdim.
Restoran bölümüne gelince Hazar ve Ateşin hala masada oturduklarını gördüm. Yaklaştığım sırada içki içtiklerini anladım.
Tam ne yapıyorsunuz diye cırlayacaktım ki. Konuştukları konuyla kalakaldım.
" Abi kıskanmış işte seni. Yoksa neden gidip tanımadığı yerde bir yolunu bulup kadının odasına baskın yapıp sonra da kadını o hale getirsin ki" Hazarın sözleri kızarmama neden oldu.
" Sadece kocası olduğum için Hazar. Başka bir şey yok"
Hazar başını iki yana salladı.
"Iı kıskandığı için. Seviyor seni. Senin onu sevdiğin gibi"
"Anlamadım?O nereden çıktı şimdi?" Ben Hazarın sözlerinden midemde bir şeylerin kıpırdadığını hissederken Ateş şaşkınlıkla sormuştu.
" Nee? Bana onu sevmediğini söylemiceksin değil mi?? Anlıyorum ben. Gözlerinden okunuyor. Adı geçince bile gözlerin parlıyor. Baksana kadını hırpalamasını anlatınca yüzün gülüyor. Hoşuna gidiyor. Oğlum o narin dediğimiz kızın bile sinirlenince nasıl bir Ateş parçası olduğunu gördük. Karı koca bir birine benzer derler. Lan.... lan benim karım neden beni sinirlendiriyor o zaman?!"
Ateş hafifce güldü.
"Sana benziyor işte "
Sözleri yüzümde tebessüm oluştursa da ardından devam ettiği sözlerke tebessümün yüzümde dondu. Kalbime hançer saplandı sanki.
" Narinle benim durumum farklı. İkimiz de bu evliliğe mecbur edildik. Şimdi de evliliği yürütmeye çalışıyoruz. Bizimkisi sadece karı koca olarak üstümüze düşen vazifeyi yerine yetirmek.Arada aşk yok. Sorumluluk var. Narin olmasa başkası olurdu. Ben olmasam başkası olurdu. Öyle yani "dedi iç çekerek.
Yerimde donup kalmıştım.Dudaklarımda hissettiğim acı tatla ağladığımın farkına vardım. Adımlarım benden bağımsız geriye doğru bir kaç adım gitti. Ardından geriye dönerek koşmaya başladım. Garsonlardan birine çarpmamla kadının elindeki tepsi içindekilerle birlikte yere dağıldı.
"Be..ben çok özür dilerim "dedim yere eğilip kadına yardım ederken ,ama onun dediklerini anlamıyordum. Sanırım o da beni anlamamıştı.
Cam kırıklarına elimi uzatınca birinin elimi tutmasıyla durmak zorunda kalmıştım.
"Dokunma elini yaralarsın " Ateşdi.
Hemen elimi çekip ayağa kalktım. Kadın şaşkınca bize bakıyordu. Ateş de ayağa kalktı.
"Sen iyimisin?"yaklaşınca bir adım geri çekildim. Her kes bize bakıyordu. Hazar kadına bir şeyler söyledi.
Ben daha fazla Ateşe bakamayıp ,hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.
Nereye gittiğimi bilmiyordum ama artık koşuyordum. Koşarak otelden çıkmıştım.
Ateşin sesini duyunca adımlarım durdu.
" Narin nereye gidiyorsun "diye bağırmıştı.
Sinirlerim daha da bozuldu.
Ateşe doğru döndüm.
"Sana ne?" Bu sefer ben de bağırmıştım.
Kaşları çatıldı. Bana doğru geliyordu ki durdurdum.
"Gelme Ateş "
"Sen iyimisin?!"
"Sana ne?Gerçekten umrundamıyım Ateş?Sıkılmadın mı bu evcilik oyunundan?"
Aramızdaki mesafe o kadar da çok olmadığından gözlerinin şaşkınlıktan büyüdüğünü göre biliyordum.
"Evcilik?!" Diye sordu emin olmak ister gibi.
"Sen yaşadığımız şeyi evcilik olarak mı görüyorsun ?"
Dediklerine gülmek istedim.
"Sen öyle görmüyormusun?"diye bağırdım. Ama cevap vermedi.
Başımı salladım.
" Beni sevmiyorsun "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR SEVDANIN BErDELİ
RomanceBir berdelin değiştirdiği hayatlar... _________ Elimdeki silahı ona doğru çevirdim .Gözlerinde rahatlama oluştu. Oysa bir kaç saniye önce silahı kendime doğrultuğumda korkusu elle tutulurdu. Sanırım ölmekten korkmuyordu. Ya da onu öldüreceğime i...