AŞIKLAR

187 12 0
                                    

Eskiden iğrenerek baktığım şeyin bu kadar güzel hissettirmesi beni dumura uğratmıştı.
Ateş tarafından öpülmek içimde tarifsiz hissler uyandıyordu.
Ayağımın yerden kesildiğini ,zamanın durduğunu, dünyada sadece ikimiz kalmışız gibi hissediyordum.

Telefon çalana kadar en azından böyleydi.
Telefonun sesiyle kendime gelmiştim.
Ateş yavaşça ayırdı dudaklarımızı. Alnını alnıma yaslamıştı. Nefesimin düzelmesini bekleyip gözlerimi açtım. Gözlerim Ateşin gözleriyle karşılaşınca utancım gün yüzüne çıkmıştı. Yanaklarımın al al olduğuna emindim.
Ateş yüzündeki tebessümle bana bakıyordu. Bu daha da utanmamı sağlıyordu. Eliyle yanağımı okşuyordu.
Telefon yeniden çalınca hemen uzaklaşmak için Ateşi ittim. Sırıtarak bi az geri geri gitti.
Koltuktaki telefonu alıp kimin aradığına baktıktan sonra açtı.
"Söyle"

Ben de bu sırada hemen banyoya kaçtım.
Kapıyı kitledikten sonra sırtımı kapıya dayayarak derin derin nefesler aldım. Kalbim resmen maraton koşuyordu.
Az önce sevdiğim adam beni öpmüştü. Bu sefer ilk öpücük'ten farklıydı. İkimizde duygularımızdan emindik.
Aynadan kendime baktığımda yüzümdeki aptal gülümsemeyi gördüm. O kadar mutluydum ki, sevdiğim adam beni sevdiğini söylemişti. Ve kocamdı. Berdel yüzünden evlendiğim adama sırılsıklam aşık olmuştum. Bir birimizin kaderiydik. Bir kaç ay öncesine kadar bu evlilikte mutlu olacağımı söyleseler mutlaka onlara gülerdim. Ama şuan hiç olmadığım kadar mutluydum.
Yüzüme bir kaç su çırptıktan sonra derin bir nefes alarak banyodan çıktım.Ateş hala telefonla konuşuyordu. O an aklıma Ateşin konuşmaya başlamadan önce çıkması gerektiğini söylediği geldi.
Önemli bir işi vardı.

Ateşin yanından geçeceğim sırada eliyle belimi kayrayıp kendine çekti birden.
Ağzımdan küçük bi çığlık çıkacakken eliyle ağzımı kapadı. İrice açılmış gözlerimle Ateşe baktım.
Yine sırıtarak bana bakıyordu. Elini çekip kulağı ve omzunu arasındaki telefonu eline aldı. Telefonu kulağından uzaklaştırıp bana doğru eğildi.
"Şşş , sakin " dedi fısıltıyla yüzündeki o sırıtışı hala silmemişti.
Bense heyecandan ne yapacağımı bile bilmiyordum.
Telefondaki her kimdise konuşuyordu ama havaya. Ateş tüm dikkatini bana vermişti ve telefonu havaya öylece tutmuştu.
"Ateş, telefon "dedim gözümle telefonu işaret ederek.
Ateş irkilir gibi olup başını salladı.
Telefonu kulağına getirip "görüşürüz" diyip kapattı.
Şaşkınlıkla Ateşe bakıyordum. O ise telefonu yatağın üzerine fırlattı.
Diğer elini de belime sararak beni daha da çekti kendine.
" Nereye ?" Dedi gözlerini dudaklarıma dikerken.
Boğazımın kuruduğunu hissettim birden.
"A-Ateş be..ben"
Dudağımın kenarını öpünce sesim kesilmişti.
Kalp ritimlerim yine değişmişti.
Sıcak nefesi dudağıma vuruyor titrememe sebep oluyordu. Bi süre öylece kaldı. Bir yerden tutunmak ihtiyacıyla kollarına tutundum.
Hissettiğim şeyler o kadar yabancıydı ki benim için.
Kokusu burnuma dolunca derin bir nefes aldım.
Gözlerim kendiliğinden kapandı bir kaç saniye.
Ateş benden çok az ayrılınca ben de hemen toparlandım.
Bir elini yanağıma getirip usulca okşadı.
Göz göze gelince yüzündeki huzurlu ifadeyi göre biliyordum
" Teşekkür ederim Narin , teşekkür ederim beni sevdiğin için. Kalbini bana verdiğin için. "
Gözlerim doldu.
" Ben de teşekkür ederim " dedim. Sesim oldukça kısık çıkmıştı.
Kapı çalınca hemen ayrılmıştım Ateşten.
"Şey ... kapı... be-ben bakıyım." Dedim hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdüm.
Ateşin arkamdan bir kaç homurtusunu duyunca kıkırdadım.
"Aylindir kesin "dedi sitem eder gibi.
Gerçekten de Aylindi. Ateş hemen yanı başımda olmuştu birden.
Aylin yüzünde aptal sırıtışla bize bakıyordu.
" Şey günaydın. Enişte bize izin verirmisin biraz?" Dedi masum masum.
Ateş neredeyse Ayline öldürücü bakışlar atıyordu.Bana dönünce yüzündeki ifade yumuşadı.Başını sallayıp dışarı çıktı. Aylin de bu sırada içeri girmişti.Birden geriye dönüp
" Hazar dışarı çıktı. İşiniz vardı galiba. Biraz önce aramıştı ama sen doğru dürüst bir cevap vermeyince gitti"

Demek bir az önce arayan Hazardı.

Ateş önce şaşkın baksa da ardından aydınlama yaşamış gibi başını salladı. Giderken telefonda birini aradığını gördüm. Hazarı arıyordu mutlaka. Biraz önce aradığında onu hiç dinlememişti.
Düşünmeyi bırakıp kapıyı kapattım.
Kapıyı kapatır kapatmaz Aylin çığlık attı.
"Narinn , ne oldu inanamazsın " dedi sevinçle.
"Ne oldu?"
" Dün gece barıştık Hazarla"
Bunun neresi inanılmazdı acaba. Benim şaşkın arkadaşım.
Ama dün gece o kadar kötüydü ki, bu sevinci yaşanmaya değerdi.
Güldüm haline istemsizce.
" Anlat bakalım, nasıl oldu özür mü diledi?"
Sordum koltuğa doğru geçerken.
Diğer koltuğa da kendi oturunca kıkırdadı.
"Hayır şimdi şöyle, İşte ben uyurken birden kapı çaldığını duyunca uyandım.
Kapıyı açınca sarhoş bi Hazarla karşılaşmayı bekliyordum tabi ama bu sefer çok içmişti. Bana odamıza geçelim dedi. Malum sizin odadaydım. Sizi sorunca da aşağıdalar gelirler dedi. Birlikte odamıza geçtik. İşte ben yine ona açıklama yapmaya kalktım. O da durdurdu beni. Sana kendimden çok güveniyorum ben açıklama kendini dedi. Sadece bi daha böyle bir işe kalkışmamamı söyledi. Sonra beni kendine çekip " devamını getirmemişti Aylin ama anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Sonlara doğru kızarmaya başlamıştı bile .
Göz kırpıp başımı salladım .
" Anladım anladım. Çok mutlu oldum senin adına." Diyip sarıldım.Ayrılınca bana göz kırptı
"Ee sen neden dün akşam beni yalnız bırakıp gitmiştin?"dedi yalandan sitemle.
İşte şimdi de ben kızarmaya başlamıştım.
"Şeyy ben aslında dün senin için Hazarla konuşmaya gitmiştim Ateşlerin yanına ama şimdi sana daha büyük bir şey söylemem gerek."
Kaşlarını çattı
"Ne ?Bi şey mi oldu?"
" Ben bu gün Ateşe ona aşık olduğumu söyledim. Ve dahası o da bana aşıkmış". .
"Nee gerçekten mi?"diye bağırdı Aylin.
Başımı salladım.
" Ateşin zaten aşık olduğunu biliyorduk da açılmanız çok iyi olmuş çok sevindim. Canım arkadaşım benim. Sonunda gerçek mutluluğu buldun." Dedi .
Heyecanla gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerim dolmuştu mutluluktan.
Haklıydı.

Aylinle birlikte odada bir süre televizyon izlemiş, Aylinin dedikodularını dinlemiştim.İkimizde genellikle bir dolaşıyorduk burda yani dördümüz. Aylin hangi ara bu kadar şey biriktirmişti bilmiyorum.
Bir saat falan sonra Ateşler gelmiş birlikte şehri dolaşmaya çıkmıştık.
Sonunda bir restorana gelmiştik.

" Buranın yemeklerini bir türlü sevemedim ya "diyerek sızlandı Aylin.
" Aşkım niye söylemiyorsun daha önce ? Bekle soralım bakalım türk yemekleri varmıymış" diye Hazar etrafa boylandı. Garsonlardan birine işaret edince adam hemen masaya geldi.
Hazar onların dilinde bir şeyler söylediği sırada ben de kaçamak bakışlarla Ateşe bakıyordum. Ve ne zaman baksam Ateşin gözleri benim üzerimdeydi.
Bu gün yaşananlardan sonra içim içime sığmıyordu ama bir o kadar da utanıyordum.
Garson uzaklaşınca Hazar bıkkınca nefes verdi.
"Yokmuş"
"Olsun Hayatım" Aylin anlayışlı bir şekilde söylese de Hazar ayağa kalktı.
Biz kaşımızı çatıb ona bakınca o da gözlerini Aylini dikip
"Kalkın "dedi.
Aylin anlamazca baktı. Gerçi bizde anlamamıştık.
"Kalkın gidip türk yemeği olan bir restoran bulacaz" dedi Hazar.
Aylin aşk dolu bakışlarla Hazara bakarak ayağa kalktı.
"Aslında gerek yoktu ama"dedi mırıltıyla.
Bu haline güldüm. Çok tatlılardı.
Ateşin gözlerindeki partıltıyı görünce yutkundum.
Ben de kalkacağım sırada Ateş bileğimden tuttu.
"Siz gidin biz burda yemeğimizi yiyicez, ben çok açım , bir de başka restoran gezemem."dedi gözleri benim üstümdeydi.
Hazar başını sallayıp Aylinin elinden tuttu.
"Tamam o zaman iyi geceler size"
"İyi geceler "dedi Ateş de.
Onlar uzaklaşınca Ateş yüzündeki hınzır ifadeyle bana döndü.
"Sonunda baş başa kala bildik"


BİR SEVDANIN BErDELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin