BİR SEVDANIN BErDELİ

MAVİŞİM

Narinden.

Gözlerimi kaçırdım.
"A..Ateş kalkarmısın?"dedim güç bela. Çünkü siyah gözleri en koyu rengindeyken beni içine çekiyordu. Ama burada olmazdı.
Başka alemdeymiş gibi dediklerimi görmezden gelip dudaklarıma doğru uzandığında heyecanlanmıştım.
Burada olmaz diyordum ama bu kadar yakınımda olunca ve gözleri böyle tutkuyla bakarken mantığım çevrimdışı kalıyordu.
Dudaklarımız arasında milimler kaldığında gözlerimi kapattım.
Ama dudaklarıma vuran nefesi uzaklaştığında içimde oluşan rahatsızlıkla gözlerimi geri açtım.
Ağırlığını üzerime vermemeye özen gösterek yüzümü seyreden adama buğulu gözlerle baktım.
" Melek gibisin Narin. Keşke kendini benim gözlerimden göre bilseydin. İnan ki hiç bir şeyi duymaz,hiç bir şeyi görmezdin.
Gözlerini kapatıp beklenti içinde olduğun bu halini yeni görüyorum. Şu an içimde oluşan hisleri bir bilsen. Aklımdan geçen düşünceler için bile kendime kızıyorum. Seni incitmekten o kadar korkuyorum.Ama korktuğum kadar deli gibi de istiyorum seninle ilgili her şeyi. Her gün senin yeni bir yönünü keşfediyor gibiyim.
Bu yolculuğun bana verdiği zevki tahmin bile edemezsin.
Nasıl bu kadar farklı ola biliyorsun,nasıl yanımdayken bile özleye biliyorum seni , her bir tepkine nasıl hayran bırakıyorsun beni? Bu nasıl bir hiss ki tadını aldığım andan beri her saniye seni arzuluyorum? Dudaklarına baktığım her an aklımdan sadece o çilek dudaklarına kapanmak geçiyor, kokunun kaynağı olan boynunda soluklanmak istiyorum sadece ...
Narin sence deliriyor muyum?"dedi boğuk ama kısık sesiyle.

Ne demek istediğini anlamıştım.
Şimdiye kadar farklı kadınlarla birlikte olmuştu.Ama hiç birine bu kadar bağlanmamıştı. Hiç birini ikinci kez arzulamamıştı.Ama şimdi bana beni her saniye arzuladığını söylüyordu.
Onun için bir çeşit bağımlılık yaratmıştım.

" Dizilerdeki gibi aşıksın yani bana?"diye sordum.
Çünkü söylediklerini ya kitaplarda ya da dizilerde görmüştüm.
Güldü.
"Buna aşk mı diyorsunuz siz ?Bu manyaklık bence. Kafayı yedirtecek bir şey" diye cevapladı.
Elimi yanaklarına sardım.
Sanırım temas bağımlısı olmuştum.
Onu hissetmek istiyordum farkında olmadan.
" Aşkı bana sen öğrettin Ateş. Bana sorma,çünkü ben de senden öğreniyorum her şeyi "
"Seni hak edecek nasıl bir iyilik yaptım acaba?"dediğinde yüzümde durduramadığım tebessüm belirdi.

Benim her anımı güzelleştiren adama aşkla baktım. Umarım bu mutluluğumuz hiç bozulmazdı.

Ama bir anda yeni hatırladığım gerçekle aklım başıma gelmiş gibi oldu.
Ormandaydık ve olduğumuz pozisyon hiç de medeni değildi.
Düşündüğüm şeyle kıkırdamamak için dudağımı ısırdım.
Ateş gözlerini kısarak dudaklarıma baktığında artık kalkmamız gerektiğini anlamıştım.
Benim yerim rahat ola bilirdi ama Ateşin beli ağrıyordu belki de.
Tabi bunu o kadar da soru ediyor gibi gözükmese de.

"Şey.."dedim ama devamını getiremedim çünkü telefonum çalmıştı.
Gözleri hala dudaklarımda olan Ateş yüzünde oluşan bir kaç saniyelik sahte tebessümle gözlerini kapatıp kendini yanıma attı.
Bir şeyler homurdanmasına güldüm.
Çok sevimliydi bu haliyle.

Telefonu açar açmaz Aslının cırlamasıyla yüzümü buruşturdum. Telefonu hoparlöre almıştım.
"Ayy , sonunda yenge. Neredesiniz siz?Bir saattir arıyorum abimi açmıyor"
Yutkunarak Ateşe baktım.
Çatık kaçlarıyla göğe bakıp derin bir nefes alarak
"Bir saattir beni aramadığına hepimiz hemfikiriz. Ayrıca ikinci aramada açmadığımı görünce rahatsız edilmek istemediğimi anlaman gerekirdi Aslı."dedi.

Sinirliyken ayrı bir yakışıklımıydı yoksa bana mı öyle gelmişti?.

Kafamı iki yana sallayarak dikkatle Aslıyı dinlemeye başladım.
" Neyse abicim sana mantıklı fikirlerin için teşekkür ederek konumuza dönüyorum.
Hemen eve geliyorsunuz acil. "Diyen Aslı sona doğru bağırmıştı .